Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Suriye’nin etnik ve dini haritasına bakıyoruz... Bin bir çiçekli bahçe...

O küçük coğrafyaya çeşit çeşit din ve etnisite sığışmış...

Say say bitmiyor:

“Sünni Arap, Alevi Arap, Levanten, Kürt, Türkmen, Ermeni, Ezidi, Dürzi, Yahudi, Caferi, Çeçen, Çerkes, Süryani, Keldani, Arami vb...”

Bu etnik çeşitliliği bir arada nasıl tutabilirsiniz?

Zemine “Demokrasi” halısı sererek...

Farklı din ve mezhepleri barış içinde bir arada yaşatmanın formülü ise bellidir: “Laiklik”...

Bu karmaşık tablonun yaşaması ancak “laik demokrasi” ile mümkün olur.

Haberin Devamı

Ancak şu anda ülkeye hakim olan HTŞ örgütü her iki kavrama da uzak... Tam tersine bu kavramlara yan bakıyor. Elinde baskı ve dayatmadan başka silah yok.

Esad’ın devrilmesiyle eskisinden daha özgür bir ortam beklentisi içine giren dinsel ve etnik gruplar eskisini aratmayacak yeni bir baskı ve dayatma düzenine razı olur mu?

Yoksa ülkeye kaos, kavga, gürültü mü egemen olur?

★★★

O coğrafyada bir büyük handikap da, ülkenin doğal kaynaklarının bulunduğu Kuzeydoğu bölgesine yani ülkenin üçte birine azınlıktaki Kürtler tarafından el konulmuş olmasıdır.

HTŞ ve PYD şimdilik anlaşmış görünse de...

Uzun vadede diğer grupların bu haksızlığı hazmetmesi beklenemez.

Bu da geleceğe yönelik bir başka tartışma ve çatışma sebebidir.

Sonunda bu ülkede ayrışma ve bölünme kaçınılmaz görünüyor.

ÇOK BULUTLU

TEMBELVAY

Moda ile Kadıköy İskelesi arası çok çok 2 kilometredir... Bu hatta yıllar önce bir nostalji tramvayı işletmeye kondu. Kadıköylüler seyredip anıları tazeleyecekti. Bir vagon yetmedi, tez zamanda vagon sayısı ikiye çıkarıldı. Yetmedi. Sanırız şu anda 3 vagon işliyor. Yine yetmiyor. Çünkü yaşlısı genci iki kilometrelik yolu yürümek istemiyor. 10 dakikada gideceği mesafe için durakta yarım saat tramvay bekliyor. Yokuş yukarı çıkmamak için aşağıda bekleyenleri anlıyoruz. Ama yukarıdan aşağı gidecek olanlar da dakikalarca ayakta ve soğukta araç bekliyor. Yolcuların önemli bölümü de gepegenç insanlar. Yürümeye korkuyorlar... Sağlık ve uzun ömür için tüm hekimler hareket etmeyi ve yürümeyi öneriyorsa da... Umurunda değil kimsenin... Tembellik ağır basıyor... Kendilerini taşıyamayan bu gençler hayatın yükünü nasıl taşıyacak, merak ederiz...

Haberin Devamı

MOLTKE

Osmanlı ordusuna düzen vermek için 1800’lerde ülkeye davet edilen Prusyalı Mareşal Moltke, bu süreçteki gözlemlerini dostlarına yazdığı mektuplarda belirtmiş, bu mektuplar Türkiye’de “Moltke’nin Türkiye mektupları” adıyla yayınlanmıştır.

Moltke, bir mektubunda davullu zurnalı bir şenlikten söz eder...

Osmanlı ordusu Balkanlarda bir savaşı pek de başarılı olmayan bir şekilde sonuçlandırmış.

Ancak İstanbul’da çok büyük bir zafer kazanılmış gibi şenlikler düzenlenmiştir.

Böylece gerçeklerden habersiz halkta algı yaratılmıştır.

Günümüzde o davul zurnaların yerini medya alıyor...

Dış politikada başarılı veya başarısız tüm gelişmeleri süzgeçten geçirmeden bayram havasında iç kamuoyuna aktarıyor. Bunu da yurtseverlik sanıyor.

YARIM ŞİİR

Bir şiir dolanır durur internette.. “Bırak Yarım Kalsın” başlıklı bu şiir, kimine göre Can Yücel’indir, kimine göre Özdemir Asaf’ın... Aslında ikisinin de değildir... Peki kimindir şu şiir:

Haberin Devamı

“Bırak zorlama dostum...

Yarım kalması gereken her şey

Yarım kalsın.

Bazı şeyler vardır ki;

Yarım yaşanır.

Her şeyi tamamlamaz ki hayat.

Bazen,

Gece vakti, güzel bir rüya görürsün.

Ardından birden uyanır ve bir daha uyuyamazsın.

Çünkü bilirsin

Uyusan da yarım kalan rüyanı asla tamamlayamazsın

Rüya gibidir işte yaşamak

Bırak

Yarım kalması gereken yarım kalsın...”

Malumatfuruş adlı internet sitesine göre... Bu şiir Mesud Topal’ın 2014 yılında yayımlanan “Cam Kenarı” adlı kitabında yer almıştır. Üstelik şiir değil düz yazı halinde...Sonra da ünlü bir şaire atfedilip ünlü olmuştur.

ŞERİAT

Iraklı sosyolog Ali Elverdi diyor ki:

“Araplara birisi “Şeriat”, diğeri “Laik” iki ülke verilseydi;

Şeriat ülkesinde yaşamayı seçip, laik ülkeye kaçmaya çalışırlardı”