Gelişmekte olan ülkelere fon akımı

7 Ağustos 2017

ABD, 2008 yılı ekonomik krizini aşmak amacıyla, Merkez Bankası (FED) bilançosunu 1 trilyon dolardan 4 trilyon dolara çıkarttı. Şimdi, piyasaya verilen bu paranın en az yarısını çekmek istiyor.

FED, Bloomberg ve Akbank kaynaklı aşağıdaki grafik, bu gerilemenin zamanlamasını gösteriyor. FED, bilanço küçültülmesine bu yıl başlayacak ve küçülmeyi kademeli biçimde gerçekleştirecek.

ABD ekonomisi, bu parasal genişlemeye rağmen, çok düşük faizlerle ve olumlu büyüyor. Doların, euro ve diğer paralar karşısında değer kaybetmesi de ABD ekonomisine olumlu yansıyor.

Öte yandan, FED uzun vadeli Hazine tahvili alarak, bu parasal genişletmeyi yarattığı için, ekonomistler, ABD’de bir “tahvil balonu” oluştuğundan ve bu durumun yakın gelecekte bir kriz yaratabileceğinden bahsediyorlar. Tahvil piyasasındaki bu durum, FED’in faiz artırım alanını sınırlıyor.

Bu konu bizim için de çok önemli. Çünkü, faiz artırımlarının gerçekleşmesi geciktikçe, dünya ekonomisindeki daralma ve gelişmekte olan ülke ekonomilerindeki sıkıntı sürüyor.

Sıcak para girişi

IIF, Bloomberg ve Akbank kaynaklı aşağıdaki grafik, bizim gibi gelişmekte olan ülkelere fon akımının durumunu gösteriyor. Gelişmiş ülkeler krizden uzaklaştıkça, fonl

Yazının Devamı

Küresel düşük enflasyon

1 Ağustos 2017

Dünkü yazımda, küresel büyüme beklentilerinin önceki dönemlerin aksine yukarı yönlü olarak revize edildiğinden bahsetmiştim. Büyümelerin artması, yeni bir ekonomik kriz olma olasılığının azaldığı ve güvenin arttığı anlamına geliyor. Gelişmiş ve gelişmekte olan ülke ekonomilerindeki büyüme oranlarında eş zamanlı bir toparlanma göze çarpıyor. Merkez bankalarının merkez bankası kabul edilen Bank for International Settlements (BIS), üye merkez bankalarının, finansal istikrara önem vermesini ve finansal köpük oluşumunun önüne geçilmesini öneriyor. Oysa özellikle Avrupa Birliği Merkez Bankası (ECB) finansal köpük oluşturmaya devam ediyor.

Olumlu büyüme beklentilerine rağmen, enflasyon oranları küresel çapta düşük seyrediyor. Özellikle, gelişmiş ülkelerde süreklilik kazanmış olan düşük enflasyon, bu ülkelerin genişleyici para politikalarından çıkışlarını zorlaştırıyor.

Bloomberg, ECB ve Akbank kaynaklarından derlenen aşağıdaki tablo, Euro Bölgesi ve ABD’deki enflasyon gelişmelerini ve bu konudaki beklentileri gösteriyor. Görüldüğü gibi, parasal genişlemeye rağmen, bu ülkelerdeki enflasyon yükselmiyor.

Neden düşük enflasyon?

Üretim artışlarına paralel olarak gerileme eğilimine giren petrol

Yazının Devamı

KÜRESEL BÜYÜME HIZLANIYOR

31 Temmuz 2017

Küresel büyü-menin hızlanması, hem gelişmiş hem de gelişmekte olan ülke ekonomileri için olumlu sonuçlar veriyor. Büyüme beklentileri de, önceki dönemlerin aksine yukarı yönlü olarak revize ediliyor. Merkez bankası ve Akbank kaynaklı aşağıdaki tablo, küresel büyüme tahminlerinin son durumunu gösteriyor. Büyümelerin artması, yeni bir ekonomik kriz olma olasılığının azaldığı ve güvenin arttığı anlamına geliyor.

Gelişmiş ve gelişmekte olan ülke ekonomilerindeki büyüme oranlarında eş zamanlı bir toparlanma göze çarpıyor. Bu yeni durum, ekonomilerdeki karar vericilerin tahminlerini daha kolay yapmalarını sağladığı gibi, siyasi iktidarların da daha başarılı olmasına yol açacak. Aşağıdaki tabloda, gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin büyüme trendini görüyoruz.

İşleri kolaylaşıyor

Amerikan Merkez Bankası (FED) ve Avrupa Birliği Merkez Bankası (ECB) genişleyici para politikaları uyguladı. ECB parasal genişlemeye devam ederken, FED küçük adımlarla, piyasaya şimdiye kadar verdiği parayı geri çekmeye çalışıyor.

Öte yandan, gelişmiş ülkeler, gelişmekte olan ülkelerin sıkı para politikası takip etmelerini istiyor. Zaten, bu olmaz ise, FED ve ECB’nin genişleyici para politikaları işe yaramıyor.

Yazının Devamı

Güçlülerin alet çantası

25 Temmuz 2017

Tim Ferriss “Tools of Titans (Güçlülerin Alet Çantası)” adlı kitabının, “yaşam”la ilgili bölümünde, şu konulara vurgu yapıyor.

- Gezmeye ve eğlenmeye zaman ayırın. Hayat, çok meşgul olmaya değmeyecek kadar kısadır.

- Başarının anahtarı, hedefe aklınızla değil; hem kalbinizle hem de aklınızla kilitlenmenizde yatar.

- Yaptığınız işin en iyisini yapın derler. Ancak, artık bu da yetmiyor. “Farklı” olmanız gerekiyor. Fark edilmeniz için, yaptığınız işin “en iyisini farklı yapmanız” lazım.

- Sükûnet her zaman kazandırır. Dinleyici olun. Dinlemek paylaşmak demektir; sessiz kalmak demek değildir. Masanızda bulunduracağınız bir “öğüt kelimeciği” olacaksa bu kelime “dinle”dir.

- Her zaman 3 seçeneğiniz vardır. Reddedebilirsiniz; kabul edebilirsiniz; değiştirebilirsiniz. Reddetmezseniz, kabul ediyorsunuz demektir. Değiştirmek istiyorsanız, önce kabul etmeniz gerekir.

- Hayatınız boyunca çabanızın %99’unun boşa gideceğini baştan kabul edin. Hayatınızı değiştirecek olan, çabalarınızın %1’lik bölümüdür.

- Eleştirilerinizi genelleştirirken (genel anlamda yaparken), övgülerinizi kişiselleştirin (özele indirgeyin).

Yazının Devamı

BİR DÜNYA KURDU

24 Temmuz 2017

"Bir Dünya Kurmak” isimli kitap, Hüsnü Özyeğin’in yaşam öyküsünü ve tecrübelerini anlatıyor.

Anılarını anlatırken, 1993 kasım ayında 7.2 milyar dolar olan Merkez Bankası döviz rezervinin, 1994 nisan ayında 3 milyar dolara gerilediğinden bahsediyor. O dönemde ocak ayı ortalarında Merkez Bankası Başkanlığı’na atanmıştım. Özyeğin ile yaptığımız telefon görüşmesinde, 3 milyar dolar rezervimizin olduğunu; bunu piyasaya satmamız ve piyasayı rahatlatmamız gerektiğini söyledi. Onu haklı buldum ama gerçekte hiç dövizimizin kalmadığını kendisine söyleyemedim. Çünkü, 3 milyar dolar rezerv hesaplarda görünse de, rehin altındaydı. Bu bilgiyi tarihe kayıt düşmek adına, Sayın Özyeğin’in hatıralarına eklemek gerek.

İmbikten süzülenler

Kitabın “İmbikten Süzülenler” bölümünde, Özyeğin, gençlere, tecrübelerinden bir demet sunuyor. Bu bölüm o denli önemli ki, her genç için faydalı olacak birçok hayat dersi barındırıyor. Onun tecrübelerinden bir demet sunuyorum:

- Özyeğin, Harvard Business School’un parasını, bizzat çalışarak ödedi. Dahası, ülkesine döndüğünde cebinde tam 50.000 doları vardı. Okulun kantini işletmişti.

- Aldığı eğitim, Özyeğin’de zaten var olan özgüveni bir kişilik özelliğine dönüştürdü.

Yazının Devamı

Motosiklet kullanıcıları dertli

18 Temmuz 2017

Geçen haftaki “Motosiklet Kazaları” konulu yazımın lehine ve aleyhine gelen onlarca eleştiriden dünkü yazımda bahsetmiştim. Bugün, eleştirilerin ilginç olanlarını, özetleyerek sütunuma taşımaya devam ediyorum.

Sahil kentlerinin çoğunda, motosiklet olmazsa olmazımızdır. Benim hem arabam hem motosikletim var ama yalnız başıma arabayla trafiğe çıkarsam, hem araba kalabalığına bir tane daha eklemiş hem de park sorunuyla karşılaşmış olacağımdan, motosikletimi tercih ediyorum. 10 yıldır aktif olarak motosiklet kullanıyorum. Allah’a şükür, herhangi bir kazaya karışmadım. Her motosiklet sürücüsü, sizin anlattığınız gibi değildir; kurallara uyan düzgün bir şekilde kullanan sayısı da çok. (Ertan Başyiğit)

Köşe yazarlığı yaptınız gazetenin muhabiri olmaktan her zaman gurur duyan bir mesai arkadaşınızım. 14 yıldır Milliyet’te çalışıyorum. Ben de bir motosiklet kullanıcısıyım. Gazetemizde az sayıda da olsa, iki tekeri ulaşım aracı olarak kullanan arkadaşlarımız var. Motosikleti bir yaşam ve kültür öğesi olarak tanımladığımız için, size yazmam gerektiğini düşündüm.

Motosiklet kullanımı bir yaşam biçimidir

Eğitim eksikliği nedeniyle, iki teker kullanıcıları çok kazaya sebep oluyor. İçimizde,

Yazının Devamı

MOTOSİKLET KULLANICILARI

17 Temmuz 2017

Geçen haftaki “Motosiklet Kazaları” konulu yazıma, lehine veya aleyhine onlarca eleştiri geldi. Bunlardan en ilginçleri şöyle:

Motosikletçiler için yazdığınız yazınızı okudum, her motosiklet kullanana motosikletçi diyemeyiz. Aradaki farkı daha iyi anlatabilmek adına sizi tamamen ücretsiz olan “Motosiklet Eğitim Gönüllüleri Derneği” ile tanıştırmak isterim. Derneğimiz faaliyetlerini, www.megdernek.com adresinden detaylı biçimde inceleyebilirsiniz. Birçok motosiklet kullanıcısı eğitimlerin yüksek bedelli olmasından dolayı eğitim almıyorlar; derneğimiz ise, giderlerini “katılım payları” ve “bağışlar”la karşılıyor. (Ayhan Mendi)

Yer yer doğru noktalara el atsanız da yazınızın geneline bakıldığında, biz motosiklet sürücülerine çok ağır ithamlarda bulunmuşsunuz. Zaten, biz motosiklet kullanıcıları trafikte araç olarak görülmüyor; kaportamızın bedenimiz olduğu gerçeği unutuluyor ve canımız hiçe sayılıyor. Sizin motosiklet kullanımına teşvik edici ve motosiklet kullanıcılarının trafikte yaşadığı sorunları gündeme getirici yazılar, yazmanız gerekirdi.

Ve çözüm arayışları

Diyorsunuz ki motosikletliler de diğer araçlar gibi trafikte bekleyecek; aralardan geçmeyecek. Bana şu durum için çözüm

Yazının Devamı

Kavgam’da parlamento

11 Temmuz 2017

Hitler’in “Kavgam” adlı kitabında parlamento hakkındaki fikirleri, katılmasam da, şöyle
açıklanıyor:

Parlamentodan nefret ediyordum; fakat, bir kurum sıfatıyla nefret değildi bu. Tam tersine liberal eğilimlerim, başka bir hükümet biçimi düşünmemi engelliyordu. Herhangi bir diktatörlük fikri, Habsbourg hanedanına karşı tavrımla karşılaştırıldığında, bana hürriyet, akıl ve mantığa ihanet gibi geliyordu.

Pek tabii, bu konuda İngiliz parlamentosuna olan hayranlığımın etkisi büyüktü. Bu hayranlık, gençlik yıllarımda okumuş olduğum pek çok gazeteden, farkına varmadan almış olduğum telkinlerin sonucuydu.

Avam kamarasının İngiltere’de görevlerini ciddiye alarak yerine getirmesi ve bunu basının güzel bir ambalaj altında okuyucuya aktarması, benim üzerimde büyük tesir yapıyordu. Bir milletin kendi kendini yönetmesinden
daha iyi bir hükümet şekli olabilir miydi?

Ancak, objektif biçimde baktığımızda, parlamento ilkesi kadar yanlış bir ilke olamaz. İnsanlığın gelişmesinin, ne kadar az olursa olsun bir kişinin kafasından değil de çoğunluğun kafasından çıktığına nasıl inanılır?

Safsata...

Yazının Devamı