Tunca Bengin

Tunca Bengin

tunca.bengin@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

CHP’nin önceki genel başkanı Kılıçdaroğlu ile mevcut başkanı Özel, arasında nasıl siyaset yapılması üzerine süren polemik malum. Özel, kutuplaşma değil, müzakereyle siyasette normalleşme hamleleri yaparken, Kılıçdaroğlu “müzakere değil mücadele” çıkışlarıyla siyasetteki eski gerilimli günleri önceliyor inatla... Yani CHP’de yaşanan ciddi bir siyaset ayrılığı tartışması var. Biri eski iki Genel başkan ve de onların yandaşları ile yakın çevresindekiler arasında... Üstelik epey yüksek tonda... Normalleşmeyi CHP içerisinde bir kesim ya da grup yumuşama olarak kodladı... Özel, sokakta karşılık bulan kavgasız ve müzakere odaklı stratejisini normalleşme olarak ifade ederken, diğer grup bunu yumuşama olarak anlattığı için attığı her adım, yaptığı hamle bazı CHP’liler tarafından iktidara karşı sanki parti politikalarından taviz veriliyormuş gibi algılanıyor. Bu anlamda da Özel, grup başkan vekilliğinde en sert muhalefeti yaparken, genel başkan olduktan sonra parti politikasından uzaklaştığı, iktidara yakın tavır takındığı, parti ilkelerinden taviz verdiği eleştirileri var. Son Cumhurbaşkanını karşılamada ayağa kalkma-oturma tartışması ve Özel’in Bahçeli’yle yaptığı görüşme nedeniyle de bu hepten pik yapmış durumda. Kararı savunanlar ve Kılıçdaroğlu başta şiddetle karşı çıkanlar var. Özel’in koltuğu bırakmasını isteyenler bile oldu. Yerel seçimlerde alınan başarı ve Özel’e sokakta olan ilginin artmasına rağmen… Yani bazı CHP’liler açısından Erdoğan, iktidar karşıtlığı üzerinden parti içi iktidar hesaplarına dönük avantaj elde etme hesapları daha ön planda... Bunlara karşılılık Özel’ de diyor ki: 

Haberin Devamı

“Kutuplaşma, siyasetinden vatandaş, seçmen bıktı. İnsanlar sorunlarının konuşulmasını istiyor. Erdoğan’la polemiğe girmedim. Seçimlerde bunun olumlu sonucunu gördük... İlk seçimde iktidar olmak için böyle de devam edeceğim. Bedeli neyse öderim...” 

***

CHP denilince bir başka ayrışma, tartışma konusu da artık kronikleşen Cumhurbaşkanlığı adaylığı meselesi elbette.. .Aylardır Cumhurbaşkanlığı adaylığını çok isteyen isimlerden İmamoğlu’na siyasi yasak olasılığına karşı CHP’de hangi seçeneklerin gündemde olduğu, Yavaş’ın adaylık kararlılığı ve her ne kadar olmayacağını söylese de Özel’in adaylığının hiç de sürpriz olmayacağı konuşuluyor... Daha doğrusu bizzat CHP’lilerden kaynaklanan hamleler ve açıklamalarla bu konu gündemden hiç düşmüyor... Buna bağlı gelişen farklı soru işaretleri de... Yavaş, “partim beni aday gösterirse adayım” diyor, İmamoğlu, kendisinin adaylığının bir an önce açıklanması için zorluyor, Özel, her ikisiyle istişareden kendi durumuna vakit ayıramıyor. 

Haberin Devamı

Ama adayım diyen ya da demese de alenen hissettiren isimlerin hiçbiri aday gösterilmezlerse ne yapacakları konusunda asla emare vermiyorlar, net değiller. Bu da daha başka sorular içeriyor. Mesela Yavaş “asla partimden başka yerden aday olmam veya karara saygı duyar işime bakarım” der mi acaba? Ya da İmamoğlu, “partimin kararına saygılıyım” deyip kendisi dışındaki bir ismin cumhurbaşkanı seçilmesi için yollara düşer, çaba gösterir mi?.. Ya da her ikisi de kendilerinin olmamaları durumunda başka bir yol ve yöntemle kararlılıklarını sürdürürler mi? Dolayısıyla bu çok bilinmeyenli denklemde asıl kritik nokta da şu: 

Haberin Devamı

Kim, kiminle hareket eder, önceki genel başkan Kılıçdaroğlu, hangi şartla, kimi işaret eder ya da yanında durur? Kendisinin genel başkanlık koltuğuna dönüş yolunu açma hesaplarıyla tabii... 

***

Yani CHP’nin dümendeki kaptanının niyeti, havası ülkede var olan kutuplaşma siyasetini sonlandırmak. İktidarla devamlı kavga eden bir parti olmak yerine rakibiyle makul ilişkiler kurabilen bir profil çizmek. Önceki kaptan ise ısrarla rotanın gerilim siyaseti yönünde olmasını savunuyor. İmamoğlu ve Yavaş da doğrudan kendi pozisyonlarını önceleyen derin ve gizemli tavırlarıyla bambaşka bir siyaset peşindeler... Bunlara bağlı olarak da CHP’deki tartışma, gerilim hiç sonlanmıyor. Ülke siyasetindeki kutuplaşma, gerilim derken, CHP’de kutuplaşmış durumda açıkçası...