Tunca Bengin

Tunca Bengin

tunca.bengin@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Türk Silahlı Kuvvetleri terör örgütü PKK’nın Kandil ve Sincar’dan sonra en kritik kamplarının bulunduğu Kuzey Irak’taki Gara bölgesinde son derece özel ve kritik bir harekat gerçekleştirdi. Hem de coğrafya ve iklim şartlarından kaynaklanan çok zorlu koşullara rağmen. Yani terörü, teröristi kaynağında yok etme kararlılığındaki Silahlı Kuvvetler buna dönük imkân ve kabiliyetini bir kez daha ortaya koydu. Silahı, teçhizatı, malzemesiyle... Çünkü kışın gelmesiyle birlikte PKK’lılar mağaralarına çekilir saldırmak için hava şartlarının uygun olacağı baharı beklerlerdi. Evet geçmişte de kış şartlarında gerçekleştirilen operasyonlar var ama son dönemde özelikle teknolojinin gelişimi ve mükemmel kullanımıyla Silahlı Kuvvetler her hal ve şartta teröristlerin tepelerinde...Dahası yerleri bulunamaz, hele de kendileri açısından karargâh olarak gördükleri yerlerde onlara kimse erişemez diye gizemli havaya sokulan bir çok teröristi MİT buldu, sonrasında da İHA ve SİHA’larla teknik takipleri yapılıp TSK’nın nokta atışlarıyla işleri bitirildi. Şimdi de sıra yılanın başının ezilmesinde... En tepe isimler Murat Karayılan, Cemil Bayık ve Duran Kalkan’ın da hesabının görülmesinde... Yani PKK’lı teröristlere yaz-kış farketmeksizin malum sondan kaçış yok. Nasılını İstanbul Aydın Üniversitesi öğretim üyesi emekli Tuğgeneral Dr. Naim Babüroğlu, anlatıyor:

Haberin Devamı

“TSK’nın yıldan yıla gelişen donatım ve teknolojik silah sistemi var. Donatım açısından baktığımızda şiddetli kış şartlarında operasyon yapma imkân ve kabiliyeti arttı. Kıyafet, silah, teçhizat artık kışa göre de üretilmeye başlandı. Dolayısıyla eksi 20-25’lerin altındaki durumlarda muharebe imkân ve kabiliyetine kavuştu. Aslında 1992’lerde de kışın yine operasyon yapma imkân kabiliyeti vardı, mesela ben o zamanlar Hakkari’deydim 5 bin komando yine böyle bir şubat ayında çok yüksek yerlere helikopterlerle indirildi. Yani uçarbirlik harekâtı yapıldı. Ama şimdi teçhizat donatım kıyafet kış şartlarına göre daha da gelişti. Bu da TSK için büyük avantaj. Bir de tabi istihbarat avantajı var. Özellikle de İHA-SİHA’ların yetenekleriyle... 1990’larda veya 2000’lerde orada görev yaparken bunlar yoktu dolayısıyla keşif gözetleme istihbarat sağlama imkânınız azdı. Şimdi teknolojinin, silahların gelişmesiyle TSK’nın savaşma imkân ve kabiliyetleri arttı. Artık TSK yaz kış, sohbahar bahar şeklinde donatım, malzemesi ve silah sistemiyle muharebe ve operasyon yapabilir yeteneğe kavuştu. Daha önce yok muydu? Vardı ama teknolojik yetenekler bu imkân ve kabiliyetleri artırdı.”

Haberin Devamı

Türkiye’nin büyük bir kararlılıkla terör ve teröristlerle mücadele ettiğini belirten Babüroğlu “ama” diyerek devam ediyor:

“Terörle mücadele tarihinde dört faktör çok önemli. Birincisi terörü kaynağında kurutma. Bunun için barındığı,yuvalandıkları kampları olan yerleri kontrol etmeniz ve orada bulunmanız lazım. Yani pençenizi atmanız ve ayrılmamanız lazım. Çünkü akışkandır terör gelir oraya tekrar yerleşir. TSK bunu başarıyla yapıyor. İkincisi terör örgütünün sözde lider kadrosunu etkisiz duruma getirmeniz lazım. Şu anda nokta istihbaratı ve vuruşlarla Türkiye bunu da yapıyor. Hem kuzey Irak’ta hem Güneydoğu’da. Üçüncüsü terör örgütüne katılımı engellemeniz gerekiyor. Çünkü terör örgütü kaybını neyle karşılayacak?Yeni katılımla, şu anda yetkili makamların açıkladığına göre katılımda minumum düzeye inmiş. Demekki burada da başarılı. Yani Türkiye kaynağında yok etme sözde lider kadrosunu etkisiz duruma getirme ve katılımı önleme açısından başarılı. Şimdi geldik dördüncü ve en önemli ayağı olan lojistik desteğin kesilmesine. İşte burada sıkıntı var. Neden? Çünkü ABD gibi küresel güçler ona destek sağlıyor. Belki doğrudan PKK’ya sağlamıyor ama Fırat’ın doğusundaki PYD/PKK terör örgütüne verdiği her silah, her mühimmat veya kıyafet,teçhizat,finans nereye akıyor? PKK’ya... Dolayısıyla bu lojistik desteğini kesmediğiniz sürece terör örgütünü tümüyle sıfırlamanız mümkün olmuyor.”

Haberin Devamı

Dördüncü ayak kesilse PKK biter yani?

“Dördüncü ayağı ABD kesse 6 ayda PKK çözülmeye başlar. Çünkü tedavi edeceği ilaç bulamaz, elemanlarına verecek para, kıyafet, yiyecek bulamaz. Silah bulamaz, silaha koyacağı mühimmatı tedarik edemez. Dolayısıyla da çözülür ve yok olur...”

Özetle; 22 yıl önce bugün terörist başı Abdullah Öcalan’ı Kenya’da yakalayıp Türkiye’ye teslim eden ABD, isteseydi terör örgütü PKK’yı da sıfırlayabilirdi o zaman? O’nu ortadan kaldırma imkân ve kabiliyetine her zaman sahipti. Ama ABD ne yaptı? Kalleş ve cani terör örgütünü, teröristleri koruyup kolladı. Halende öyle. Ama TSK’da ABD’ye rağmen yılanın başını ezme, hesabı hepten kapatma konusunda kararlı...