Yaman Törüner

Son hafta verilerine baktığımızda; DTH (Döviz Tevdiat Hesabı) mevduatı artış gösterdi; 1.8 milyar dolar artarak, 220.9 milyar dolar ile yeni rekor seviyesine ulaştı. Sene başından bu yana DTH artışı 31.4 milyar dolar oldu.

 Türk Lirası (TL) mevduatı artmaya devam etti; haftalık bazda vadesiz mevduat 0.12 milyar dolar, vadeli mevduat 1.66 milyar dolar arttı. TL mevduat (bankalar mevduatı hariç, katılım fonları dahil), 18 Ekim haftasında 2.6 milyar TL arttı ve 1.162 milyar TL ile rekor yüksek seviyeye ulaştı.

 Brüt rezervler arttı. Gelişmekte olan ülkelere fon girişi görüldü. Akbank kaynaklı en üstteki grafik, döviz tevdiat hesaplarındaki toplam artışı, dolar/TL kuru seviyesi ile birlikte gösteriyor.

Mevduatın seyri

Vadesiz mevduat, haftalık 2.8 milyar TL (gerçek kişi: +7.0 milyar TL, ticari: -9.8 milyar TL) azalırken, vadeli mevduat 5.4  milyar TL (gerçek kişi: +4.1 milyar TL, ticari: +1.3 milyar TL) arttı. Sene başından bu yana, toplam TL mevduat 111.0 milyar TL (vadesiz: +40.0 milyar TL, vadeli: +71.0 milyar TL) artmış durumda. Ortadaki tablo, TL mevduatın artış durumunu gösteriyor.

&nb

Benjamin Netanyahu 31 Mart 2009’dan beri Başbakan olarak İsrail’i yönetiyor. Özellikle yayılmacılık ve ülkesinin sınırlarını genişletme konusunda başarılı oldu. Aşırı siyonist partiyle iş birliği yapıyor. Bu nedenle, gerek dışarıda ve gerekse içeride eleştirilere hedef oluyor.

ABD Başkanı Donald Trump, şimdiye kadar Netanyahu’yu ve İsrail’i destekledi. Bu konuda, aslen Yahudi olan damadının da rolü oldu. İsrail’in başkenti olarak Jerusalem’i (Kudüs) kabul etti ve İsrail’in yayılmacı politikalarını destekledi.

Uluslararası toplum ve Türkiye, Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak kabul etmezken, ABD büyükelçiliğini Kudüs’e taşıdı. Kudüs, Müslümanların ilk kıblesi oldu ve burada Peygamberimiz, Mescid-i Aksa Camii’nin altında bulunan dağda Miraç’a erdi. Öte yandan, İsa’nın çarmıha gerildiği yer de Kudüs’te bulunuyor. İsrail Kralı Davud, Kudüs’ü Yahudilerin başşehri olarak ilan etmişti.

Kudüs, şimdiye kadar, yüzyıllardan beri dörde bölünmüş bir şehir olarak

Gelecek yıl banka kredilerinde görülecek % 13 civarındaki bir artış, % 3.5 civarında bir ekonomik büyüme getirecek. Kredilerde beklenen bu artış, kaçınılmaz olarak, bankaların dış borçlanmasını da arttıracak.

Geçen yıl ortasından itibaren, yabancı para mevduatları artmış ve yabancı para üzerinden istenilen/verilen krediler düşmüştü. Bu gelişmenin sonucu olarak, bankalar dışarıdan aldıkları kredilerin bir bölümünü, yenilemektense, geri ödedi. Bu nedenle, gelecek yıl için beklendiği gibi kredilerde artış eğilimi sürerse, bankaların dışarıdan sağladıkları kredi miktarı da artacak ve dış kredilerin “roll-over rasyosu”, yükselecek.

Merkez Bankası, BDDK ve Akbank kaynaklı aşağıdaki grafik, bu eğilimi gösteriyor.

Normalleşme

2020 yılında, büyümenin kompozisyonunda da normalleşme bekleniyor. Faizlerin gerilemesi ile, özel tüketim artacak ve bu durum büyümeye pozitif katkı sağlayacak.

Kamu tüketiminin destekleyici rolü, kaçınılmaz olarak devam edecek. 2019’a göre daha düşük olsa da, net ihracatın,

Faiz indirimleri, enflasyonun gerilemesi ile ekonomi toparlanıyor. Gerek sanayi malı, gerekse de tüketim malı üretimindeki artışlar toparlanmaya işaret ediyorYurt içinde enflasyon geriliyor. Yurt dışında ise, tüm gelişmekte olan ülkeleri destekleyen bir konjonktür başladı. Buna bağlı olarak, Merkez Bankamız da diğer merkez bankaları gibi faiz indirimlerine gitti. Bu indirimlerin yıl sonuna kadar devam etmesi bekleniyor. Merkez Bankası, TÜİK ve Akbank kaynaklı yandaki grafik, enflasyondaki düşüşü ve Merkez Bankamızın ağırlıklı fon maliyeti ve faiz indirimlerinin yıl sonuna kadar ilave %1.5-2 seviyelerinde gerçekleşebileceğini gösteriyor.




Ekonomi toparlanıyor

Güneyimizdeki Kürt sorununu bir biçimde zor kullanarak bitirmek zorunda kaldık. Çünkü, tüm barışçı yollar denenmişti. Şimdi, barış için savaşmak gerekiyor. Bu gelişme ekonomimizi biraz yoracak gibi görünse de, sonu iyi olacak. Artık Türkiye, tabi olmak yerine, ‘ikna ederek hakkını alma’ biçiminde, başarılı bir politikalar zinciri izliyor.

Açıklanan ekonomik program, turizmin geliştirilmesi ve ihracatın artırılmasına yönelik bir program oldu. Ekonomik program, yabancı sermaye girişinin artmasını, 46.5 milyar dolar gelire ulaşacak bir turizm patlamasını, bankaların kredi genişlemesi yaratmasını, ithal ikamesi yaratacak yatırımlara öncelik verilmesini hedefliyor. Yeni Ekonomik Program (YEP) hedeflerini ve önceki ile karşılaştırmasını aşağıda görebiliriz.

Ticaret savaşları döngüsü

ABD ve Çin arasındaki ticaret görüşmelerinde, uzun vade yerine kısa vadeli çözümler üzerinde anlaşılıyor. Bu durum iki devlet arasında, soğuk savaşın süreceğini gösteriyor. Aşağıdaki Akbank kaynaklı kroki, bu gelişmeyi çok iyi

- Bir dönümlük kenevir 25 dönümlük orman kadar oksijen üretir.

- Bir dönümlük kenevirden 4 dönüm ağaca eş kâğıt üretilebilir.

- Kenevir tam 8 kez kâğıda dönüştü-rülebilirken, ağaç 3 kez kâğıda dönüştürebilir.

- Kenevir 4 ayda yetişir, bir ağaç ise 20-50 yılda.

- Kenevir gerçek bir radyasyon temizleyicidir.

- Kenevir dünyanın her yerinde yetiştirilebilir ve çok az suya ihtiyaç duyar.

- Kenevir kendisini böceklerden koruyabildiği için tarım ilacına da ihtiyaç duymaz.

- Kenevirle yapılan tekstil ürünleri yaygınlaşırsa, tarım ilacı sektörü tamamen ortadan kalkabilir.

Birçok uluslararası kaynak, Çin’in Uygur Türklerine ait “Xinjiang” bölgesindeki çalışma kamplarını; 21 yüzyıldaki ilk “Soykırım Kampı” olarak görüyor. Çin Devleti, bu kamplardan Uygur Türklerinin “dinlerini bırakmış ve komünist partiye sadık birer birey” olarak çıkmasını öngörüyor. Uygurların yaşadığı bölgeler, yüksek duvarlarla çevrili kamplar haline getirilmiş durumda.

The New York Times’ın iddiasına göre, devletlerin hiç biri Çin’le arasını bozmamak amacıyla, Uygurlar üzerinde uygulanan “yok etme politikası”na karşı çıkmıyor. Bu konuda, Birleşmiş Milletler’de başlatılması hazırlanan görüşmeleri, Çin sürekli baltaladı. Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda, iki hafta önce ABD Başkanı Trump’ın himayelerinde başlatılan “Din Özgürlüğü Paneli”nde Uygurlara değinilmedi. ABD Başkan Yardımcısı Mike Pence, Çin’deki Hıristiyanların durumunu sorguladı ama Müslümanların durumuna hiç

ABD - Çin ticaret görüşme-lerine dair beklentiler hafif olumluya döndü. ABD Hazine Bakanı Mnuchin kendisinin ve ABD Ticaret Temsilcisi Lighthizer’ın, Çin Başkan Yardımcısı Liu He ile iki hafta sonra buluşarak, müzakerelere devam edeceğini açıkladı. Gelişme, küresel risk algısına destek veriyor.

Diğer taraftan, küresel ekonomik aktiviteye ilişkin endişeler devam ediyor. ABD 10 yıllık devlet tahvili getirileri yüzde 1.72 düzeylerinde; dolar endeksi ise 98.7 ile güçlü seyrini sürdürüyor. Gelişmekte olan ülke para birimlerinde ise, ayrışmalar hâkim Asya’da bir miktar zayıflık görülürken, diğer para birimleri göreli olumlu.
IMF görüşmeleri
IMF Türkiye’ye ilişkin 4. madde kapsamındaki görüşmelerinin ardından bir açıklama yayımladı. Açıklamada, ekonomik büyümenin, teşvik edici politikalar ve olumlu piyasa koşullarıyla toparlanma eğiliminde olduğu vurgulandı. Türk lirası toparlanırken, cari dengede de belirgin iyileşme görüldü. Diğer taraftan, kurum, Türkiye ekonomisinin dış