Tunca Bengin

Tunca Bengin

tunca.bengin@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Rusya-Ukrayna savaşıyla birlikte vizyona giren yeni soğuk savaş ya da ikinci soğuk savaş söylemi NATO’nun Madrid zirvesinde güncellenen yeni stratejik konseptte Rusya’nın “en önemli ve doğrudan tehdit” diye tanımlanması ve Çin’in ilk defa tehdit olarak kayda geçmesiyle pik yapmış durumda. Bu anlamda en çok konuşulan, tartışılanların başında da eski soğuk savaş dönemi ülkelerinin istihbarat mücadelesi ve karşı istihbarat mücadelesi, daha doğrusu örtülü savaşı var. Dolayısıyla, istihbarat dünyasında tam bir teyakkuz durumu söz konusu. Mesela ABD ve AB üyesi bazı ülkeler son aylarda 100’e yakın Rus diplomatı casusluk iddiasıyla sınır dışı etti. AB liderlerinin dinlenme korkusu olmadan gizli görüşmeler yapabileceği “casus geçirmez sığınak” inşa etmeye hazırlandığı haberleri gündemde. ABD Federal Soruşturma Bürosu FBI ve İngiltere İç İstihbarat Servisi MI5 Direktörleri ilk kez beraber kameralar karşısına geçti, Çin’i ulusal güvenliklerine en büyük tehdit olarak tanımladılar. Bu arada ABD Başkanı Biden’ın oğluna ait olduğu iddia edilen telefon verileri ve bazı uygunsuz görüntülerinin internete sızdırılması, Almanya Başbakanı’nın katıldığı yaz partisindeki skandal haberleri ile son olarak Japonya’nın eski Başbakanı Abe’nin öldürülmesi gibi sıra dışı olaylarla da dikkatler hepten casusluk ve istihbarat savaşlarına odaklanmış durumda. Yaşanan bu gelişmeleri MİT eski Müsteşar Yardımcısı Cevat Öneş değerlendiriyor:

Haberin Devamı

“İstihbarat savaşları her dönemin teknolojik seviyesine göre her zaman var. Şu anda da özellikle şimdiki küresel tekrar yapılanma meselesi, Rusya’nın ve Çin’in tehdit olarak görülmesi, NATO’nun genişlemesi, hem siyasi hem askeri hem de ekonomik alanda yapılan çıkar çatışmalarının gelişmesi yeniden bir soğuk savaş döneminin başladığını gösteriyor. Bu da tabii ki istihbarat servislerinin savaşına yol açacak ve istihbarat örgütlerinin de tüm ülkelerdeki toplumlar içerisindeki muhalif gruplarla etkinliğini, psikolojik savaş durumunu artıracaktır, bunu görebiliyoruz.”

Nelerle karşılaşabiliriz?

Haberin Devamı

“Bir defa siyasi bakımdan yeniden kamplaşma süreci başladı. Tabii hiçbir zaman ABD ile Rusya arasında ya da bloklar arasında doğrudan bir savaşı Çin dâhil görmeyeceğiz ama bölgesel savaşlar ve ülkeler içerisindeki farklılıklar üzerindeki çatışmaların ortaya çıkması, yükseltilmesi ve muhalefet-iktidar savaşlarından mutlaka yararlanmak için etkinlikler artarak devam edecektir.”

Suikastlar, sabotajlar dönemi falan mı başlıyor?

“Rusya ile ABD arasında, Çin ile ABD arasında veya Batı sistemi ile Rusya, Çin ekseni arasında doğrudan bir savaş görmeyeceğimize göre, bu çıkar çatışmalarının ulusal ülkeler içinde, bölgesel çıkarlar içinde yansımaları olacak. Ulusal ülkeler içerisinde ve bölgelerin özelliğine göre suikastlar olayı her konjonktürde olduğu gibi bundan sonra da olmaya devam edecektir. Ortadoğu’daki ateş hâlâ devam ediyor, Afrika kıtasındaki sorunlar hâlâ devam ediyor. Avrasya’daki yapılanma sorunları hâlâ devam ediyor. Balkanlar’da gördüğümüz, Avrupa’daki sorunlar bile şu anda daha karmaşık hale gelmiş durumda. Mahalli ve bölgesel çatışmaları teşvik ederek her ülkeyi veya bloklar arası sistemi kendi içerisinden parçalamak ve güç kaybına sebep olma arayışları devam edecektir.”

Haberin Devamı

Gelişen teknolojiyle birlikte İstihbarat Servisleri’nin çalışmalarına etkinlik kazandırmak için yeni roller üstlendiğini belirten Öneş’in, “Hangi anlamda?” diye yönelttiğimiz sorumuza verdiği yanıt ise şuydu:  

“Teknolojik gelişmeler elektronik istihbarat dediğimiz durumu, yani basitçe dinleme olayını ortaya çıkarıyor. Bunun etkin şekilde kullanılması özellikle önemli aktörleri itibarsızlaştırmada kullanma meselesi önümüze çıkıyor. O bakımdan mesela siyasi aktörlerin yolsuzluk ya da toplumdan tepki görecekleri bir ahlaki sorunun ortaya çıkması, zaaflarının tespiti meselesi hep yaşadığımız, önümüzde de yaşayacağımız şeyler. Küresel boyutta her ülkenin içerisinde bu sistem içi çıkar çatışmalarında bunlar geçmişte olduğu gibi bundan sonra da artarak kullanılmaya devam edecek.”

Geçmişteki soğuk savaş döneminden çok daha karanlık sert bir dönem anlamında mı?

“Çok daha sert, daha komplike bir döneme giriş hazırlıkları var maalesef. Gidişat kötü. Yani demokrasiler ve diktatörler arası çatışma gibi gösterilmesine rağmen bu daha ziyade onun alt planındaki çıkar çatışmaları. Ekonomik bakımdan, askeri güç bakımından çıkar çatışmaları var. Bütün alternatif çıkar çatışmaları, yöntemleri kullanılacak bu savaşta. Bütün bu gelişmeler içerisinde de görüyoruz ki insanlığın beklentisi olan barış, istikrar ve refahı ortaya çıkaracak öncü rolü oynama, liderlik yapma ve barış adımlarını genişletme meselesinde siyaset gereken cevabı veremiyor. Oportünist, eyyamcı çıkarcı bir yapı birçok ülkede ön planda faaliyetlerini sürdürüyor.”

Özetle; küresel liderlik, yeni güç dengeleri hesaplaşmasında var olan gelişmeler ve öngörüler geçmişte de örnekleri yaşanan ayaklanma, kargaşa, çatışmaları manipüle etme gibi örtülü operasyonların artacağı daha yıkıcı, kanlı, sıcak bir döneme doğru gidiş şeklinde. Yani geleceğe dönük sinyaller hiç hoş değil...