Borsada işlem hacmi haftanın son işlem gününde 50 milyar TL olurken hafta başında 40 milyar sınırında kaldı. İşlem hacminin 50 milyarın üzerinde kalıcı bir seyir göstermesi yabancıların alımlarına işaret edecek
Borsada işlem hacmi izleniyor. Hacmin 50 milyar sınırının üzerinde kalıcı olabilmesi yabancı alımlarının işareti olacak. Haftanın son işlem gününde 50 milyara çıkan hacim ilk işlem gününde 40 milyar sınırında. ABD seçimlerinin ardından mali teşvik beklentileriyle küresel piyasalardaki iyimserlik sürüyor. ABD’nin yeni başkanı Biden, koronavirüse karşı tasarladıkları 2 bin dolarlık destek çeklerini de içeren yeni teşvik paketini 20 Ocak’taki görev tesliminden önce, perşembe günü açıklayacak. Paketin odak noktası küçük işletmeler olacak. Likiditedeki artışın ABD borsaları kadar gelişmekte olan ülke borsalarını da olumlu yönde etkilemesi bekleniyor.
Yabancı payı % 48
Yabancıların borsadaki payı yüzde 48.72 seviyesinde bulunuyor. Yabancıların payı endeks 1.540’a yükselmesine rağmen hala yüzde 50
Küresel bazda yüksek likidite ve düşük faiz ortamı nakdin borsalara kaymasına neden oluyor. Borsalar zirve üstüne zirve yaparken BIST de bu hareketin içinde. İyimser dalga bir süre daha sürebilirKovid-19 aşısının uygulanmaya başlaması, ABD seçimlerinin geride kalması ve uzun bir süre FED’den faiz artışı beklenmemesi borsaları zirveden zirveye taşıyor. Gelişmekte olan ülkelere para akışı var. Özellikle Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerde ucuz kalan hisse fiyatları yabancı yatırımcıların ilgi odağında olacak. Olası bir dış gerilim yaşanmadıkça BIST 30 hisselerinde çıkışın devam etmesi beklenmeli.
Normalleşme hızlandı
Ekonomi yönetiminin değişmesiyle birlikte normalleşme adımları hızlandı. Faizler 10.25 seviyesinden 17’ye çıktı. 14.60’ın üzerindeki enflasyonun üzerinde reel getiri imkânı oluşunca dolar kuru en yüksek gördüğü 8.58 TL’den 7.38’e geriledi.
Dolar kuru için şimdilerde takip edilen seviye Brunson krizi sırasında test edilen zirve olan 7.24 TL. Zira kur bu rakamın altına kayarsa 6.80 ve 6.50&rs
Piyasalarda temkinli bir iyimserlik yaşanıyor. Merkez Bankası’nın (TCMB) adımları ile reel faiz ortamının oluşması ve ekonomilerde toparlanma beklentisi piyasalarda olumlu hava yarattıysa da bir yandan da virüsün mutasyona uğraması, hem yerel hem de küresel bazda enflasyondaki yükselme beklentileri gerilim yaratıyor.
Tüm bunlara rağmen bu yılın geçen yıldan çok daha iyi olması ve bol para ortamında borsaların ve değerli metallerin yükselişe devam etmesi ana beklenti. TL varlıklara ilgi ise güçleniyor.
Borsa kritik eşikte
BIST 100 Endeksi 1.500 seviyesindeki sınır çizgisinde. Endeks dolar bazında 201 seviyesinde bulunuyor. Gelinen aşama dolar bazında kritik bir eşik. Endeks 2018 yılındaki kur şokundan bu yana iki defa bu seviyeye geldi. Ancak aşamayarak geri döndü. Ağırlıklı olarak uluslararası ilişkilerde yaşanan gerginliklerin etkisi görülürken en son 2020 yılında pandemi nedeniyle endeks dolar bazında 201 seviyesinin üzerine çıkamadı. Şimdi yeniden bu kritik eşikteyiz. Endeks güçlü satış noktasını aşmayı başarabilirse yükseliş güçlenecek.
BIST
Son 5 yılın yükselen yıldızları kıymetli maden fonları, 2021 yılında da kazandırmaya devam edecek gibi gözüküyor...
Koronavirüs salgınıyla birlikte yükselişe geçen altın fiyatları, altın fonlarını da olumlu yönde etkiledi. Altın fonlarında ortalama yüzde 50 getiri oluşurken gümüş fonunda getiri yüzde 81.15 seviyesine çıktı.
Altın yaygın olarak birçok bankadan alınabildiği gibi gümüş sadece sınırlı sayıda bankadan alınabilmekte. Kısa vadede alım ve satım arasındaki makaslar yüksek olabildiği için uzun vadeli düşünerek yapılabilecek alımlar fiyat marjlarına takılmayı önleyecektir.
Neden yükseliyor?
Altın ve gümüş fonları, bu kıymetli madenlerde oluşabilecek fiyat değişimlerini yatırımcısına yüksek oranda yansıtmayı hedefliyor. Portföy çeşitlendirmesi açısından da piyasalardaki riskin ve oynaklığın yükseldiği dönemlerde bu enstrümanlar tercih edilen bir alternatif yatırım aracı olurken küçük tutarlarla da altın ve gümüş fonları alınabilmekte.
Kıymetli maden fonlarına ilgi sürmeye devam ediyor.
Para Politikası Kurulu’nun 2020’nin son iki toplantısında gerçekleştirdiği ve toplamda 675 puanı bulan faiz artırımı, bu yılın ilk yarısında kendisini daha belirgin şekilde gösterecek. Kur ve faiz etkisi şirket bilançolarında hissedilecek. Aşılamaya ilişkin gelişmeler sektörlerdeki hareketlerin de seyrini belirleyecek. Yazılım ve teknoloji şirketleri öne çıkacak.
Koronavirüs salgını ile birlikte piyasalarda yaşanan küçülmeler yılın üçüncü çeyreğinde hafifledi. Veri akışı küresel ekonomide üçüncü çeyrekte toparlanmaların yaşandığını gösteriyor. Aşılamanın başlamasına rağmen mutasyon nedeniyle belirsizlikler ise halen sürüyor. Tüm bunlara rağmen 2021-2023 döneminin dünya genelinde ekonomik normalleşme ve toparlanma dönemi olması bekleniyor.
Yurt içerisinde Merkez Bankası Para Politikası Kurulu, 2020’nin son iki toplantısında güçlü artırımla birlikte faizi 675 puan yukarı çekti. Ocak 2020’de yüzde 11.25 olan politika faizi yıl sonunda yüzde 17’ye yükseldi.
2020’nin yükselen yıldızı Cumhuriyet altını... BIST 100 yüzde 28.9, euro yüzde 34.7 ve dolar ise yüzde 23.4 yükseldi. Yıl sonu 2.960 TL’ye kadar çıkan Cumhuriyet altını yüzde 52.3 değerlendi. 2021’de ise enflasyon çift haneli rakamlarda kalacak, dolar ve altın enflasyon oranında kazandırmaya devam edecek. Borsada çıkış sürecek. Sabit getirili yatırım araçları içerisinde mevduat öne çıkacak
Piyasalar 2020 yılını, bir önceki yıla göre belirsizlik içinde ve dalgalı bir seyirde geçirdi. Sert aşağı ve yukarı hareketlerin olduğu gözlendi. Dolar kuru 5.95 ile 8.58 aralığında yükselen bir seyir izledi. Yılı 7.50 seviyesinin altında 7.33’ten tamamladı. Tüm dünyayı pençesine alan pandemi küresel piyasaları olduğu kadar yurtiçi piyasaları da etkiledi. ABD başkanlık seçimleri yapıldı. Ekonomi yönetimi değişti. Normalleşme adımları ile birlikte yeniden sıcak para girişi gözlenmeye başladı.
Borsa, koronavirüsün Türkiye’de görülmesiyle mart ayında sert bir düşüş yaşadı. BIST
Pandemi boyunca altın izlendi... Altın önce şok düşüş, arkasından sert yükselişle yatırımcıların gündemine oturdu. 2021 yılında da altın takip edilecek. Küresel bazda bol para, düşük faiz altını en güçlü metal haline getiriyor.
Küresel bazda 2020 yılında yaşananlar hiç beklenmeyen finansal varlık hareketlerini beraberinde getirdi. Korku endeksi VIX, 2008 küresel kriz seviyelerine yükseldi. Tüm varlık hareketlerinde görülmemiş oynaklık yaşandı. Altının onsu mart ayında 1.440 dolara geriledikten sonra 2.081 dolara yükseldi. Yılı tamamlarken 1.862 dolar seviyelerinde olan altın yine yatırımcıların gündeminde...
Son 10 yılda en düşük 1.050 doları gören altının onsu en yüksek seviyeyi 2.081 ile 2020’de gördü. 2019 yılında dip seviye 1.229 olurken 2020 de dip 1.440 dolar oldu. Küresel bazda bol para, düşük faiz dönemi altını en güçlü metal haline getiriyor.
2020 yılında küresel bazda artan korku ile altın tüm yatırım araçları içinde öne çıktı. Yıllık bazda altının onsu 1.522
Faiz ve enflasyon yükseldi. Şimdi yatırım ve emeklilik fonlarında kârı yükseltmek için fon sepetleri oluşturulmalı. Portföylerde faiz, altın ve hisse senedinin ağırlığının yükseldiğini görebiliriz...
Tasarruflarını yatırım ve emeklilik fonlarında değerlendirenler için 2021 yılı reel getiri açısından kolay bir yıl olmayacak. Politika faizinin yüzde 17, enflasyonun yüzde 14.03 olduğu bir ortamda hem emeklilik, hem de yatırım fonlarında sepet oluşturmak önemli hale geliyor.
Birikimini sadece para piyasası fonlarında değerlendirenler yüzde 14.03 olan enflasyon oranının altında bir ortalama gelir elde edebildi. Para piyasası fonlarının getirisi 2020 yılında yüzde 9.45 oldu.
Borçlanma araçları fonları ise yüzde 12.49 oranında değer kazandı. Yani sadece mevduata alternatif olarak fon alan yatırımcıların parası enflasyon karşısında eriyor. Bunun önüne geçebilmek için alternatif seçenekleri göz önünde bulundurmalı.
Enflasyona karşı...
Altın, döviz, yurtiçi ve yurtdışı hisse fonlarından oluşan seçenekler; teknoloji ağırlıklı hisse