Tunca Bengin

Tunca Bengin

tunca.bengin@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Esad’ın devrilmesinin ardından Türkiye’deki Suriyeli sığınmacılarda eve dönüş hareketliliği var. Sınır kapılarında yoğunluk yaşanıyor; hatta geçişleri kolaylaştırmak amacıyla 11 yıldır kapalı olan yerler dahi açıldı... Ama dönüş konusunda olumsuz sesler de yok değil... Yani daha önceleri özellikle de son seçim süreçlerinde ağırlıkla “gönderme” üzerine kurgulu zorlama dahil yol, yöntem önerileri, sert çıkışlar, şimdilerde doğrudan sığınmacıların kendi inisiyatifleriyle dönüp dönmeyeceklerine odaklı öngörülere evrilmiş durumda... Mesela 2023’teki seçimler öncesinde başta CHP’nin önceki genel Başkanı Kılıçdaroğlu olmak üzere muhalefet partileri kampanyalarını ağırlıkla bu konuya endekslediler. Suriyelileri otobüslere bindirip davul zurnayla güle güle demek ya da Batı kapılarını açıp, diledikleri yerlere gitmeleri için yol vermek gibisinden seçenekler konuşuldu, polemik konusu oldu. Yollara, billboardlara “Suriyeliler Gi-de-cek” afişleri asıldı. Bunlarında seçmen üzerindeki etkisi ve sandığa yansımaları da hala tartışmalı... 

Haberin Devamı

Suriye’deki son gelişmelerden sonra ise CHP’nin şimdiki Genel Başkanı Özgür Özel, sığınmacıların Suriye’ye dönüşleri konusunda güvenlik endişelerini önceleyerek ne diyor? “Kimin elinde ne silah var belli değilken, İsrail bomba atmaya devam ederken, insanların hemen eşlerini, çocuklarını alıp gitmesini kimse beklemesin...” 

***

Haklı da çünkü; Esad gitmiş olsa da belirsizlik devam ediyor. İnsanlar kendilerini güvende hissedip, arkalarında ajan var mı, Esad’ın yeraltı “insan mezbahası” Sednaya Hapishanesi’ne gider miyiz diye endişelenmeden sevinç gösterileri yapıyorlar ama ülkede neyin ne olacağı da henüz flu... Hem yeni düzen anlamında hem de özellikle ABD’nin gelişmeleri manipüle edici açıklamalarından kaynaklı... Zira muhalifler homojen gruplar değil, aralarında yeni çatışmalar, bölünmeler olabilir... Esad döneminde ABD’nin desteğiyle ülke topraklarına çöken terör örgütü PKK/YPG’ye karşı mücadele, çatışmalar da devam ediyor. Oralarda terör örgütünün zulmünden kaçanlar için dönüş kararı henüz erken, riskli, dönemiyorlar... İsrail’de Şam’a yaklaştı, Esad’dan kalan silah mühimmatları imha ediyorum bahanesiyle kafasına göre bombalıyor, tankları yürüyor... Dolayısıyla Özel’in söylediklerine katılmamak elde değil. Ancak bu noktada bir başka haklılık durumu da “Daha önce göndereceğiz, gidecekler derken katil Esad’a nasıl güvenip de bu insanları teslim edecektiniz? neden aynı hassasiyeti göstermediniz” diye soranlar için de geçerli... 

Haberin Devamı

Kaldı ki, şimdilerdeki risklerin dönüş heyecanını durduracak bir faktör olmadığını savunanlar da var. Mesela dün konuştuğum İltica ve Göç Araştırmaları Merkezi (İGAM) Başkanı, eski BM Mülteciler Yüksek Komiserliği Dış İlişkiler Sözcüsü Metin Çorabatır’ın öngörüsü de şuydu: 

“Şu anda mültecilerin geri dönüşü için uygun ortam Suriye’nin genelinde yok... Ama bu insanlar sahalarında ne oluğunu bizlerden daha yakından, daha iyi takip ediyorlar. Bağlantıları var, duydukları var. Onun içinde Türkiye sınır kapılarındaki kapasiteyi artırdı zaten. Üç dört katı geçişler nedeniyle. Evet aralarında gidip görmek, ikna olmak için keşif amaçlı bir kısım geçişler var ama daha güvenli bölgelere dönüş olduğu da bir gerçeklik...” 

Haberin Devamı

***

Dönüşler açısından bir başka gerçeklik de geri dönün çağrısı... Zira daha önce ülkeyi terk etmeyen muhaliflerden “biz kaldık, savaştık, zorluklar çektik, gidenleri kabul etmeyeceğiz” diyenler vardı. Şimdi ise geçici başbakan “gelin yeni Suriye’yi beraber inşa edeceğiz’ çağrısı yapıyor. Yani Esad’ın yanı sıra o gittiğinde geleceklerden de endişe söz konusuydu, şimdi artık ikisi de yok. Bu da dönüşler için çok etkileyici bir durum elbette. Evet, temkinli konuşmak doğru, HTŞ üzerine çekinceler var, olabilir, süreçte takip edilmesi gereken pek çok soru işareti bulunuyor ama gelinen noktanın gerçekliği de ortada... Suriyeli sığınmacılara dönüş yolu açılma meselesini üç, dört hafta önce sorsalardı, kimse bu kadar hızlı böyle gelişmelerin yaşanacağını öngöremezdi. Buna rağmen bazı yorumlara, açıklamalara bakıldığında ise dün “gidecekler, hemen gönderelim, göndereceğiz” diyenler, bugün “Suriye’nin ne olacağı daha belli değil hemen gitmelerini kimse beklemesin” havasındalar... Hatta öyle şeyler söyleniyor ki gidenlerin kafasını çelmek, karıştırmak adına... Zaten var olan korku ortamını hepten tetikleyip “nereye gidiyorsunuz, kalın burada, ben olsam gitmem” diye dönme hazırlığındakileri vazgeçirme, caydırma amaçlı sanki...