İlişkiler içerisinde bazı düşünce hatalarınız olabilir. Bunlardan sık kullanılanları yazımda sizler için derledim.
İlk olarak zihin okuma düşüncesi, partneriniz kendi düşünceleri ile karşısındaki kişinin zihnini okuyarak değerlendirme yapıyor mu inceleyin ve sizde bunu yapmayın. Bu en sık kullanılan algı hatalarındandır. Bazen zihninizden geçirdiğiniz şeylere inanır daha sonrada bunların gerçek olduğunu düşünürsünüz.
Erkekler bir şeyleri ifade etmek konusunda bu noktada daha düz mantık ilerlerken özellikle kadınlar erkeklerin yaptıkları davranışlarda alt anlamlar, imalar arama eğiliminde olurlar. Hareketlerini dikkatle inceleyerek “Şimdi hakkımda olumlu/olumsuz düşündü” “aslında beni seviyor/sevmiyor” “aramadı çünkü…” “aslında burada şöyle demek istedi…” gibi benzer cümleleri yüzlerce kez zihninizden doldurabilirler.
Ancak kendi zihninizden doldurduğunuz bu tarz cümleler hiçbir zaman gerçeği yansıtmaz. Çünkü neyi, aslında neden dediğini, sizi sevip
14 Şubat Sevgililer Günü’nde çiftlerin yapması ve yapmaması gereken davranışlara bu yazımda değindim.
Çiftler ilişkilerini çok fazla diğer insanlarla kıyaslama eğilimi içerisinde olabiliyorlar. Örneğin arkadaşlarının ilişkilerinin nasıl gittiği ile, onların tatilleri, onların birbirlerine yaptıkları sürprizler ile, onların maddi durumları ile kıyaslayabiliyorlar. Bu kıyas içerisinde kendisinden memnun olan ya da "Ben bir şeyleri iyi yapabiliyorum" diyebilen çok az insan var. Çünkü beyniniz eksik noktaları bulup onları telafi edebilmek üzerine çalışıyor. Eksikleri görüyor. Bu da birçok zaman pozitif olanlardan çok negatif olanlara odaklanmanıza neden oluyor. Gidilmeyen yerlerin, yapılmayan sürprizlerin sevgi ile bağlantısı olduğu düşünülüyor. Oysa bir ilişkide herkesin sevgi gösterme şekli farklıdır. Kimi insan bunları yapmaktan hoşlanmaz ancak çok sevip değer gösterebilir, kimisi de bunları yapar ama yeterince değer göstermeyebilir. İşte 14 Şubat’ta yapılmayan sürprizler, alınmayan hediyeler, sevgi ile
14 Şubat psikolojisini anlatacağım ve bunu iki bölümde ele alacağım. Bu bölümde yalnız olanların bugün neler hissettiklerinden bahsedeceğim. Diğer kısımda ise çift olanların psikolojik olarak neler yaşadıklarına odaklanacağım. O zaman, ilişkisi olmayan ve o güne yalnız girenler ile başlayalım. 14 Şubat psikolojisini anlatacağım ve bunu iki bölümde ele alacağım. Bu bölümde yalnız olanların bugün neler hissettiklerinden bahsedeceğim. Diğer kısımda ise çift olanların psikolojik olarak neler yaşadıklarına odaklanacağım. O zaman, ilişkisi olmayan ve o güne yalnız girecekler ile başlayalım. Biliyorsunuz 14 Şubat’a daha haftalar varken etraftan o gün için yapılması gerekenlerle ilgili romantik reklamlar başlar ve etrafınızdan sürekli bu romantik uyaranlara maruz kalırsınız. Bunlara maruz kalırken de düşünün ki sevgiliniz yok, ne hissederdiniz? Eksik, yetersiz, değersiz, başarısız, hepsi? Kadın erkek farketmeksizin insanlar bu duyguları hissedebiliyorlar. Yılın birçok zamanında yalnızlık tolere edilebilirken sanırım bu dönemde duygusallık daha ağır basıyor.
Her yeni yıla girerken aslında insanlar yeni bir yıla dair bir umutla giriyor. Kimisi bütün bir yıl içerisinde yaşadığı mutsuz olayların tekrarlanmamasını içinden geçiriyor, kimisi kendisi ile ilgili yeni kararlar alarak, yapmak istediklerini kurarak… Peki siz nasıl giriyorsunuz? Kendinizde değiştirmek istedikleriniz var mı?
Yeni bir yılda kendinizde neler değiştirmelisiniz?
Yaşam alışkanlıklarınızı değiştirerek başlayın. Örneğin daha fazla hareket edin. Sporu ve yürüyüşü hayatınız içerisine katın.
Sağlıklı beslenin ve sağlık konusunu önemseyin. Fiziksel sağlığınız kadar psikolojik sağlığınıza da dikkatinizi verin. İnsanlar genellikle bir sıkıntı yaşadığında psikologa gitmek konusunda aceleci olmazlar. Problemlerin kendiliğinden geçmesini beklerler. Bunu beklerken de başka birçok problem üst üste eklenir ve çözülmesi daha zor bir hale gelebilir. Bu sebeple sıkıntı yaşıyorsanız gecikmeden desteklenin.
İnsanlara sınır koyabilmeyi öğrenin. Öncelikle kendi hayat sınırlarınızı belirleyin. Hangi davranışlar size göre kabul edilebilir, hangileri kabul edilemez
Duyg
Son zamanlarda sıklıkla karşımıza çıkan bir kavram oldu bağlanma korkusu peki ama gerçekte bağlanma korkusu nedir? Gerçekten insanlar bağlanma korkusu yaşadıkları için mi ilişkilerini sürdürmek istemiyorlar yoksa başka deneyimler yaşayabilme isteklerinin ilişkide almaları gereken sorumlulukları yerine getirememenin adını bağlanma korkusu koyarak çıkış yolu mu arıyorlar? Bunun için ilk olarak bağlanmanın ne olduğunun ve ne olmadığının tanımını yaparak başlamak gerekir. Son zamanlarda sıklıkla karşımıza çıkan bir kavram oldu bağlanma korkusu peki ama gerçekte bağlanma korkusu nedir? Gerçekten insanlar bağlanma korkusu yaşadıkları için mi ilişkilerini sürdürmek istemiyorlar yoksa başka deneyimler yaşayabilme isteklerinin ilişkide almaları gereken sorumlulukları yerine getirememenin adını bağlanma korkusu koyarak çıkış yolu mu arıyorlar? Bunun için ilk olarak bağlanmanın ne olduğunun ve ne olmadığının tanımını yaparak başlamak gerekir.
Bağlanma sıcak yakın ilişki ihtiyacıdır ve yanında bulunduğun kişiye güven duymak onu yanında istemektir. Küçük yaşta
Bazen insanlar bazı durumlarda 'hayır' diyemezler. 'Hayır' diyemedikleri için de bazen kendilerini istemedikleri durumlar içerisinde bulurlar. Yapmak istemedikleri şeyleri yapmak zorunda kalıp kendilerinden fedakarlık edebilirler. Bu fedakarlık hali bazen kişinin kendisine zarar getirebilir. Hayatınızda bu şekilde sınır koyamıyorsanız 'Hayır' diyebilme becerisini edinmelisiniz.
Neden 'Hayır' Diyemezsiniz?
- [ ] Nasıl söyleyeceğinizi bilemezsiniz. Aslında basitmiş görünse de daha önce hayatlarında sınır koyamamış kişiler için zordur. Bunu diyebilmek için deneme ve pratik gerekir. Etkili iletişim yöntemleriyle karşınızdakinin kalbini kırmadan 'Nasıl hayır dersiniz?' diye çalışmak gerekir.
- [ ] 'Hayır' derseniz karşınızdaki kişinin kalbini kıracağınızı size kırılacağını düşünürsünüz ve kırmamak için kendinizden verirsiniz.
- [ ] Reddedileceğinizden, yeterince onaylanmayacağınızdan çevre tarafından dışlanabileceğinizi düşünürsünüz.
- [ ] Karşınızdakini kaybedeceğinizi, yalnız kalacağınızı düşünebilirsiniz.
- [ ] Yeterince öz güvenli
Teknoloji çağında çocuklar algıları çok açık bir şekilde farkındalıkları yüksek olarak birçok uyaran ve dışsal faktörle iç içe büyüyorlar. Özellikle kendilerinin daha farklı büyüdüğünü kıyaslayan anne ve babalar çocuk yetiştirirken zorlanıyorlar.
Son zamanlarda gözlemlediğim ebeveynlik tarzlarından biri “çocuğa bir yetişkinmiş gibi davranmak” bilinçlenen, çok okuyan anneler çocuklarına çok fazla açıklamalar yapıp bir yetişkinmiş gibi davranmaya başladılar. Ancak bunun olumsuz yanları bulunuyor. Uzmanlar olarak bizim beklediğimiz çocuğa bir çocuk gibi davranabilmek. Ondan bir yetişkin gibi bizi anlamasını beklememek gerekir.
Son zamanlarda, yeni nesil çocukların terapiye başvurma sebeplerinin büyük bir kısmı, artan teknoloji kullanımı ile alakalı. Yaş dönemine denk düşen saat aralıklarından fazla bir şekilde televizyon izlemek, tablet ve cep telefonu kullanmak, cep telefonlarından videolar izlemek olarak değerlendirebilirim. Bu cihazlara kısıtlama getirme ile başlayan ebeveyn
Yeni eğitim öğretim yılının başlamasına az bir vakit kaldı. Her kademeden öğrenci ve veli sürecin başlamasını bekliyor. Bu yıl için eksikler ve ihtiyaçlar tamamlanmaya başladı. Kitaplar, defterler, kırtasiye alışverişeri başladı. Ancak bütün öğrenciler ve veliler sandığımız kadar süreç konusunda heyecanlı değil çünkü aslında kendisini yeni bir eğitim öğretim yılı içerisinde nelerin beklediğini bilmiyor. Bu yazımda verimli bir şekilde bu yılı nasıl geçirebilirsiniz diye anlattım.
Öğrencilere tavsiyeler
- Okulun ilk gününde yeni bir okula gelmişseniz eğer sınıfınızdaki arkadaşlarınızı dikkatle gözlemleyin. Hangi kişiler size arkadaş olabilme konusunda daha yakın ve sıcak göründü, sizin tarzınıza benzerdi, hangi kişiler ise daha uzak ve aykırı göründü? Bunu hemen anlamanız zor olsa da hemen hemen birçok arkadaşlığın okulun ilk günlerindeki kaynaşmalarla oluştuğunu söyleyebiliriz. Daha sonradan oluşan bu gruplar içerisinde dahil olmak hem zor olabilir, hem de ilerleyen günlerde fikir ayrılıklarınızda sınıf