Yavuz Kocaömer

Bundan yaklaşık 9 sene önce Golf Federasyonu Başkanı Ahmet Ağaoğlu, “Ağabey, engelli golfünü de başlatalım” dediğinde çok sevindik ve heyecanlandık.
Almanya’nın bir numarası ile yine Alman ve Dünya’nın en iyi engelli golf antrenörlerinden birini davet ederek, yaklaşık 60 engelli kardeşimizle ilk testler ve çalışmalar yapıldı. Bir süre sonra bu spora ilgi duyan engelli sporcularımızın sayısı 6-7’ye düştü. Daha sonra da bir tek ülkemizin şu anda gururu Mehmet Kazan, tek başına kaldı. Daha sonra kendisine Ahmet Özyazıcı da katılınca, Uluslararası Turnuvalarda ve Avrupa Şampiyonaları’nda başarılar gelmeye başladı.
Bu arada Golf Federasyonumuz, bu sporcularımıza özel bir antrenör tahsis ederek ayrıca geliş- gidişlerini de ayarlayarak büyük destek verdi.
2015 yılında yapılan Avrupa Engelli Golf Birliği (EDGA) birinci sınıf müsabakası olarak takvimde yer alan organizasyona Avrupa’nın 12 farklı ülkesinden 67 bedensel engelli sporcu katıldı.
Turnuva üç farklı kategoride düzenlendi. Milli gururumuz Mehmet Kazan 13.5 handikap ile organizasyonda ikinci kategoride 10 farklı ülkeden 20 sporcu ile mücadele etti. Ve günün en başarılı neticesini alarak altın madalya kazandı.
Ahmet

12 yıldır engelliler sporu konusunda bu ülkede dert anlatmaya çalışıyorum. Engelliler sporunun ‘Dandik’ olmadığını, sosyal sorumluluktan öte performans sporu olduğunu, engelli ve engelsiz sporcular arasında bir fark olmadığını dilimin döndüğü kadar söylüyorum. Ama öğrenmek için çaba gösterenlerin sayısı o kadar az ki...
- ‘Sakatın da sporu mu olur?’ diyen Spor Yöneticileri gördüm.
- Olimpiyatlara devletin parası ile koşturarak giderken, Paralimpik Oyunları’na mazeret göstererek gelmeyen sözde spor adamları ile karşılaştım.
- Sporu, sadece futbol zanneden ama engelliler sporu konusunda ahkam kesen kıymeti kendinden menkul spor yazarları ile tanıştım.
- Gazilerimize, ampute futbol oynarken, ‘Bunlar yarı ölü, sağ değil bunlar’ diyen mahalle kabadayısı kılıklı spor yorumcularına tanık oldum.
- Çıkarılan yanlış yasa maddesini eleştirdiğimde, ‘Canım zamanı gelince isteyen mahkemeye başvurur hakkını alır’ diyen kendini hukukçu zanneden hukuk müşavirlerine muhatap oldum.
- Batı ülkelerinde engelli sporcular el üstünde tutulurken, biz de onları itip kakalayan spor adamı geçinen insanların varlığını üzülerek izledim.

Geçtiğimiz günlerde bir arkadaşım Paralimpik Oyunları’nda özel sporcuların çok az branşta yarıştığını (yüzme ve atletizmde toplam 5 kategori ve masa tenisi) bunun bir nedeni olup olmadığını sormuştu.

Seneler önce bu sütunlarda yazmıştık, şimdi tekrar o günleri hatırlayalım. 2000 yılında Sydney Paralimpik Oyunları’nda İspanyol Özel Sporcular Basket Milli Takımı spor tarihindeki büyük sahtekarlıklardan birine imza atarak, hiçbir zihinsel engeli olmayan 9 sporcuyu oynatarak altın madalya kazanmışlardı.

Oyunlardan 6 ay sonra, uzun boylu, hiçbir engeli olmayan, boynunda altın madalyalı bir genç Madrid’te bir notere başvurarak ifadesinin kayıt altına alınmasını isteyerek olayın iç yüzünü anlattı, “Hiçbirimiz engelli değildik, bazı maçlarda öne geçtiğimizde antrenörümüz, ‘biraz yavaş olun, biraz top kaybedin’ diye bizi uyarırdı” dedi.

Bundan sonra Uluslararası Paralimpik Komitesi, özel sporcularla ilgili tüm branşları Paralimpik Oyunları’ndan ihraç etti.

2004 Atina, 2008 Pekin’de hiçbir yarışmaya katılamadılar. 2012’den önce yapılan oylamada İngiltere’nin de desteği ile ve bir oy farkla yeniden bazı branşlarda özel sporcuların Paralimpik Oyunları’na katılması kabul edildi. Bu bakımdan

Geçtiğimiz hafta sonunda Almanya’nın Zwickau kentinde, Avrupa Tekerlekli Sandalye Şampiyon Kulüpler Kupası finalleri oynandı. Tekerlekli Sandalye Basketbol Şubesi, Başkan Dursun Özbek yönetimi tarafından yerle bir edilen, aylarca maaşını bekleyip, borçlanan sporculardan kurulu Galatasaray takımı, istenen hedeften çok uzak olarak son 4’e kalamadı.

Aynı şekilde Beşiktaş RMK Marine engelsiz kartallar ise diğer grupta mücadele ettiler ve yine son 4 takım arasına kalmayı başaramadılar.

Geçen hafta pazar günü, Galatasaray ile Beşiktaş RMK Marine Takımları arasında 5’incilik, 6’ncılık müsabakası oynanacak idi. İki ayrı spor salonunda yapılan karşılaşmalarda, maçın oynanacağı salonda, rakiplerini bekleyen Galatasaraylı basketbolcular ve taraftarlar, kötü bir sürprizle karşılaştılar. 30 kilometre ötedeki spor salonundan kendi takımları Beşiktaş’ın maçını yarıda bırakıp bir grup holigan, Galatasaraylı taraftarların üzerine saldırarak bir meydan savaşı başlattı.

Yaklaşık 60-70 kişinin birbirine girdiği kavgada, beyzbol sopaları, döner bıçakları, çakılar ortaya çıktı. Sonuçta 7 kişi, biri ağır olmak üzere yaralandı. Beşiktaş taraftarı olduğunu iddia eden bu grup, otobüse binerek olaya yerinden

Geçtiğimiz haftalarda Almanya’da, Alman Allianz Sigorta’nın sponsorluğunda, Bayern Münih Basketbol Takımı, RİO Paralimpik Oyunları’na katılacak Alman Milli Takımı ile karşı karşıya geldi. Ve tabii ki yürüyen basketbolcular da tekerlekli sandalyede idiler.
Münih’li basketbolcular topla hareketlerinde çok iyi olmalarına rağmen, tekerlekli sandalyede basketbolu oynamakta çok zorlandılar. Bu yüzden de Alman Tekerlekli Sandalye Basketbol Milli Takımı çok rahat hücum imkanı buldu ve sonunda maçı 28-5 kazandı.
Ülkemizde de 1 ya da 2 defa benzeri organizasyonlar yapıldı. Ama maalesef yapılan böyle organizasyonlar orada kalıyor. Oysa, bu tip maçların daha sıklıkla yapılması için “Dünya Engelliler Günü” veya “Türkiye Sakatlar Haftası” beklenmemeli diye düşünmekteyiz. Böylece Tekerlekli sandalye basketboluna olan ilgi daha da artacaktır.
İnclusion, yani günlük yaşamda hep birlikte olmak konusunda daha önce de defalarca yazdık. Birleşmiş Milletler’in son yıllarda desteklediği bu projelere göre, engelli ve engelsiz insanlar günün her saatinde, her koşulda birlikte olup yaşıyorlar. Böylece, onlara “Canım bunlar da engelli işte, gelsinler aramıza” denmiyor. Bunun da en önemli uygulama ve

22-24 Nisan tarihinde Bedensel Engelliler Spor Federasyonu, engelli spor kulüplerini Antalya’da bir araya getirdi. Toplantıya katılan Bucalı Engelliler Spor Kulübü Başkanı Raşit Yürüm bize aşağıdaki maili göndermiş. Yorum sizlerin. “Özel Sporcular Spor Federasyonu Başkanı Sayın Birol Aydın Bey’i canı yürekten kutluyorum. Bizim Bedensel Engelliler Spor Federasyonu Başkanı Arif Bey de keşke onun kadar çalışabilseydi. 2012’de Paralimpik Olimpiyatları’na 42 sporcuyla katılmışız. 2016’da şimdilik 41, ayrıca kota alması beklenen 5-6 sporcumuz daha varmış.

24.04.2016’da Antalya’daki Başkanlar toplantısında bunu başarı olarak anlatıyor. Tabii ki başarı yok. Sayın Arif Bey 2020’deki 100 sporcu hedefiniz çok güzel de, ne yaptınız ki size tekrar başkanlık görevini verecek engelli camiası. Siz ki Antalya’da Paralimpikten bahsederken, “Paralimpik Komitesi’nden neden bir kişi bile yok?” dediğimde, bunun başkanlar toplantısı olduğunu ve gerek görmediğinizi söylediniz. Bence eksiklik yaptınız Başkan.

Bakınız Sayın Birol Bey’e TESYEV ile ilişkilerinden dolayı federasyonuna ne kadar yardım sağlamış. Sizde artık şu anlamsız inadı bırakın da, bu vakıfla iyi geçinmeye bakın ki, TESYEV yardımlarından

18 Kasım 2012 tarihinde göreve seçilen federasyon başkanı Birol Aydın ve ekibinin 3,5 yıllık çalışmalarını sizlere sunmak istiyoruz.

Göreve geldikleri 2012 yılında kulüp sayısı 90 iken, 2016’nın mart ayı sonunda bu sayı 420’ye ulaşmış. Toplam 2 bin 672 kadın ve erkek sporcu sayısı ise 6 bin 564’e çıkmış. Yani neredeyse 3,5 senelik bir zaman içinde yüzde 150’ye yakın bir artış...

Futbol Federasyonu’nun destekleri ile “Futbol Engel Tanımaz” projesi kapsamında Özel Sporcular Futbol Ligi 4. yılına girmiş. Bir miktar borç ile devir aldıkları federasyonun bugün itibarı ile hiç kimseye borcu yok.

Yine aynı görev süresi içinde, ülkemizde 2 Dünya Şampiyonası ve 1 Avrupa Şampiyonası düzenlenmiş. Daha geçen ay 9-18 Mart arası Antalya’da gerçekleştirilen 1, 2 ve 3. Bölge Atletizm Şampiyonası’na bin 460 sporcu, antrenör, idareci ve aile katılarak büyük bir katılım sağlanmış. Bu arada bölge şampiyonaları düzenlenerek down sendromlu, otizimli ve mental zihinsel engelli sporcuların ayrı ayrı yarıştırılmaları sağlanmıştır. Ve daha birçok etkinlikler...

Bu çalışmalar tabii ki bir ekip çalışması ama federasyon başkanı Birol Aydın, insancıl, kararlı ve yönetim kurulu üyeleri ile tam bir uyum içinde, spor

Paralimpik Oyunları’na katılacak 3 engelli spor federasyonuyla belirli kademelerde yapılan görüşmelerde, Türkiye Milli Paralimpik Komitesi ile olan ilişkilerde, elemanlarının bu konuda fazla bilgileri olmadığını belirtiyorlar.

Doğrudur. Hiç kimse Paralimpik Oyunları, kuralları, başvurular konusunda tüm bilgilere sahip olma durumunda değil. Ancak federasyonların görevleri bu elemanlarını eğittikten, yetiştirdikten sonra bu görevleri vermeleri. Aksi halde çıkan sorunlar, Uluslararası Komite tarafından ağır eleştirilere uğruyor.

Personelleri eğitsinler

Akreditasyonlarda, turnuvalara yapılacak bildirimlerde olan gecikmeler, daha sonra Paralimpik Komitesi’ne rica edilerek süresi geçmiş Uluslararası turnuvalara başvurmalar sonucunda, geçenlerde bir Uluslararası Paralimpik Komitesi yetkilisi yine öyle bir talep karşısında “Yine mi Türkiye?” dedi. Bu hoş bir durum değil. Bunun sorumluluğu orada görev yapanların dışında, o federasyonların teknik komitelerine ve diğer kurullarına aittir. Bugüne kadar böyle bir eleştiri almayan Türkiye Milli Paralimpik Komitesi ve dolayısıyla ülkemiz de zor durumda kalmaz.

Artık zamanı geçti ama 2020 Tokyo Paralimpik Oyunları’na kadar personellerini eğitsinler.