Onaylanma ihtiyacı neden olur, nasıl çözülür?

27 Ağustos 2022

Onaylanma ihtiyacı kişinin ilişkilerinde önemli bir yere sahiptir. Fakat bu konuda dengeli olmak gereklidir. Kişinin onaylanma isteği yüksek ise geri bildirim alma kaygısıyla yapmak istediği şeyleri yapamayabilir.

Başkalarının ne dediğini aşırı önemseyen bireylerde onaylanma ihtiyacı fazladır.

Kendine güven eksikliği ne kadar fazla ise onay beklentisi de o kadar fazla olur.

Kişi çocukluğunda ebeveynlerinden yeterli onayı almadıysa, yetişkinliğinde bunu telafi etmek için diğer insanlardan onay almaya çalışır. Oysa yetişkinler diğer insanların onayı olmadan da yaşamlarını devam ettirebilirler. Bireyin kendi hakkındaki düşünceleri, başkalarının onun hakkındaki düşüncelerine göre değişmemelidir.

Onay beklentisi olan kişiler başarısız olmaktan korkar, eleştiri yapıldığında sarsılırlar. Fakat hiçbir insan mükemmel değildir.

Giyecekleri kıyafetleri, kararlarını ve yapacakları işleri başkalarına danışırlar.

Başkalarının iltifatlarına bağımlı hale gelirler.

Onaylanma ihtiyacı duymak bizim toplumumuzda genellikle çocukluğa dayanıyor.

Yazının Devamı

Sağlıklı beslenme takıntısı

21 Mayıs 2022

Sağlıklı beslenme takıntısı, sağlıklı besinlere karşı duyulan aşırı zihinsel meşguliyettir. Buradaki amaç kişinin sağlığı için kendine dikkat etmesidir. Birey takıntılı duruma geldiğinde, yemeğin miktarı ve lezzeti ile ilgili değil de sağlıklı bir yemek olup olmadığıyla ilgilenir. Kişinin amacı zayıf olmak değildir. Kendini şişman hissetmez. Beslenmesi mükemmel olursa her şeyin iyi olacağını düşünür.

Birey yediği yiyeceklerin hepsini aşırı derecede kontrol eder. Yiyeceklerin kalitesine önem verir. Yiyecek satın alırken içinde koruyucu madde, boya vs. olup olmadığına bakmak için ürün ambalajını uzun süre inceler. Gıdaların katkısız olmasına abartılı şekilde önem verir.

Yemeği pişirdiği tencerenin malzemesine karşı da takıntılı olabilir.

Sağlıklı yiyeceklerin bulunmadığı ortamda aç kalabilir. Restoranlardaki pişirme bölümünü görmediğinden dolayı, bu tip yerlere gitmemeyi tercih edebilir. Takıntılar fazlalaştıkça yiyebilecekleri çeşitlerin sayısı azalır ve dışarıda yemek yemekte zorluk çeker. Evde daha sağlıklı yemekler yaparak beslenmeyi tercih eder.

Sağlıklı

Yazının Devamı

Yalnız kalmaktan korkmak

29 Ocak 2022

Yalnız kalma korkusu, bireyin yalnız kalmaktan yoğun şekilde korktuğu psikolojik bir sorundur. Yalnızlıktan korkan birey normalde kendini ruh ve beden olarak güvende hissetse de, o anda tek başına ise kötü hisseder. Kişide korku ve panik gibi duygular görülür. Yalnız kaldığı zaman stresli olur. Yalnız uyumaktan, yalnız yemekten ve yalnız gezmekten rahatsız olur. Birey odasında yalnızsa, ışık ve ses yoksa uyumayla ilgili zorluk çekebilir.

Yalnızlık korkusunun belirtileri birey yalnız olduğunda görülür. Başına olumsuz bir durum geleceğini düşünür. Sürekli yalnız kalacakmış gibi fikirlere kapılır. Yakınlarını kaybetmekten korkar. Kısa süre yalnız kalacak olsa da yanında birisi olsun ister.

Yeterli arkadaş çevresine ve aileye sahip olsa da yalnız kalmaktan korkar.

Yalnız kalma korkusu olan bazı bireyler, çevresindeki insanlara yardım etmeye çalışarak yalnızlıklarından kurtulmaya çalışırlar.

Öğrenilen birçok toplumsal kalıplardan olan evlilik, çocuk, ikinci ve üçüncü çocuk, çoğu zaman yalnızlığı erteleme, yalnızlıktan kurtulma

Yazının Devamı

Yarım kalmışlık hissi

9 Kasım 2021

Zeigarnik etkisi yani yarım kalmışlık hissi, kişinin yarım kalan işlerinin ya da yaşantılarının zihninde oluşturduğu takıntıdır.

Yarım kalan, tamamlanmayan, kesintiye uğramış işler daha net ve kolay hatırlanır.

Gece uyumayı bile engelleyebilir.

Birey bir işi yapmaya başlayıp bitiremediğinde, başka bir işi yapmaya geçse de, yarım bıraktığı işle ilgili düşünceler zihninde döner durur. Bu düşünceler, kişiyi yarım bıraktığı işe dönmeye yönlendirir.

Sevdiğimiz bir tatlıyı yarıda bıraktığımızda da bu tatlı aklımızda kalabilir.

Eşinden ayrılan birey, onu unutamadığı için, evliliğin yarım kaldığını düşündüğü için sonrasında yeni kişilere kalbini açamayabilir.

Aniden gelen ayrılık, nedensizce sonlanan ilişki, beklenmeyen bir bitiş ve söylenmeyen son söz, bütün bunlar hep akılda kalma nedenidir.

Yarım kalan aşkların unutulmaması, dizilerin en heyecanlı yerinde kesilerek devamının haftaya bırakılması ve merak uyandırılması, devamı aklımıza gelmeyen bir şarkının bütün gün zihnimizde olması vs. zeigarnik etkisidir.

Yazının Devamı

Madde bağımlılığı nedir?

9 Eylül 2021

Günümüzde madde kullanımı kişinin kendine, ailesine, yaşadığı çevreye ve toplumun geneline zarar veren bir halk sağlığı sorunu olarak karşımıza çıkmaktadır. Özellikle ergenlik dönemi riskli bir dönem olarak tanımlansa da, insan her yaşta bağımlılık yapıcı bir madde ile tanışıp madde bağımlısı olabilir.

Sade bir dil ile ifade edecek olursak madde kullanımı, kişinin düşünce yapısı, duygu durumu ve davranışı üzerinde uyuşturucu ya da uyarıcı etkisi olan bağımlılık yapma riski bulunan bütün maddelerin kullanımının genel adıdır.

Ülkemizde maddelerin çoğunlukla uyuşturucu olarak adlandırılması, ciddi bir yanlış anlaşılmaya sebep olmaktadır. Bazı maddeler uyuşturucu etkileri için kullanılırken, bazı maddeler uyarıcı etkileri olarak kullanılır. Öte yandan alkol ve sigara kullanımının yasal oluşu da başka bir yanlış anlaşılmaya sebep olur. Alkol ve nikotin de, eroin ve kokain gibi bağımlılık yapma riski olan maddeler arasında yer alır. Maddelerin bağımlılık yapma riski ile ilgili bir yanlış inanış ise, doğal olan maddelerin bağımlılık yapmayacağı yanılsamasıdır. Özellikle esrar doğal madde

Yazının Devamı

Anlaşılma ihtiyacımız

10 Temmuz 2021

Her insan anlaşılmak ister. Anlaşılmak temel ihtiyaçlarımızdan biridir. Karşılanmayan ihtiyaçlar ise kişide strese sebep olur. Birey anlaşılmadığını düşünüyorsa kendini yalnız hisseder, kabul edilmediğine inanır.

Her insanda duygu ve düşüncelerini diğer insanlara anlatma isteği bulunur.

Birey, mutluluğunun, acılarının ve hislerinin yakınları tarafından anlaşılmasını ister.

Kişinin, çevresi tarafından anlaşılma ihtiyacı, dünyaya geldiği zaman başlar. Ağladığında duyulmak ister, annesiyle temas ettirildiğinde ise anlaşıldığını ve kabul edildiğini hisseder. Böylece kişinin kendisiyle ilgili olumlu ya da olumsuz algıları biçimlenmeye başlar.

Yazının Devamı

Sorumluluktan korkmak

12 Nisan 2021

Sorumluluk, bireyin üzerine düşen görevi gerçekleştirmesi ve diğer insanların haklarına ve kararlarına saygılı olmasıdır.

Kişinin hayatının sonuna kadar süren görev ve zorunlulukları vardır. Önce kendi yaşamına sonra yaşadığı çevreye karşı üstlenmek zorunda olduğu sorumlulukları bulunur.

Sorumluluk duygusu doğuştan gelmez. Öğrenilmesi gereken bir durumdur. Öğrenme bebeklikte başlar, yaşam boyu sürer.

Kişinin kendine, ailesine ya da diğer insanlara karşı yerine getirmesi gereken görevleri yapması, yardımlaşması ve destek olması sorumluluk almaktır.

Sorumluluk duygusu ile özgüven arasında önemli bir bağ bulunur. Sorumluluk duygusu gelişen bir bireyin kendine güveni de vardır.

Ebeveynler ister istemez sorumluluğu büyük çocuğa yükler. Çocukluklarında kardeşlerinin sorumluluğu ve yetişkin olunca bütün evin sorumluluğu genelde büyük olan çocuğa verilir. Çocuk sınıfta başkan olduğunda aldığı sorumluluğu yerine getirebiliyorsa bu konularda sıkıntı yaşamaz.

Sorumluluk alabilmek, kişinin kendini gerçekleştirebilmesiyle yani kendi

Yazının Devamı

Doğa iyileştirir

29 Ocak 2021

Doğal ortamlarda vakit geçirmek kişinin ruh halini iyi yönde değiştirir. Yeşil alanlarda ya da parklarda yapılan yürüyüş sakinleştirir ve olumlu düşünceleri artırır. Geçmişteki üzüntüleri ya da gelecekteki kaygıları taşımaktansa, şimdide huzurlu yaşamayı sağlar. Hayal gücünü kuvvetlendirir, yaratıcılığı artırır ve sabırlı olmayı sağlar.

Doğal ortamda kişiler daha fazla sosyalleşir. Doğada vakit geçirmek bireyleri birbirine yakınlaştırır.

Kişi, yeşil alanlarda vakit geçirdikten sonra daha sakin hale gelir ve stresi azalır.

Doğa manzaralarını izlemek odaklanma yeteneğini artırır. Temiz hava, ağaçlar, çiçek kokuları, yaprakların ve hayvanların sesleri huzur verir, yorgunluğu giderir, dinlendirir ve yaşam kalitesini artırır.

Yeşil alanlarda vakit geçirmek, toplumsal uyumu artırır.

Doğal ortamlarda vakit geçiren kişiler daha rahat bir zihin ve bedene sahip olurlar, olumlu duyguları artar, huzurlu olurlar. Daha dengeli davranışlar gösterirler. Farkındalık kazanırlar. Canlı, enerjik ve mutlu hissederler. Uykuları düzenlidir. Sağlıklı beslenme alışkanlığı

Yazının Devamı