Yıldızlar, çizgiler ve ötesi 22 Temmuz seçimleri bu açıdan da umut verdi. Yeni Meclis'in öncekinden belirgin farkı, ülke genelindeki gibi Güneydoğu'da da çok daha yüksek bir temsil oranı yansıtması. 2002'de bölgede güçlü performans gösteren HADEP'in baraja takılması, TBMM ile Kürt seçmen arasında uçurum açmıştı. Bu uçurum bugün yok. Oransal olarak HADEP'in çok gerisinde kalsalar da, DTP'li bağımsızların Meclis'te grup kurabilecek olması önemli. Daha da önemlisi, AKP'nin Güneydoğu'daki gücünü, üstelik DTP'den oy kaparak artırması.Anlaşılıyor ki AKP, somut vaatleriyle olmasa bile ima ettikleriyle, niyetiyle, kimliğiyle Güneydoğu seçmeninde beklenti yaratmayı başardı. Kürt meselesinde, bölgede hiçbir varlık gösteremeyen CHP ve MHP'nin temsil ettiği devletçi çizgiden farklı bir yaklaşım geliştirebileceğini seçmene hissettirdi.22 Temmuz'un, Washington'da üzerinde en fazla durulan sonuçlarından biri bu. ABD'li yetkililer, 'yeni dönemin Kürt meselesinde yeni açılımlar getirebileceği' kanısındalar.Bu kapsamda, DTP'li milletvekillerinin Meclis kürsüsünü kavga yerine, reforma hizmet edecek şekilde kullanıp kullanmayacakları sorgulanıyor. MHP-DTP tokalaşmasının TBMM yemin törenine damga vurmasının ima ettiği hassasiyet üzerinde duruluyor. En fazla önemsenen ise, AKP'nin ne yapacağı. İkinci Erdoğan hükümeti, Güneydoğu'dan aldığı yüksek oyun sorumluluğunu nasıl taşıyacak? Bu oyun, kendisini Kürt meselesinin de siyasi muhatabı yaptığının bilinciyle davranacak mı?* * *ABD'li yetkililerin bu sorular çevresindeki her değerlendirmesi, K. Irak'ı da ilgilendiriyor. Washington'da, DTP kadar AKP'ye giden Kürt oylarının da 'sınırötesi operasyona karşı oylar' olduğu inancı var. K. Irak'ın, hem bir iktisadi faaliyet bölgesi olarak kazandığı önem hem de Kürdistan Bölgesel Hükümeti'nin nüfuzu üzerinden, Güneydoğu'daki siyasi davranışları etkilediği konuşuluyor.Geçen hafta Brookings Enstitüsü'nde kapsamlı bir seçim analizi yapan Bilgi Üniversitesi öğretim üyesi Soli Özel'e, K. Irak'ın 22 Temmuz'a etkisini sorunca, Güneydoğu seçmeninin AKP'yi, 'Kürt meselesinde adım atmaya ve K. Irak'taki oluşumla dostane ilişkiler kurmaya en yatkın parti' olarak algıladığını söyledi. Kürdistan Bölgesel Hükümeti Başkanı Mesud Barzani'nin de, AKP'ye yönelen destekte rol oynamış olabileceğini ima eden Özel'in ifadesiyle, Güneydoğu'da 'bunca saygın bir destek oranına ulaşan bir partiden, sınırötesi operasyona yönelmesi değil, K. Irak'taki Kürt liderlerle ilişkileri normalleştirmesi beklenecek.'Özel, tam bu noktada, gazeteci Robert Novak'ın, ABD'nin K. Irak'ta PKK'ya karşı gizli operasyon planladığını yazmasının, bu beklentilere büyük zarar verdiğini söyledi; zira, Özel'e göre, AKP'nin bölgede normalleşme adımı atabilmesi için, öncelikle 'ABD'nin PKK'ya karşı somut bir girişimde bulunması şart.' * * *Novak, 'PKK'ya karşı operasyonu engellemekten memnun' olduğunu anlatadursun, "ABD'nin operasyona zaten niyeti yoktu. Kongre'deki brifing de, yazdırılan makale de bir kandırmacadan ibaret" yorumları, Washington'ın bizdeki itibarsızlığını bir kez daha gösterdi.Gerçi benim bu kentte edindiğim izlenim, böylesi bir operasyonun planlandığı; yasa gereği, sınırlı sayıda Kongre üyesine bilgi verildiği ve haberin muhtemelen Novak'ın açıkladığı şekilde sızdığı yönünde. Ama işin gerçeği ne olursa olsun, Washington'daki yetkililerin anlaması gereken şu ki, bölgede normalleşmenin başlaması için, ABD ve Irak'ın, PKK'ya karşı işbirliğinde samimi olduğuna Türkiye'yi inandırması gerek.Sınırötesi operasyon söyleminin, seçim sürecinde iç politika malzemesi yapıldığını gördük. Her ne kadar bu durum, operasyona muhalif oyları kanalize ederek, ironik biçimde, AKP'ye yaramış olsa da, aynı söylemin 22 Temmuz sonrasında, tam da yazının başından beri anlattığımız nedenlerle canlı tutulması şaşırtıcı olmaz. Siyasi alanı daraltmak isteyenler bu söylemden medet umabilir. Demokratikleşme ve diyalog yanlılarının çıkarı ise aksi taraftadır. 22 Temmuz'un bölge açısından sunduğu fırsatın heba edilmemesi, Washington, Bağdat ve K. Irak'taki yetkililerin de bunun bilinciyle davranmasına bağlı. Irak Başbakanı Nuri El Maliki'nin yarın Ankara'da söyleyecekleri de bu açıdan önemli. ycongar@erols.com Terörü geriplanıyla birlikte düşünen herkes, K. Irak'taki PKK'lıların yakalanmasının ya da Güneydoğu'daki askeri operasyonların nihai çözüm getirmeyeceğinin farkında. Terörü bitirmenin yolu, Kürt vatandaşlarımızın çıkışı siyasette görmesinden geçiyor.