Vedat Milor

Vedat Milor

Tüm Yazıları

Geçen haftaki yazımda size Côte d’Azur lokantaları arasında benim üst kategoride en keyif aldığım lokantayı anlatmıştım: Hostellerie Jerome. Son gezimde denediğim diğer lokantalardan izlenimler...

Côte d’Azur’de iki lokanta

1- Bacon

Milyarderlerin ve ünlülerin uğrak yeri olan bir lokanta için Bacon’da fiyatlar makul

Cap d’Antibes’deki bu lüks balıkçının yemeği iyi ama asıl aklıma kazınan o Rus kız. Kimisi “iki tahtayı çakmışlar kadın diye satmışlar” der ama işin doğrusu harika bir yaratıktı. Herhalde boyu 1.75 vardı ama apartman topuğu ile
iki metreyi zorluyordu. Yanında Slav tipinin prototipi bir kocası, annesi ve minik kızı ile geldi. İnşallah ileride annesine benzemez. Benim göz koyduğum en iyi masaya oturdular. Kocası garsonla sohbet ederken anladım orta yaşlı kadının kaynana olduğunu. Bir türlü yemek beğenemediler. Sonunda hepsi kalamar tava ve tatlı yedi. Erkek, bira içti. Anne ve kız sadece su içtiler.
Herhalde “Rus oligark geliyor” beklentisi ile avuçları kaşınan lokanta sahibi o masayı bize vermediği için pişman olmuştur.
Verseydi Coteaux de Bellet beyaz değil, ciddi bir Chardonnay üzümünden Bourgogne ısmarlayacaktım.
Domaine de Bellet’nin Vermentino ve Chardonnay üzümü kupajı gene de iyi bir şarap. Temiz, iyi yapılmış, dolgun ve hafif tropikal meyve ve kavun nüanslı. Dengeli ve barik yani minik meşe fıçıda yıllanmasına rağmen kesinlikle bu hissedilmiyor. Bitimde azıcık mineral bile kendini hissettiriyor. 100 üzeri 89 bence.
Ağustos ayı hariç Bacon’da adam başı 80 avro bir menü var. Öğlen ise 50 avro aynı menü.
Bence makul. Özellikle gerçekten milyarderlerin ve ünlülerin uğrak yeri olan bir lokanta için.
Menüde fırında pişmiş harika ıstakoz var.
Ama tarhun otlu tekir tavaları da çok iyi.
Belki daha da orijinal ve hafızada kalanı çeşitli otlarla zenginleştirilmiş çiğ deniz levreği. Bizdeki gibi acılar, soya sos falan yok. Yalın ve harika. Üzerine de soğuk sıkım bir zeytinyağı dışı hiçbir şey gezdirilmemiş.
İçi deniz ürünlü ve siyah taze yaz trüflü ravioli bu sene yediğim en hafif ama lezzetli ravioli idi. İtalya ile yarışırlar. Bu düzey de ülkemizde mümkün değil.
Eğer ıstakoz istemezseniz taze bir balık seçin tezgahtan. Örneğin benim seçimim iskorpit (chapon de mer). Fırında yağlı kağıtta limon, zeytinyağı, az domates ve çeşitli yeşillikler ile. Buğulamada olduğu gibi balık kurumuyor.
Bacon’da yerseniz bir “millefeuille” (milföy) ile tamamlayın yemeği. Menü fiyatı içinde. Pişman olmazsınız “millefeuille” seçtiğinize ve bizdeki pastanelerin “millefeuille” tatlısının bu adı hak etmediğini teslim edersiniz.

Haberin Devamı

DEĞERLENDİRME: HHHHH

Haberin Devamı

Côte d’Azur’de iki lokanta

2- La Merenda

Michelin iki yıldızlı şef öyle fan fin fon süslü yemekler hazırlayan bir mekan yerine beş masalık gerçek bir yöresel esnaf lokantası açtı

Nice’in Marche des Fleurs mahallesindeki bu beş masalık lokantanın telefonu bile yok.
Rezervasyon yapmanın tek yolu var. Sabah uğrayıp o hafta içinde öğlen ya da akşam yemeğine yerinizi ayırtmak.
Sadece beş masalık bu minik lokantanın şefi ve sahibi Dominique Le Stanc ünlü Negresco Otel’inin Chantecler lokantasının Michelin iki yıldızlı şefi idi. Sonra kendi lokantasını açınca öyle fan fin fon süsleme yemek hazırlamak yerine gerçek bir yöresel esnaf lokantası açtı. Yani Nice kentine ve yöreye özgü yemekleri pişiren bir lokanta.
Menü her gün değişiyor ve karatahtaya yazılıyor.
Fazla seçim yok diye burun kıvırmayın. Seçim az ama öz. Her şey ya çok iyi, ya harika.
Biz dört kişi menüde hemen her şeyi deniyoruz.
Başlangıçlar kızarmış kabak çiçeği, pesto soslu makarna ve “pissaladiere” denen yöresel pizza.
Kabak çiçeği 10 üzerine 11. Harika kızarmış ve içi doldurulmamış. Tarladan belli ki o sabah koparılmış. Bunu abartmak imkansız.
Yağlı hamura karamelize soğan ve ançuvezli pizza da şahane.
Reyhan soslu makarna iyi ama Genoa’da yapılan düzeyde değil.
Ana yemek olarak önce Nice tarzı dana işkembe deniyoruz. Süt danasından olduğunu anlamak için yemek eleştirmeni olmak gerekmiyor. Bu da 10 üzerine 11.
Domuz kokoreci severseniz gerçek “andouillette” de var.
Yok denemem diyorsanız şarap soslu dana yahni (daube de boeuf) ve içi gravyer peyniri, ekmek kırıntısı, Frenk soğanı, çeşitli yeşillikler ile doldurulmuş yağlı sardalye de çok iyi.
Tatlıdan önce roka ve ricotta salatası deneyin. Bizde yediğiniz hiçbir lor peynirinin bu ayarda olmadığını göreceksiniz.
Üzerine de “clafoutis” denen Fransız tortasını deneyin. İçi taze mevsim meyveleri ile. Bizim bahtımıza kiraz çıktı.
Şarap olarak burada sadece Bellet şarabı var. Lokantaya 10 kilometre falan Bellet. Fransa’nın en minik apelasyonu.
Ben rozelerini, beyazlarını ve kırmızılarını, hepsini seviyorum.
Gövdeli, alkollü acımtırak / reçelimsi / marangoz atölyesi kokulu Sili / Mili ya da ülkemizde yapılıp 50 TL ve üstü satılan Cabernet / Syrah şaraplarını sevenler Bellet kırmızıdan uzak dursun. Bana daha çok Gamay üzümünün en iyi sonuçları verdiği Morgon apelasyonunu andıran bu şarap Folle Noir adlı lokal üzümden (bizdeki Urla Karası gibi kaybolan bir tat bu. Bizde Can Ortabaş tekrar yaşama döndürmeye çalışıyor. Fransa’da ise Louvre’daki Mona Lisa gibi korunuyor). Yumuşak içimli, elegan, “juicy” (sulandırılmış değil, çok yoğun da değil, meyvemsi, diri ve canlı ve insan içtikçe içesi geliyor), burunda yörenin bitki örtüsü kokulu, damakta Napolyon kirazı ve olgun böğürtlen öne çıkan, kadife dokulu ve bitimde damakta küçük hindistan cevizi ve karanfil tipi baharat lezzetleri bırakan bir şarap. 100 üzeri 92 veririm.
Şarapla birlikte, iki kişi, tıka basa yeseniz 100 avroyu geçemezsiniz.

Haberin Devamı

DEĞERLENDİRME: HHHHH