Eminim sizler de diğer birçok kişi gibi ‘’farklı’’ olduğunuzu düşünüyorsunuzdur. Doğrudur, farklısınızdır ancak fark sadece kişilik yapınızla oluşmaz, olaylara verdiğiniz tepkiler, sorulara verdiğiniz mantıklı ve tutarlı cevaplarla farklılığınızı ortaya koyabilirsiniz. Doğru soru kadar, soruya doğru cevap vermekte son derece önemlidir. Mülakat; iki ya da tek kişi ile bir grup arasında sözlü bilgi alışverişidir ya da yazılı olarak da yapılabilir. İş görüşmelerinde ‘’mülakat’’ çoğunlukla sözlü olarak gerçekleşir. Aday ile iş veren bir dizi soru ve bazı özel testlerin cevaplanması istenerek bir süreç geçirir. Bu süreç sonrası başarılı olarak görülen adaylar arasında seçim yapılır, ardından gerekli görülürse ikinci bir görüşme sonrası (bazı markalar oldukça uzun süreçlerden geçirebilirler 8 – 9 aşamalı görüşmeler gibi) adaya iş teklifinde bulunulur. Peki, iş veren siz de aradığı özelliklerin yanında en çok neye bakar? En çok sorduğu sorulara verdiği cevaplara. CV’nizde yer alan bilgiler, zaten öz geçmişinizde var. Var olan bilgileri tekrarlamanız hem zaman kaybı hem de klasik bir yaklaşımdan öteye geçmeyecektir. Bir iş veren için daha fazlası cv’nizin dışında kalan, orada yazmayan özelliklerinizi, yetkinliklerinizi ve mantıksal tutarlılığınızı ortaya koymanızdır.
Şunu biliyoruz ki, bir iş görüşmesine gitmeden önce iş veren markasını incelemek, şirketin misyon ve vizyonuna hakim olmak, şirkete neler katabileceğinizi aktarmak açısından gerekli temel yaklaşımdır. Daha da ötesine geçerek başvurduğunuz pozisyonda yaratabileceğiniz değeri vurgulamak, kendinizi anlatırken klasik olarak nerede doğduğunuz, nerede yaşadığınız bilgilerini vermeden, kişisel özelliklerinizi, güçlü yanlarınızı, geliştirmek istediğiniz ve farkında olduğunuz yanlarınızı belirtmek öz geçmişiniz yerine ‘’öz geleceğinizi’’ anlatmak son derece çarpıcı olacaktır.
‘’Değer Odaklı Satış’’ isimli kitabımda önemli bir markanın mülakatında nasıl da öz geçmiş yerine, ‘’öz gelecek’’ sunduğumu ve iş verenden başvurduğum pozisyondan daha üst seviyede bir pozisyon için teklif aldığımı anlattım. Bunu farklı olayım diye yapmadım, zaten ulaşabildikleri bir öz geçmişim vardı ancak öz geleceğimi anlatacak olan bendim. Bu markada çalışma imkanım olduğunda bundan 1 yıl, 3 yıl ve 5 yıl sonra markaya neler katabileceğimi ve kariyer basamaklarımı nasıl tırmanabileceğimi anlattım. Sadece sözlü değil, bir de ‘’ÖZ GELECEK’’ ismi ile sunum hazırladım ve sunumda karşı tarafın görsel hafızasına hitap edebilecek görseller kullandım. Hedefler ve en önemlisi niyetlerimi gösterdim.
Sonuç ne oldu dersiniz? 4 aşamalı bir mülakat serüvenine sadece tek bir görüşme yaparak kabul edildim ve 1 hafta sonra iş başı yaptım. Daha da enteresanı, öz gelecek sunumumda söylediğim her şeyi gerçekleştirdim ve daha sonra girişimci biri olarak çalışan değil, iş veren olma kararı aldım ve kendi şirketimi kurdum.
Evet iş bulmak son derece zorlu şu son dönemlerde, ancak o işi bulmak zorundayız. Bulduğumuzda da bırakmamamız, fark yaratmamız gerekiyor.
Fark yaratmak istiyorsan, kalk yarat…
Bunun için başarılı insanlar çalışmalarını planlar, planlarını çalışırlar. Düz ve klasik bir cv hazırlayıp, pc başında sıradan nereyi görürseniz cv’nizi gönderdiğiniz ve hiç dönüş alamadığınız bir zihin yapısından çıkmanız, kutunun dışında düşünmeniz ve fark yaratmanız ve şimdi harekete geçmeniz şart.
Mülakatlarda sık sorulan aşağıdaki 25 soruyu dikkate alarak, hazırlanmanız da önemli;