Yaman Törüner

Yaman Törüner

yaman.toruner@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Ülkemizin toplum yapısına bakıldığında, orta sağ partilerin, iktidar olmak için kurulmuş olduklarını görürüz. Yakın tarihimizde, DP, AP, ANAP, DYP ve AK Parti, bunlara birer örnektir. Ülkemizdeki orta sağ partiler, “kitle partileri”nin en iyi örnekleri olmuşlardır.
MHP ise, bir orta sağ parti olamamıştır; hâlâ orta sağ ile aşırı milliyetçilik arasında bocalamaktadır. Zaten, orta sağ bir parti olsa idi, AK Parti ile rekabet edebilecek ve hatta iktidara gelebilecek bir parti olurdu. MHP, sanki tek başına iktidara gelmemek; ama yine de, varlığını sürdürmek peşindedir.
Orta sağ partiler, iktidar olmak için yaratılmışlardır. İktidar olamazlarsa, bir süre daha yaşar; sonra bölünürler. Örneğin, AK Parti’nin yaşam nedeni, iktidarda kalabilmektir. İktidardan uzaklaşırsa, bir süre sonra, küçülmeye veya bölünmeye mahkûm olur. Geçmişte, ANAP’ın ve DYP’nin başına gelen budur. Zaten, orta sağ partilerin tüm milletvekilleri ve yönetimleri, iktidarda kalmaya odaklanmışlardır; iktidarsız olamazlar.
Orta sağ partiler, bırakın iktidar olmayı, “tek başına iktidar” olmak isterler. Başka partilerle, kendilerinin hakim olduğu koalisyon yapsalar bile; birbirleri ile koalisyon içinde olmak istemezler. Geçmişteki ANAP-DYP Koalisyonu, buna örnektir.
Meclis Başkanlığı konusu
Durum böyle değerlendirildiğinde, Bülent Arınç’ın “... bırakın, diğer üç parti koalisyon kursun” demecinin, AK Parti’yi zayıflatmaya ve içinden yeni parti çıkarmaya yol açacağı anlaşılır.
Bir orta sağ partinin Genel Başkanlığı’ndan gelen Sayın Cumhurbaşkanımız da, AK Parti’nin mutlak iktidarda olmasını istiyor. Zaten, kendi varlığını sürdürebilmesi, AK Parti’nin koalisyonla bile olsa, iktidarda kalmasına bağlıdır. İşte bu nedenle, AK Parti’nin ihtiyacı olmadığı bilinen, “dışarıdan destekli koalisyonlar”a yol verilmiyor. Sayın Cumhurbaşkanımız, MHP ve HDP’nin aynı koalisyonda yer alamayacağını düşündüğü için de, “... dışarıdan destekli koalisyonlara geçit vermem, gerekirse yeni seçime giderim” diyor.
Sayın Cumhurbaşkanımızın, Deniz Baykal’la görüşmesi ve bundan sonra yapacağı diğer benzer görüşmeler, hem karşı partilerin kafasındaki düşünceleri öğrenmek hem de “zayıf halka”ları ortaya çıkarmak içindir. Meclis Başkanlığı’nın AK Parti dışında olması, zaten kaçınılmaz gibidir. Sayın Cumhurbaşkanımız “gerekirse böyle bir taviz verilebilir” diyerek, diğer partileri AK Parti ile koalisyon yapmaya özendirmektedir. Doğal olarak, AK Parti ile koalisyon yapacak parti, MHP olursa; Meclis Başkanlığı, MHP adayına verilecektir. Yarın, AK Partinin olası koalisyon politikasını anlatacağım.