Yalvaç Ural

Yalvaç Ural

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Çocuk dergilerinde çeviri çizgi romanlar yayımladığımız zamanlar en büyük sıkıntımız ünlemlerden olurdu. Nida diye tanımlanan bu sesler tek başına bir anlam taşır ve öteki sözcüklerle ilişkileri yoktur. Örneğin, “of-sıkıntı, vah vah-acıma/üzülme, ah-acı duyma, ahh-özlem, öff-bıkkınlık, alo ve hey-seslenme, eyvah-şaşırma/korku, ee-sonra” gibi nidaları çizgi roman balonlarında doldurmak çok kolaydı. Ama kapı, kırılan tabak, cam, çöken bir duvar, tekme, yumruk, yuvarlanan konserve kutusu, yağmur, gök gürültüsü, silah, viraj alma, fren yapma, kayma, düşme, çarpma gibi seslere karşılık bulmakta zorlanır; çoğu zaman da o balonlarda değişiklik yapmaz, aynen bırakırdık.
Dil bilimciler ünlemi şöyle tanımlıyorlar: “Kimi zaman sevinme, kızma, korku, acıma, şaşma gibi ansızın beliren duyguları, kimi zaman da birtakım doğa seslerini yansıtmaya yarayan sözcük türü.” Ünlemler tek başına kullanıldıklarında genelde bir anlam içermez. Ünlemler, çağrı ünlemleri ve dokunaklı, duygusal ünlemler olmak üzere ikiye ayrılır. Çağrı ünlemleri çağırmak, uyarmak ve sormak için kullanılır. İkinci gruptaki ünlemler ise pekiştiricidir, belirteç ve bağlaçlık görevi görür.
* * *
Bence dilimizin önemli özellik ve zenginliklerinden biri, hayvanların çıkardıkları seslerin fiilleri ve nidalarının olması. Eşek-ai ai der, anırır; at-hi hiii der, kişner; tavuk-gıt gıt gıdak der, gıdaklar; horoz-üürü üü der, öter; köpek-hav hav der, hırlar/ürür; kedi-miyav der, mırlar; koyun-mee der, meler; keçi-beee der, beler; kaz-sıııs der, sıslar; yılan-tıss der, tıslar; kurt-uuu der, ulur; inek-möö der, böğürür; aslan-vuav der, kükrer; ağustosböceği-cır cır öter, cırlar; ayı-voohaar der, homurdanır, bülbül öter, şakır; domuz-goork der, homurdanır; karga-gak der, gaklar; kurbağa-vrak der, vraklar; leylek-lak lak der, takırdar; martı-cıyak der, çığlık atar; ördek-vak vak der, vaklar; serçe-cik cik der, cıvıldar; deve homurdanır, bozlar; sinek-vızzz der, vızlar, arı-vız vız der, vızıldar....
* * *
Yukarıdaki aslan, domuz, deve nidalarının dilimizde tanımlanmış yaygın kullanılan ses eylemleri yoktur. Bu pek çok pekiştirici ünlem için de geçerlidir. Dilimizde bazen, gönderme yapmak için, hayvanların ses eylemleri insanlar için de kullanılır. Hatta çocuklar için vızıldamak gibi sözcükler kullanılır. Bir de oyunsal tanımlamalar vardır. Örneğin, hindi-glu glu der. Eğer bir okulda çocuklara seslerini incelterek şu cümleyi, sözcükleri birbirinin içine geçirerek iki kez tekrarlatırsanız, hindi sürüsünün sesi çıkar ortaya: “Bu ne kalabalık! Bu ne kalabalık!” İsterseniz deneyebilirsiniz...