Fırat’ın doğusunda bir oldubittiye ve terör devletine asla göz yummayacağını ısrarla dile getiren Türkiye, bu konuda ne kadar kararlı olduğunu kasım ayının başında Zor Mağar’daki PYD/YPG’li teröristlere yönelik topçu atışlarıyla çok net göstermişti. Ve ABD’yi bir kez daha dostça uyarmıştı:
Terör örgütü ve teröristleri desteklemekten vazgeç. Biz ciddiyiz, istediğimiz zaman kara harekâtına başlayabiliriz...
Yani söz konusu vatan olduğunda teröristleri korumak kollamak için verdiğin silahlar, sınıra dikilen ABD bayraklı gözlem noktaları falan hepsi teferruat... Geliriz, Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı harekâtlarında olduğu gibi gerekeni yaparız...
Şimdi o noktadayız. Hem de öyle bir gece ansızın değil, yekten, birkaç güne geliyoruz ültimatomuyla... Ve buna dönük plan, hedefler de son derece net... Silahlı Kuvvetler kara harekâtından önce hava ve topçu atışlarıyla teröristlerin komuta, haberleşme merkezleri, toplanma yerleri, cephanelikleri, gıda depoları gibi kritik noktaları vuracak. Bir başka deyişle, haberleşme ve lojistik desteklerini keserek teröristleri felç edecek, sonra da temizlik harekâtına başlayacak. Dolayısıyla, bu noktada en çok merak edilen de sözde müttefik ABD’nin tavrı. Çünkü ABD’nin YPG/PKK’yı korumak, kollamak amacıyla sınır boyuna konuşlandırdığı radar donanımlı 12 gözlem noktası ve hedefteki teröristlerin arasına serpiştirdiği askerleri var. O nedenle de ABD’nin Türk F-16’larını engelleme ya da Türk ve Amerikan askerlerinin karşı karşıya gelme riski söz konusu. Ki bu yönde ciddi endişeler var. Peki, gerçekten böyle bir şey olabilir mi? Yanıtı emekli tuğgeneral, Dr. Naim Babüroğlu veriyor:
“Uçakların Suriye alanına girmesine gerek yok. 30 kilometre öteden hedefi vurabilir. Topçular da 40 kilometre ötedeki hedefi vuruyor. Bizim operasyonumuzun derinliği de 30-40 kilometre. Dolayısıyla, Hava Kuvvetleri Akçakale üzerinde Türk hava sahasından çok rahat Telabyad’daki hedefleri imha edebilir. Topçu da aynı şekilde. Ancak şu da var. Harekâtın ilerleyen safhalarında olası yaralı tahliyeleri ya da acil mühimmat ve gıda takviyeleri için gereken helikopter desteğinde sıkıntı yaşanabilir. ABD’nin herhangi bir uçağı vurabilir mi diye düşünülebilir. Ama ona karşı da tedbir alınmıştır.”
Ya teröristlerin arasındaki Amerikan askerleri vurulursa?
“Ne yazık ki ABD burada 22 noktada üs diyebileceğimiz şekilde tertiplenmiştir. Sınır hattında bazı yerlerde özellikle de Ayn el Arap ile Telabyad arası ve içerisinde YPG/PKK terör örgütü elemanlarıyla birlikte devriye faaliyeti yapmaktadır. Yani teröristlerle iç içe girmiş durumdalar. Ama ne ABD askeri unsurları ne de TSK sıcak temasla karşı karşıya gelip birbirlerine ateş etmezler. NATO üyesi iki ülke ve ikisinin de kayıp verme riski çok fazla. Dolayısıyla bunu göze almaz ne TSK ne ABD. Onun için harekât başlamasına yakın bir zamanda nokta koordinatları ve şu saat diye belirtilmeden harekât yapılacak bölge bilgisiyle buradaki askeri unsurlarınızı çekin diye uyarı yapılır. Çünkü ABD’ye önceden noktayı ve koordinatları verirseniz buradaki teröristlere bildireceklerdir... Sonuçta, Türkiye hiçbir zaman ABD askerinin bulunduğu yeri ikaz etse bile başta vurmayacaktır. İki üç defa uyaracak, ondan sonra vuracaktır. Ona çekilme zamanı tanıyacaktır...”
