Tunca Bengin

Tunca Bengin

tunca.bengin@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Türkiye’yi şikâyet için ABD’ye giden ama Trump’ın tutumuyla bizzat İsrail basını tarafından “Oval Ofis’te soğuk duş aldı, küçük düştü” denilen Netanyahu’nun hesabı neydi?.. Türkiye, Suriye’yi üs olarak kullanıp İsrail’e saldıracak zırvalıklarıyla ABD’yi kışkırtmak... İsrail tehlikede deyip ABD’yi gaza getirmek. Bu bağlamda da daha Washington’a gitmeden önce hem İsrailli bakanlar hem de İsrail basını aşağılık bir dezenformasyon faaliyeti içindeydi… Suriye sahasında kendisine yönelik herhangi bir provokasyon veya saldırı bulunmamasına rağmen yerleşim yerlerini vuran ,hava harekatları düzenleyen İsrail saldırganlığı için güzellemeler, hatta iyice gemi azıya alıp Türkiye’ye ait üsler vuruldu diye yalan yanlış bilgiler, haberler paylaşıldı hep. İsrail’den Türkiye’ye ihtar, gözdağı gibi abuk, sabuk başlıklar, yorumlar da gördük... Dolayısıyla Trump’ın dünyanın gözü önünde Türkiye’ye övgü yağdıran sözleri ve Netanyahu’ya “akıllı ol” uyarısıyla Oval Ofis’te soğuk duş alan, küçük düşenler İsrail’in o had bilmez bakanları ve onlara palavra haberleriyle yalakalık yapan medyası da aynı zamanda... Bu durumda da katil Netanyahu başta olmak üzere bakanlar ve onların aparatları saldırgan görmek istiyorlarsa hep beraber aynaya bakıp gerçeklerle yüzleşmeleri gerekir öncelikle...

Haberin Devamı

***

Sonrasında da yine hep beraber kafa kafaya verip Türkiye’den gelen açıklamaları özellikle de Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın şu sözlerini çok iyi analiz etmeleri şart:

“Suriye’de İsrail dahil başka bir ülke ile çatışmak istemiyoruz. Suriye’nin tekrar, Türkiye’nin milli güvenliğini tehdit edecek bir iç karışıklığa, operasyona, provokasyona maruz kalmasını da izleyemeyiz. Sadece bakmakla yetinmeyiz.”

Zira bunları söyleyen uzun yıllar Türk istihbaratının başında olan bir isim. Dolayısıyla herhangi bir dışişleri bakanının okumadığı kadar istihbarat raporu okumuştur. En başta da İsrail ile ilgili… Ayrıca bakan Fidan zaten İsrailliler gibi çok konuşan, atıp tutan olur olmaz açıklamalar yapan bir siyasetçi değil. Yeri ve zamanı geldiğinde lafı da çok uzatmadan eğip bükmeden net cümleler sarf eden birisi. Dolayısıyla Fidan’ın özellikle “Güvenliğimize tehdit olacak bir gelişmeye izin vermeyiz. Sadece bakmakla yetinmeyiz” sözlerini Netanyahu’nun çok iyi anlaması gerekir. Çünkü geçmişte de Türkiye, Suriye’de olan biten konusunda hiçbir zaman seyirci kalmadı. Dediklerini de hep yaptı… Bundan sonra da böyle olacağı açık ve net... Cumhurbaşkanı Erdoğan’da Antalya Diplomasi Forumu açılışında yaptığı konuşmada bunu bir kez daha dünyaya duyurdu nitekim…

Haberin Devamı

***

Ama Suriye’deki değişimi kabullenemeyen, Türkiye’nin hem bölgede daha da güçlenmesinden, etkisinden, hem de İsrail’in Gazze’deki soykırımı, alçaklıklarına tepkisi ve dünyaya duyurmasından rahatsız olan, kimyası bozulan Netanyahu ne yapıyor? Bölgeyi, Suriye’yi karıştırmak, istikrarsızlaştırmak için pervasızca terör örgütü YPG/PKK’yı destekleyip, arkanızdayım diyerek gazlıyor. Hatta Türkiye’ye karşı düşmanım dediği İran ile iş birliği girişimleriyle daha da alçalıyor... Sıkıştığında da abisi, hamisi ABD’den yardım dilenerek “ Türkiye bize saldıracak, topraklarımızda gözü var. Beni koru” palavrasını sallıyor hiç utanmadan… Bakalım “Çatışmasızlık mekanizması” görüşmelerinde bu yalanlarına ne gibi eklemeler yapacaklar?

Haberin Devamı

Katil Netanyahu’nun bu hezeyanlarına, zırvalıklarına karşı Türkiye Cumhuriyeti Devleti de diyor ki:

Değil İsrail hiçbir ülkenin toprağına göz dikmek, saldırı gibi bir niyet, plan söz konusu bile değil. Sadece ülkemin toprakları üzerinden bana dönük projeksiyon geliştiren, tezgâh, kumpas niyetinde olan, topraklarıma göz dikenlerin ben canına okurum... Bunun içinde daha önce yaptıklarım gibi gerektiğinde topraklarımın, sınırlarımın dışına da çıkarım. Söz konusu ülke bekası, vatan olduğunda kimseyi de takmam… Irak ve Suriye’deki varlık nedenim de senin gibiler ya da aparatların oraya çökmesinler diye...

Son derece açık kimse haddini aşmasın, boyundan büyük işlere kalkışmasın uyarısı yani...