Yavuz Kocaömer

Daha önce bu sütunlarda belirttiğimiz gibi, ajansspor.com, bizdeki bilgilere göre, internet üzerinden engelli sporları ile ilgili en geniş ve gerçekçi yayınlar yapan bir site.

Geçtiğimiz günlerde, yine engellilerle ilgili spor haberlerini izlerken, Handan Biroğlu isimli sporcumuzdan bahsederken “Milli Takıma kadar yükselerek olimpiyat kotası için mücadele veriyor” diye bir haber çıktı. Bu haberin altında ise, Uluslararası Olimpiyat Komitesi’nin ve Oyunları’nın amblemi yer alıyor. Burdan anladığımız da, ülkemizde birçok yerde olduğu gibi, Ajansspor editörlerinin de Paralimpik Oyunları’ndan pek haberi yok. Oysa Paralimpik Oyunları’nın kendine göre bir amblemi var.

Yine aynı sitedeki bir başka habere baktığımızda da, “Yalova’da yaşayan doğuştan zihinsel engelli, milli masa tenisi sporcusu Garip Olçaş gelecek yıl Brezilya’nın Rio de Janeiro kentinde yapılacak Paralimpik Oyunları’na katılıp, madalya kazanmayı hedefliyor” diye yazmışlar.

Demek ki doğruları bulmak, eğer ilgilenilirse çok zor değil.

Bir başka haberde, ülkemizin atıcılık konusundaki başarılı sporcularından, daha önce altın, gümüş, bronz madalya sahibi milli atıcımız Cevat Karagöl’den bahsederken, bu sporcumuz

Bundan 7-8 ay önce, Gençlik ve Spor Bakanımız Sayın Çağatay Kılıç, Engelli Spor Federasyonları’nın bünyesinde bulunan bazı spor branşlarının, ana federasyonlara bağlanması konusunda çalışmalar yaptığını açıklamıştı. Aradan geçen süre içinde herhangi bir bilgi alınamadı.
Dünyada, artık özellikle tekerlekli sandalye basketbolu, yüzme, tekerlekli sandalye tenisi v.s gibi engelli sporları, o ülkelerdeki ana federasyonlara bağlanarak destek olunuyor. Örneğin; bundan 8-9 sene önce Almanya’da kurulan Tekerlekli Sandalye Tenis Federasyonu, bundan 1,5 yıl önce Alman Tenis Federasyonu’na bağlandı.
28 Şubat’ta, Alman Tenis Federasyonu’nun Genel Kurulu’nda yaptığımız konuşmada da, Federasyon Başkanı Dr. Kraus’a ağır eleştirilerde bulunmuştuk. Bunlar dikkate alınarak, Alman Tenis Federasyonu son haftalarda tekerlekli sandalye tenisi konusunda, çok daha ciddi çalışmaların içine girdi.
Ülkemizde ise; eleştiri yaptığımızda, bakanlarımızdan önce basın müşavirleri devreye giriyor. Hele içlerinde bir tanesi var ki, kendi ifadesine göre, 20 yıllık basın mensubu, ömür boyu basın kartı sahibi ve masterlı gazeteci. Aynı zamanda da bağlı bulunduğu bakanımızın 20 yıllık arkadaşı.
Bu tip olumsuz

17 Ağustos 1999 depreminde, hiçbir maddi karşılık beklemeden tekerlekli sandalye basketbol antrenör seminerleri için, dördüncü kez Türkiye’ye geldiğinde kaybettiğimiz Dr. Trawinski için o zamandan beri turnuvalar düzenleniyor.
Türkiye Bedensel Engelliler Spor Federasyonu (TBESF), Türkiye Engelliler Spor Yardım ve Eğitim Vakfı (TESYEV) ve Türkiye Milli Paralimpik Komitesi’nin (TMPK) organizasyonunda, ilk turnuva 2001 yılında gerçekleştirildikten sonra, 2 yılda bir yapılmak üzere 2003, 2005, 2007 ve 2009 yıllarında organize edilmişti.
2011 yılında, zamanın Bedensel Engelliler Spor Federasyonu Yönetim Kurulu, uygun görmediği için bu turnuva yapılamadı. 2014 yılındaki turnuva ise, ABD, Almanya, İspanya, İtalya ve Kanada’nın katılımı ile küçük bir dünya şampiyonası gibi gerçekleşti.
Tekerlekli sandalye basketbolumuza katkıda büyük emeği olan bu Alman spor adamını, 2016 yılında yeni bir turnuva ile anmak gerekmektedir.
2016 Rio Paralimpik Oyunları da göz önüne alındığında , şimdiden planlamasının yapılması gerekir diye düşünmekteyiz.
TESYEV ve TMPK bu konuda destek vermeye hazırdır. Yeter ki Bedensel Engelliler Spor Federasyonu bu vefalı davranışı devam ettirmek istesin.
Ö

Bundan birkaç yıl önce Spordan Sorumlu Devlet Bakanımız, müşterek bir dostumuza şöyle diyor: “Yavuz Kocaömer’i de sevmeyenler var.”
Zamanın spor bakanını çok iyi anlarız. Çünkü onun çevresindekiler gerçekten bu satırların yazarını sevmezler. Lafı uzatmadan bunların hangi gruplara dahil kişiler olduğunu sıralayalım.
Engellilerden ve spordan sorumlu, görevlerini yapmayan veya yapıyormuş gibi gözüken bakanlarımız.
Bu bakanlarımızın basın danışmanları.
Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü’nde yıllarca sadece siyaset peşinde koşup hiçbir işe yaramayan muhtelif kademede çalışanlar, “Gelen ağam, giden paşam” diyenler.
Görevini yapmayan, bulundukları illerde engellileri düşünmeyen, abuk sabuk konuşan, hatta milli takımların kendi illerinde kamp yaptığı zamanlar, sanki bir şey yapıyorlarmış gibi kitabına uydurup harcırah alan Gençlik ve Spor İl Müdürleri.
Engellilerin sırtından para kazanan ve onları istismar eden engelli ve engelsiz insanlar.

05- 12 Temmuz 2015 tarihleri arasında, Litvanya’da yapılan Goalball Avrupa Şampiyonası’nı kazanan Görme Engelli Erkekler ve Bayanlar Milli Takımlarımızın bu başarılarını konuşmak için, geçtiğimiz hafta bir TV Kanalında Görme Engelliler Spor Federasyonu Başkanı Abdullah Çetin ile Bayan Milli Takımımızın kaptanı bir spor programında konuk idiler.

Bay Abdullah Çetin konuları, görme engelli sporcularımızın diğer başarılarını anlatırken, önümüzdeki yıl yapılacak olan RİO Paralimpik Oyunları’ndan, hep ‘Olimpiyat Oyunları‘ diye bahsetti. Tabi Bayan Milli Takımının kaptanı da. Genç olan sunucu da onlara katılınca, ekip tamamlandı.

Bay Abdullah, Goalball’‘un nasıl geliştiğini o da yanlışlarla dolu olarak anlatacağına, evvela federasyonun başkanı olarak, sporcularının “Olimpiyat Oyunları’’na değil, “Paralimpik Oyunları’’na katılacağını öğrenmesi gerekir. O öğrenirse, bu konuda görme engelli sporcuları da eğitirse, böyle gerçek dışı deyimleri de kullanarak komik duruma düşmez.

Kaç defa yazdık, söyledik. “OLİMPİYAT” diye bir şey artık Dünya’da yok. Bunun adı “OLİMPİYAT VE PARALİMPİK OYUNLARI.”

Bu durum yalnız görme engellilerde geçerli değil. Diğer engelli sporlarından,

Geçtiğimiz haftalarda, çeşitli engel gruplarında ve spor dallarında, uluslararası şampiyonalara katılan ferdi ve takım sporlarımızda önemli başarılar elde ettik.

- İskoçya’da düzenlenen Yüzme Dünya Şampiyonası’nda Beytullah Eroğlu, erkekler 50 metre sırtüstünde bronz madalya kazandı.

- Hırvatistan’da düzenlenen IPC Atıcılık Dünya Kupası’nın ilk gününde, 25 metre spor tabanca branşında Korhan Yamaç Dünya 3.’lüğünü kazandı.

- Yine aynı şampiyonada erkek tabanca takımımız Korhan Yamaç, Cevat Karagöl ve Murat Oğuz 10 metre havalı tabanca branşında, Çin’in ardından, sadece 1 puan farkla Dünya 2.’si oldular. Tabanca takımımız 50 metre serbest tabanca branşında ise, Dünya 3.’lüğünü kazandı.

- Öte yandan 5-12 Temmuz tarihleri arasında Litvanya’nın Kaunas şehrinde yapılan Goalball Avrupa Şampiyonası’nda hem bayan hem de Erkek Milli Takımlarımız şampiyon oldu.

Bu haberleri okudukça çok keyifleniyoruz. Ama her zaman söyleyip yazdığımızda da ısrarlıyız. Bunlar bir avuç gönüllü insanın ve sporcunun başarılarıdır, antrenörlerin başarılarıdır. Engelliler sporunu spordan saymayanlar, bu başarılara sahip çıkmazlarsa iyi olur. Yine Temmuz ayı içinde Frankfurt’ta yapılan World Süper Cup

Geçtiğimiz hafta Yılmaz Özdil, köşesinde rahmetli Metin Oktay ile ilgili, insanlığını anlatan bir yazı yazdı.

Rahmetli ile futbolu bıraktığı günden, bizi terk ettiği güne kadar ağabey-kardeş gibi yaşadık. Müşterek çok anılarımız oldu. Bunlardan ikisini aşağıda sizler ile paylaşıyorum:

“Sene 1976, Metin ağabey ile, İstanbul’da, neredeyse her gece gazinolara, müzikhollere gidiyoruz. Bir akşam rahmetli Ferdi Özbeğen’in program yaptığı bir lokalde, tesadüfen aynı anda tuvalete gittik. Çıktığımızda, tuvalette oturan yaşlı bir teyzeye, Metin ağabey o günün parasıyla 2 asgari ücret tutarında bahşiş verdi. Şaşırdım “Ne yapıyorsun baba?” dedim. Bir eliyle boynumu tuttu “Bana bak, biz neredeyse her gece böyle lokallerde eğlenip, keyfimize bakıyoruz. Anamız yaşındaki bu kadınlar, sabaha kadar pislik kokuları içinde oturuyorlar. Sana vasiyetimdir, bundan sonra en büyük bahşişi bu teyzelere vereceksin” dedi.

Nur içinde yat Metin ağabey! Vasiyetini tuttuğumdan da hiç şüphen olmasın.

“Sene 1994, Metin ağabey ile İzmir’de 18 yaş Türkiye Gençler Tenis Şampiyonası’nı izliyoruz. Turnuvadan sonra sohbetimiz uzuyor, sabahı ediyoruz. Saat 06.30 civarında, o zamanki Efes Otel’in

Inclusion: Engelli insanların, günlük hayatı engelsiz insanlarla paylaşması.

Almanya Milli Paralimpik Komitesi, Federal Almanya Çalışma ve Sosyal İşler Bakanı Andrea Nahles bir söyleşi yaptı. Bakan Nahles’in kısaca söyledikleri şöyle:

“Ben, gençliğimde, engelli insanların günlük hayata katılamamasını görerek ve onların hayatlarının kısıtlanmasını izleyerek çok öfkelenirdim. Bunu sorumlu bakan olarak değiştirmek istiyorum.

Birçok iş veren, hala engelli insanların, nasıl bir kapasiteye sahip olduğunu anlamış değiller. İnsanların, genellikle zayıf tarafları yerine, kuvvetli taraflarını dikkate almak zorundayız. Günlük hayatta birlikte yaşamanın önemli unsurlarından bir tanesi de spor. Bir engelli atletin spor hayatı bittikten sonra, toplum içinde kalarak, daha yüksek yerlere gidebilmesi.

Örneğin; 3 kez Paralimpik Oyunları’nda altın madalya alan Kirsten Bruhn spor hayatını bitirdikten sonra, Alman Engelliler Spor Federasyonu’nun ve dolayısıyla Almanya Milli Paralimpik Komitesi’nin içinde görev alması.

Bugün 45 yaşında olan, dünya yıldızı bu yüzücünün, organizasyonlar içinde olması, gençleri spora ve sosyal hayata teşvik etmesi Almanya için büyük kazanç.”

Bize gelince,