Tunca Bengin

Tunca Bengin

tunca.bengin@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Türkiye’nin Suriye’nin kuzeyinde konuşlu PKK/YPG’li teröristlere yönelik yeni bir harekatın sinyalini vermesinin ardından Süleyman Şah Türbesi ve Saygı Karakolu’nun eski yerine taşınması da konuşulmaya başlandı. Dolayısıyla zaten var olan, hatta 2015’te taşınırken özellikle geçici nakil vurgusu yapılan ve gelişen süreçte “eninde sonunda eski yerine gidecek” denilen Türkiye sınırları dışındaki tek Türk toprağına dönüş de söz konusu. Yani olası harekatla artık vatan toprağı da daha yakın. ABD kurgulu kirli oyunlara dönük hesabın görülmesi de... Şöyle ki; bölgede DAEŞ terörünün arttığı dönemlerde Suriye’nin Karakozak köyünde bulunan Süleyman Şah Kabri de büyük bir risk altına girmişti. 2015’in şubat ayında Şah Fırat Operasyonu’nu gerçekleştiren TSK, Süleyman Şah’ın kabrini, eşyalarını ve görevli askerleri Türkiye sınırına yakın bir noktada olan Suriye Eşmesi’ne getirmişti. Boşaltılan bölge ise önce terör örgütü DAEŞ’in ardından da diğer terör örgütü PKK/YPG/PYD’nin kontrolüne geçmişti. Tabii ABD’nin kurguladığı kirli tezgâh ve bizzat yönlendirmesiyle... Çünkü Karakozak bölgesi PKK/PYD’nin Fırat’ın batısı ile bağlantı açısından kritik öneme sahipti. Terör örgütü Ayn el Arap ve Münbiç arasında militan ve lojistik desteğini büyük oranda bu bölgeden sağlıyordu. Karakozak Köprüsü ile birlikte ABD tarafından bölgeye getirilen deniz taşıma araçları da aynı amaçla kullanılıyordu. O nedenle de bölgedeki terör unsurlarının temizlenmesine dönük her harekatta, hamlede Süleyman Şah’ın da yeniden Karakozak’taki eski yerine taşınması hep gündemde oldu. Hem de daha ilk Cerablus operasyonundan itibaren. Nitekim biz de “Süleyman Şah’ta yine hata olmamalı” başlıklı yazımızda (16 Aralık 2017) bu konuya değinerek şöyle demiştik:

Haberin Devamı

Fırat Kalkanı harekâtı, ABD destekli PKK/YPG’nin terör koridoru hayalini engellemek ve güvenli bir bölge oluşturmak adına çok stratejik bir hamleydi. Bugün Cerablus ve El Bab’daki huzur ortamı da bunun somut kanıtı... Ancak bu Kalkan’ın olması gereken bir de ikinci bacağı vardı. O da boşaltılan Süleyman Şah Türbesi ve Saygı Karakolu’nun eski yerine taşınması, dolayısıyla Münbiç’in de kontrol altına alınmasıydı. Ki böylece Fırat’ın batısı tamamen emniyete alınacak ve hâlâ var olan El Bab’ın güneyinden Afrin’le terör koridorunu birleştirme tehdidi hepten ortadan kalkacaktı. Ama bu, ABD’nin ikiyüzlülüğü nedeniyle olmadı, daha doğrusu ABD, terör örgütü PKK/YPG’nin Suriye’nin kuzeyinde oluşturmak istediği koridorun önünü açabilmek için Türkiye’yi oyaladı, yanılttı. Aynen Türkiye’yi Şah Fırat Operasyonu’na zorlayan süreçte yaşananlar gibi...

Haberin Devamı

Benzer gelişmeler daha sonraki Zeytin Dalı ve Barış Pınarı harekatlarında da yaşandı. Yani oralarda PKK/YPG’lilerden arındırıldı ama Süleyman Şah bir türlü evine, sınırın ötesindeki vatan toprağına dönemedi. Çünkü ABD teröristleri silahlandırmak ve eğitmekle kalmadı, Türkiye’yi engelleme, sıkıntıya sokma adına kurguladığı her türlü kirli oyunla yine takoz oldu. Hala da o niyette... Bundan cesaretlenen teröristler de bölgede palazlandı, palazlanıyor. Mesela istihbarat birimlerince elde edilen terör örgütü PKK/YPG/PYD’nin, Süleyman Şah’ın kabrinin Suriye’deki eski yerine taşınmasını önlemek için bölgede ciddi bir tahkimat yaptığı, Karakozak köyüne kadar uzanan ve 25 kilometreyi bulan tünel ve hendekler kazdığı yönündeki tespitler malum. Dolayısıyla yeni bir sınır ötesi harekatın ve olası hedeflere dönük tartışmaların pik yaptığı şu günlerde Süleyman Şah’ın da eve dönüşü de gündemde. Görüştüğüm her isimde türbenin eski yerine taşınmasının zamanı olduğunda hemfikir... Mesela İstanbul Aydın Üniversitesi öğretim üyesi, emekli Tuğgeneral Dr. Naim Babüroğlu diyor ki:

Haberin Devamı

“TSK Münbiç’te yapacağı bir operasyonla beraber Süleyman Şah Türbesi’ni de sınırdan 37 kilometre güneydeki asıl yerine yani anlaşmada var olan yerine tekrar konuşlandırmalıdır. Bu sadece bir borcu yerine getirmek değil askerî açıdan da son derece önemli. Süleyman Şah Türbesi Fırat’ın kenarında ve Münbiç’in 7 kilometre güneydoğusuna düşüyor. Yani güneye doğru artı 7 kilometrelik bir derinlikte bir vatan toprağı, dolayısıyla orayı korumak için ilave birlikler de görevlendireceksiniz. Böylece Münbiç’i güneyden de kontrol altına almak ve oradan terörist giriş çıkışlarını kontrol etmek mümkün. Bunu Türkiye’nin mutlaka yapması lazım bir daha bu fırsat ele geçmeyebilir.”

Özetle; tuzak ya da hata sonucu taşınan Münbiç’in güneydoğusundaki Süleyman Şah Türbesi ve Saygı Karakolu’nun bulunduğu nokta resmen Türk toprağı. BM 51. maddesi de meşru müdafaa hakkına cevaz veriyor. Zaten geçici olarak taşımıştık. Yani artık Süleyman Şah’ın da eve dönüş zamanı...