Günümüzde madde kullanımı kişinin kendine, ailesine, yaşadığı çevreye ve toplumun geneline zarar veren bir halk sağlığı sorunu olarak karşımıza çıkmaktadır. Özellikle ergenlik dönemi riskli bir dönem olarak tanımlansa da, insan her yaşta bağımlılık yapıcı bir madde ile tanışıp madde bağımlısı olabilir.
Sade bir dil ile ifade edecek olursak madde kullanımı, kişinin düşünce yapısı, duygu durumu ve davranışı üzerinde uyuşturucu ya da uyarıcı etkisi olan bağımlılık yapma riski bulunan bütün maddelerin kullanımının genel adıdır.
Ülkemizde maddelerin çoğunlukla uyuşturucu olarak adlandırılması, ciddi bir yanlış anlaşılmaya sebep olmaktadır. Bazı maddeler uyuşturucu etkileri için kullanılırken, bazı maddeler uyarıcı etkileri olarak kullanılır. Öte yandan alkol ve sigara kullanımının yasal oluşu da başka bir yanlış anlaşılmaya sebep olur. Alkol ve nikotin de, eroin ve kokain gibi bağımlılık yapma riski olan maddeler arasında yer alır. Maddelerin bağımlılık yapma riski ile ilgili bir yanlış inanış ise, doğal olan maddelerin bağımlılık yapmayacağı yanılsamasıdır. Özellikle esrar doğal madde sınıfına girse de, kimyasal işlemler sonucu bonzai olarak bilinen THC maddesi üretilir.
Herkes bağımlı olabilir. Dil, din, ırk, cinsiyet, yaş ve sosyo-ekonomik fark olmaksızın herkes bağımlı olabilir. Kullanılan maddenin türü, kullanım miktarı, kullanım şekli, bağımlı olma süresinde farklılığa sebep olsa da, kişi en sonunda kullandığı maddenin bağımlısı hale gelir.
Bağımlılıkta ilk aşama, maddelerin deneme aşamasıdır. Bu aşama “bir kereden bir şey olmaz” denildiği zamandır. Kişi bağımlı olmayacağını düşünerek, arada sırada madde kullanmaya başlar. İkinci aşama “maddeleri kontrol edebileceğini düşündüğü” dönemdir. Daha sonra “istersem bırakabilirim” der. Bu aşamada bazıları bırakabilir ve bazıları bırakamaz. Bırakamayanlar, kullanmaya devam ederler ve kontrolü tamamı ile kaybederler. Bırakabilenler ise, çoğunlukla tekrar kullanmaya başlarlar ve kontrolü kaybederler. Artık kişiler maddeleri değil, maddeler kişileri kullanmaktadır.
Bağımlılar herhangi bir uyuşturucu ya da uyarıcı etkisi olan bir maddeyi kullanmayı durduramayan, bırakmak isteyince bırakamayan kişilerdir. Bu bireyler bir kez madde kullanmaya başlayınca duramaz ve gittikçe daha çok artan dozlarda kullanma ve daha sık kullanmaya başlarlar. Bu durum zaman içinde kişilerin “iradesiz” olmakla etiketlenmelerine sebep olmaktadır. Halbuki bu bireyler tıbbi olarak beyin hastalığı olarak tanımlanan bir durum yaşamaktadırlar. Fizyolojik olarak doz artımı beyin kimyasında değişimlere sebep olmakta ve kişiler bedenlerinde hissettikleri yoksunluğu ortadan kaldırmak üzere daha çok kullanmak mecburiyetinde kalmaktadır. Mecburiyetin olduğu yerde iradeden, dolayısıyla bir seçimden bahsedilemez, kişi kendi seçimi dışında madde kullanmak zorundadır.
Peki madde kullanımı bütün bırakma girişimleri başarısızlıkla sonuçlanıyorsa, ne yapılmalıdır? Kesinlikle yardım alınmalıdır. Psikolojik/ruhsal destek ve ailenin de sürece dahil olduğu bir iyileşme ortamı oluşturmak, bağımlının en kısa zamanda iyileşmeye girmesiyle sonuçlanır. Bu süre kişiden kişiye değişiklik gösterse de, kendi tedavilerinde katılımcı olan bağımlıların belirli bir süre sonra iyileşmeye girdiklerini ve hayatlarını geri kazandıklarını biliyoruz.
Uzman Psikolog Yasemin Aydoğdu
bilgi@yaseminaydogdu.com.tr