Moskova’daki Putin-Esad görüşmesinin ardından Kremlin olası Erdoğan-Esad zirvesi dahil Ortadoğu’daki durumun ele alındığını açıklarken, Suriye Devlet Haber Ajansı zirveyle ilgili görüşme olmadı diyor.
Esad’ın doğruyu görmesi, anlaması açısından Putin irade koyuyor yani...
Ankara-Şam hattında uzunca bir süredir istihbarat örgütleri üzerinden yürüyen temasların diplomatik boyuta evrilmesi, hatta konuşulan Esad ile görüşme olasılığının gerçekliğe dönüşebilmesi için olması gerekeni de AKP’nin son MYK toplantısından sonra Parti Sözcüsü Ömer Çelik şu sözlerle çok net daha yeni dile getirdi:
“İstihbarat kurumları belli aralıklarla görüşüyor. Onların olgunlaştırdığı dosya siyasi düzeye gelip, sonra dışişleri bakanlarının oluşturacağı çerçeve Cumhurbaşkanımıza ve Suriye Devlet Başkanı’na sunulur. Ondan sonra bir takvim oluşturulur. Bu iki devlet arasında görüşmeyle mi olur, aracı bir ülkeyle mi olur bu da olgunlaşması gereken bir konu.”
Yani İstihbarat servisleri diplomasiye geçilmesi için terörle mücadele, siyasi süreç ve Suriyelilerin geri dönüşleri gibi sorunlu alanlarda uygun ortamı, ortak görüş zemini hazırlamaya çalışıyorlar. Ya da İstihbaratçıların deyimiyle “mayın” temizliği devam ediyor...
★ ★ ★
Bu bağlamda en başından beri de Türkiye, Esad’a şunu söylüyor:
Senin ülkeni parçalıyorlar, bölüyorlar. Terörize ediyorlar. Sen buna razı mısın onlarla beraber misin? Yoksa kendi halkının varlığını, milli bütünlüğünü mü istiyorsun? Öncelikle buna karar ver.
Bunları görmezden, duymazdan gelen Esad ise ne dedi hep? Türk askeri topraklarımdan çekilsin... Hala da o kafada gibi.
Buna karşılık Türkiye’nin duruşu ve tavrı da çok net:
Türk askeri uluslararası antlaşmalardan doğan haklarla kendi ülkesinin milli güvenliğini, bekasını korumak üzere orada. Aynı zamanda bölge halkını da terörden, teröristlerden koruyor ve Suriye’nin toprak bütünlüğü için de mücadele veriyor. Yoksa ne senin ne de bir başkasının tek karış toprağında gözü falan yok.
Bu durumda da eğer Esad aynı noktadaysa ve bildik saçmalıklarda ısrarlıysa bu nasıl bir akla ve mantığa sığar sorusunun yanıtı anlamlı. Özellikle de PKK/YPG/PYD terör örgütüdür deyip onlarla mücadele edecek misin? Oradaki terör örgütü yuvalarını imha edebilecek misin?.. Ya da kendi halkının tekrar o topraklara dönebilmesi için ortam sağlayabilecek misin? Buna imkan ve kabiliyetin var mı? gibisinden bir çok flu alanda... Zira sağlayamıyorsa iki olasılık var. Ya onların tarafındasın ya devlet olma kabiliyetini kaybetmişsin demektir... Dolayısıyla Esad açısından tam anlamıyla var mısın yok musun durumu söz konusu? Niyetin varsa gel bir masa kuralım hep beraber ülkeni inşa edelim, bütün vatandaşların yurtlarına, evlerine dönsün diyor Türkiye... Malum Esad arada bir halkına dönün çağrısı da yapıyor ama vatandaşları kendisine güvenmediği için dönmek istemiyor...
★ ★ ★
Yani konuşulan olası zirve için istihbaratçıların uzunca bir süredir devam eden çalışmalarında temel görüşme konularında mutabık kalmaları şart. Ancak o zaman diplomasi ve liderler zirvesi yolu açılabilir. İstihbaratçılar bu ortamı hazırlayamazsa, gerekli mayın temizliğini sağlayamazsa diplomasiye geçilmesi sıkıntılı. Böyle bakıldığında da bu konuda irade ortaya koyan, girişimlerde bulunan Putin’in öncelikle Esad’ı gerçekler konusunda uyarması ya da ayar vermesi gerekiyor. Gelinen noktada bunu işaret ediyor nitekim... Ukrayna savaşının getirmiş olduğu konjonktür, yorgunlukla sözde Suriye’nin toprak bütünlüğünü savunuyor görünen ama bir yandan da terör örgütüne göz kırpan Putin, Türkiye’nin bu konudaki samimiyetini ve terör örgütüyle mücadele kararlılığını çok net anladı ya da öyle olmak zorunda kaldı. Yoksa Esad’ın çelişkilerle dolu olduğu açık, dolayısıyla Putin’in bu anlamdaki garantörlüğü önemli. Tabii bir de terör örgütü PKK/YPG/PYD ile alenen işbirliği içindeki ABD gibi bir engel de var. Böyle bir görüşmeye karşıyız diye ABD Dışişleri Bakanı resmen açıkladı. ABD’nin gelişmeleri sabote etmek için PKK/YPG/PYD gibi bölgedeki diğer terör örgütleriyle de olan kirli ilişkileri ve onları kullanma sabıkası da malum.
Ama öyle ya da böyle gerçek olan şu ki; Türkiye hem Suriye’de hem Irak’ta bölgeyi teröristlerden temizlemekte kararlı. Bunu da yapabilecek imkân ve kabiliyette. Ve Suriye’nin toprak bütünlüğünü samimi olarak savunan tek ülke...