Türkiye-ABD ilişkilerinde yaşanan sıkıntı doğrudan terör örgütleriyle bağlantılı. Daha doğrusu, ezeli dost ve müttefik(!) ABD’nin teröristlerle, özellikle de PKK/YPG’yle olan kirli ilişkilerine, bağlantılarına odaklı… Pervasızca teröristleri silahlandırdı, koruyup kolladı ve bir teröristan yolunu açtı hem de PKK’nın ABD’nin resmi terör listesinde olmasına, CIA’nın da YPG/PYD’yi, PKK’nın Suriye kolu olarak açıklamasına rağmen... Yoksa lafa geldiğinde “teröre ve terörizme” karşı olduğunu söyleyen ABD samimi olsa sorunlar aşılacak. Ama ABD hiç utanmadan ikiyüzlülükte ısrar ediyor. Peki, bu yeni bir durum mu ya da sürpriz mi? Değil. ABD’nin ta 1990’lı yıllarda başlayan Ortadoğu’daki stratejik yönelimi istikametinde gelişen bir süreç. Tek fark, daha önceleri gizli yapılmaya çalışılan alçaklıkların bugün aleniyete, hatta resmiyete dönüşmesi... Dolayısıyla tam anlamıyla ar damarı çatlamış bir ABD söz konusu... Bu durumda da Suriye’nin yeni dönemi konuşulur, tartışılırken en merak edilenlerin başında da sahada hızla devam eden PKK/YPG temizliği, Türkiye’nin teröristleri bu coğrafyadan tamamen yok etme kararlılığı, buna dönük olası adımları, hamleleri ya da ABD’nin kanlı ellerine ortak olduğu teröristlerle bağının nasıl koparılacağı meselesi var...
★ ★ ★
Zira ABD, hala gerçekleri görme, tarafını doğru seçme konusunda yalpalıyor, saçmalıyor. ABD Merkez Kuvvetler Komutanlığı (CENTCOM) Komutanı General Kurilla, Suriye’de gelişen durumla ilgili önce ABD üslerine gitti sonra da ortakları terör örgütü PKK/YPG’ya moral ziyareti yaptı hiç utanmadan. Bu anlamda Beyaz Saray Ulusal Güvenlik İletişim Danışmanı John Kirby’de bu saçmalıklara yeni bir halka daha ekledi. Üstelik de akıllara ziyan bir zırvalıkla… Hem “Türkiye’nin vatandaşlarını ve topraklarını terör saldırılarına karşı savunma hakkı var. Terörle mücadele konusundaki meşru endişelerini kabul ediyoruz” dedi. Hem de ABD’nin terör örgütü YPG/PKK’ya verdiği desteğe devam edeceğini ve DAEŞ’la mücadele gerekçesiyle söz konusu örgütle çalışmayı sürdüreceklerini de söyledi. Bu ne demek? Türkiye olarak terör örgütüne karşı meşru bir mücadele veriyorsunuz ve sizi anlıyoruz ama biz de ABD’nin çıkarları için mücadele ediyoruz o teröristlerle işbirliği yapmak zorundayız... Senin teröriste karşı vatandaşını savunma hakkın var ama o teröristler benim ortağım, onlara dokundurtmam durumu yani... Dolayısıyla tam bir kepazelik ve IQ sorgulaması gerektiren bu sözleriyle ilgili Kirby’nin yanıtlaması gereken test sorusu da şu:
Hadi ABD’nin kötü bir Hollywood senaryosundan farksız DAEŞ tehdidi ve hortlama olasılığı masalını yedik... Peki DAEŞ’le Mücadele Küresel Komisyonu var o ne işe yarıyor? Türkiye’de bunun tarafı ve TSK 2016’dan bu yana yaptığı operasyonlarla tek başına binlerce DAEŞ’li teröristi temizledi. ABD’ye de defalarca “gel bu işi beraber bitirelim” dedi. ABD ise ne yaptı? NATO müttefiki Türkiye’yi değil, teröristlerle hem hal olmayı tercih etti… Şimdi de sen hala SDG adı altında 40 yıldır bildiğimiz terör örgütü PKK ya da türevleri YPG/PYD her neyse bir terör güruhuyla işbirliği yapmakta ısrar ediyorsun. Niye? Sen asıl buna cevap ver...
★ ★ ★
Tabii öncelikle de son gelişmeler ışığında Suriye sahasındaki artık değişen gerçekliği de dikkate alarak...Türkiye destekli SMO, Tel Rıfat ve Münbiç’teki terörist temizliğinden sonra yönünü Fırat’ın doğusuna çevirdi. Yetmediğinde, ihtiyaç duyulduğunda da TSK’nın doğrudan devreye girme kararlılığı da aleni zaten… Bunu da yapacağı, hiç bir şekilde geri adım atmayacağı da açık ve net... Çünkü sıradan bir ülke değil Türkiye, dediğini yapar... Hele hele böyle bir dönemde...Türkiye daha evvel müsamaha göstermezken, bundan sonra hiçbir surette sınırının güneyinde bir terör yapılanmasına, teröristana müsaade edeceğini düşünmek akıl dışı... Nitekim Cumhurbaşkanı Erdoğan’da Suriye’nin bölünmesine izin verilmeyeceğini, ülkenin diğer kısımlarındaki DEAŞ, PKK/PYD gibi terör örgütlerinin de en kısa sürede başının ezileceğini çok net deklare etti...
