Uluslararası piyasalardaki gelişmeler ve ekonomideki karar vericilerden gelen sinyaller piyasalara moral verdi. Dolar düşüşte
Uluslararası piyasalardaki gelişmeler ve ekonomideki karar vericilerden gelen mesajlar piyasalara can suyu oldu. ABD Merkez Bankası’nın (Fed) faiz kararı sonrası ekonomideki karar vericiler, bir faiz indirimi ihtimalinin güçlendiğini belirtti. Uluslararası piyasalardaki gelişmeler ve ekonomideki karar vericilerin açıklamaları Türkiye’de piyasalara moral verdi. Dolar kuru 5.80 TL seviyesinin altına geriledi. Öte yandan Avrupa Merkez Bankası’nın (ECB) genişleme yönünde adım atmaya hazır olduğunu söylemesi de rahatlama sağladı.
G20 zirvesi
Şimdi ise gözler G20 zirvesinde. Zirvede atılacak adımlar ve uluslararası ilişkilerde beklenen olumlu adımların bunda etkisi olduğu değerlendiriliyor.
Bu beklentiler sonrasında dolar kuru 5.74 TL seviyesine geriledi. Dolar/TL son bir yıl içerisinde 7.23 seviyesinden 5.16’lara alçalan bir üçgen oluşturarak geriledi. Yukarı hareketlerde en yüksek seviye 6.25 ile görüldü. Dolar/TL mayısta test edilen bu seviye sonrası düşüşte. Kurda güçlü destek 5.70 seviyesinde bulunuyor.
Dolar kuru alçalan bir trendde hareket ediyor. Fibonacci
Hisse senetlerinde yeni fırsatların kapıları açılıyor. İhracat yapan, döviz pozisyonu artıda olan güçlü endeks şirketleri yatırımcının radarında yer alıyor. İşte sanayi ve hizmet sektörünün öne çıkan şirketleri...
Borsa İstanbul’da her dönemde seçici hisse senedi hareketlerini görebilmek mümkün. Trendin ve konjonktürün öne çıkardığı şirketlerin hisse senetleri olası fiyat dalgalanmalarında en hızlı hareket eden hisseler. Yatırım gurusu Warren Buffett, “Bizim yatırım felsefemiz şudur. Asla iyi satış yapacağına güvenme. O kadar uygun fiyattan al ki ortalama bir satış bile iyi sonuç getirsin” diyor. İyi fiyatlamalar da karamsar raporların ve gelişmelerin yaşandığı dönemlerde gelebiliyor. Fonlarda hisseleri artırma dönemi.
Şirketlerin analiz edilmesi ve konjonktürün öne çıkardığı hisse senetlerine yatırım yapılması olası fiyat hareketlenmelerinde çok yüksek kazançları da beraberinde getirecektir. Borsa hareketlendikten sonra alıma geçmek isteyenler ya da sorunlar çözüldükten sonra pozisyon almak isteyenler ise çoğu zaman uygun fiyatları kaçırmış oluyor.
Fiyatlar yükseldiğinde daha önce almadıkları fiyatları göz önünde bulunduranlar yeni fiyatlardan uzak durmakta ve asıl yüksek getirileri
Merkez Bankası faiz oranını sabit tuttu. Sıkı para duruşu korunuyor. Ancak metindeki değişiklikler sonbahar öncesinde bir faiz indirimine gidilebileceğine işaret ediyor.
Enflasyon oranının yüksek seyrini ve yüksek volatiliteyi göz önünde bulunduran TCMB, haftalık repo faizinde piyasaların beklentisi doğrultusunda değişikliğe gitmedi. Merkez Bankası Para Politikası Kurulu toplantısından sonra yapılan açıklamaya göre, haftalık repo faizi yüzde 24.00 seviyesinde bırakıldı. TCMB, 2018 yılı eylül ayında faizi 625 baz puan artırarak bugünkü seviyesine çıkarmıştı.
Sıkı duruş...
Piyasada faiz indirimi bekleyenlerin oranı yüzde 16 seviyesindeydi. 18 ekonomistten sadece üç tanesi faiz indirimi bekliyordu. Faiz kararı öncesi dolar/TL kuru en düşük 5.7910 seviyesini görürken en yüksek 5.8295 seviyesini gördü. Karar sonrasında dolar/TL kuru 5.77 seviyesine kadar geriledi.
TCMB, önceki metinlerde belirttiği zayıf iç talep koşullarına ek olarak ‘parasal sıkılaştırmanın’ da enflasyondaki düşüşü desteklediğini belirtti. Gıda fiyatları ve ithal girdi maliyetlerine yapılan atıf metinden çıkarıldı. Fiyatlama davranışlarına dair riskleri sınırlamak ve enflasyondaki düşüş sürecini hızlandırmak amacıyla,
Cumhurbaşkanı Erdoğan ile ABD Başkanı Trump arasındaki telefon görüşmesi, olası bir ABD geriliminin ertelendiği imajını verince dolar kuru bayram öncesi 5.66’ya kadar geriledi. Yatırımcıların gelişmeleri yakından izleyip karar verdiği bir dönemdeyiz
Yatırımcıların en fazla rahatsız olduğu dönemler belirsizlik süreçleridir. Böyle dönemlerde yatırımcı piyasaları ‘dalgalı’ ve ‘gürültülü’ olarak görür. Risk almayı durdurmaya başlar.
Belirsizlik altında işlem yapanlar için önemli tekniklerden biri farklı koşullar altında riskleri ve fırsatları vurgulayan çeşitli senaryolar oluşturmaktır. Birden fazla senaryoya açık kalmalı ve her biri arasında fırsat odaklı olabilmeli. Mevcut ortam, stratejilerin başarılı bir şekilde çeşitlendirilmesini zorunlu kılıyor.
Piyasalara baktığımızdaysa geçtiğimiz 22 Mart’tan bu yana oynaklığın ve belirsizliğin arttığı bir dönem yaşadığımız görülecektir. İstanbul seçimlerinin sonuçlanamaması ve sonrasında yeniden alınan seçim kararı ile birlikte yatırımcılar açısından yeni bir belirsizlik dönemi oluştu. Bunun yanı sıra ABD ile Çin arasında yaşanan gerilim ve S 400 konusundaki gelişmelerle borsa 103 bin seviyesinden 87 bine, dolar kuru 5.46’dan 6.08’e, en önemli
İSO 500’de yer alan ihracatçı şirketler artan döviz kuruna bağlı olarak satışlarını yükseltirken borçlulukları da arttı, özkaynak yapısı zayıfladı. Şirketler kur riskini hedge etmeye çalışıyor
Türkiye’nin en büyük 500 şirketinin listesi İSO tarafından açıklandı. İSO 500’de 2017 yılında yüzde 62,9’a kadar yükselen borçların payı, 2018 yılında 4,1 puan daha artarak yüzde 67’ye yükseldi. Özkaynakların payı ise yüzde 37,1’den yüzde 33’ye geriledi. Bu oranlar tarihsel olarak en olumsuz kaynak yapısına işaret ediyor. İSO 500’de borçların payının artmasının önemli bir nedeni döviz kurlarındaki artışlar. Sanayi kuruluşlarının döviz cinsi borçlarının TL karşılıklarının döviz kurlarındaki artışlar nedeniyle şişmesi de borçların payını artırdı.
2018 yılı itibari ile enflasyon yüzde 20,30 olarak gerçekleşirken, Türkiye’nin kredi risk primi 361, Gayrisafi Yurtiçi hasılası ise 784 milyar dolar oldu. Gösterge faizin 19,73, işsizlik oranının yüzde 13,5 olduğu bir ortamda dolar kuru geçtiğimiz yıl yüzde 39,6 artış gösterdi. Türkiye ekonomisi 2018 yılında yüzde 2,6, sanayi ise yüzde 1,1 büyüdü. Bu ekonomik verilere rağmen, 500 Büyük Sanayi Kuruluşu 2017 yılında 652,7 milyar lira olan üretimden net
Bireysel Emeklilik Sistemi’ndeki devlet katkılarının asgari yüzde 10’u, borsada değerlendirilecek. Bu düzenlemeyle hisse piyasalarına 800 milyon ile 1 milyar lira civarında ilave kaynak girecek
TL ve borsa üzerindeki baskıyı kaldırmak için tüm araçları ile harekete geçen ekonomi yönetimi önce TL’ye talebi artırmak için döviz tarafında munzam karşılıkları 200 baz puan artırdı. Merkez Bankası tarafından yapılan açıklamada munzam oranlarının artışıyla piyasadan 4.3 milyar dolar toplanmış olacağı belirtildi. Söz konusu munzam oranlarının artışı Merkez Bankası brüt rezervlerinin güçlendirilmesi amacını taşıyor. Bunun yanında döviz cinsi kredi plasmanları daha pahalı hale geldi. Öte yandan SPK emeklilik sistemi altındaki standart ve likit fonların içeriklerini düzenledi.
Tahvile 2.5 milyar TL
Buna göre standart fonların en az yüzde 10’u hisse senetlerine yatırım yapacakken, para piyasası fonlarının en az yüzde 25’i devlet tahvillerine ayrılacak. Nisan sonu itibarıyla standart fonların toplamı 7.3 milyar TL civarında bulunuyordu. İçerideki bir miktar hisse senedi de göz önüne alındığında yaklaşık 500 milyon TL’lik yeni hisse senedi yatırımı yapılacak. Bunun yanında yine yaklaşık olarak 2.5
Borsada geçen yıl yaşanan sert düşüşün ardından 2019 yılının ilk yarısında dalgalanma devam etti. İlk beş ayın ardından dip seviyelere gerileyen piyasalar, yılın ikinci yarısında toparlanma eğilimi sergileyebilir
Hareketli, oldukça hareketli günler geçiriyoruz. Art arda hem küresel hem de yerli piyasalardaki haberlerle uyanıyoruz. Her an yeni bir gelişme ile karşılaşmak mümkün. Bir yandan ABD, bir yandan Çin, bir yandan İngiltere, bir yandan risk primindeki yükselme… İşte bu hareketlilik içerisinde giriyoruz 2019’un ikinci yarısına. Piyasalardaki bozulmanın en kritik noktasındayız. Yılın ikinci yarısı ilk yarıya göre biraz daha rahatlatıcı geçecek gibi duruyor.
Sorunlar ise bitmiş değil. Dünyada ekonomik büyüme hızı yavaşlıyor. Şirketlerin kârlılıkları azalacak. El değiştirme ve birleşmeler çoğalacak. Global ekonomide yaşanabilecek bir daralmadan büyük şirketlerin etkilenmemesi de mümkün değil.
ABD ve Çin etkisi
2019’un ikinci yarısından sonra sıcak parayı çekebilecek hamleler sermaye girişinin yaşanmasına neden olabilir. Gösterge faiz 25,74 seviyesinde bulunuyor. BIST 100 Endeksi 86.072 seviyesinde. Endeks dolar bazında ise 14.145 seviyesinde.
Döviz kurlarında bitmek bilmeyen yerli
Piyasalardaki dalgalanma her dönemde farklı sebeplerden kaynaklansa da yatırımın kaçınılmaz bir parçasıdır. Böylesi durumlarda nasıl hareket edeceğini bilmek yüksek kazancın da kapısını aralar
Piyasadaki oynaklığa ve dalgalanmaya her dönemde farklı bir neden etkide bulunabiliyor. Ekonomik göstergelerdeki bozulmalar, olumsuz değerlendirme ve raporlar, jeopolitik huzursuzluklar, artan risk primi gibi birçok farklı nedenin rol oynaması mümkün. Aynı şekilde yaşanan dalgalanmalar, tecrübeli yatırımcıların dahi sinirini yıpratabiliyor. Hal böyle olunca piyasalarda oynaklığı yatırımın bir parçası olarak görmek ve buna uygun davranmak daha doğru bir yaklaşım olurken beraberinde yüksek kazancın da kapısını aralıyor.
Dolar bazında hisse senetleri 14.538 seviyelerine geriledi. Tarihi dip seviyelerin 12.500’ler olduğu düşünüldüğünde BIST 100 Endeksinin bulunduğu seviyelerin ne denli düşük olduğu daha iyi anlaşılacaktır. Türkiye’nin artan risk primi, içeride ve dışarıda devam eden belirsizlikler, ekonomik verilerdeki bozulmalar fiyatlarda agresif salınımlara neden oluyor. Peki, bu kalıcı bir hareket mi? Elbette hayır. Uzun vadeli fiyat hareketleri gösteriyor ki fiyatlar belli noktalarda dip