Tunca Bengin

Tunca Bengin

tunca.bengin@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Patlamaya hazır bomba görüntüsündeki İdlib’de rejim tek taraflı ateşkes ilan etti ama ne kadar gerçekçi olacağı ve de kalıcılığı yine flu... Hem Suriye rejimine güvenilirlik sorunu hem de CIA, MOSSAD başta olmak üzere birçok gizli servisin bölgedeki radikal unsurları manipüle etme olasılığı dikkate alındığında. Yani daha önceki ateşkeslerde olduğu gibi yeniden ateşlenme her an mümkün. Dolayısıyla da yeni bir göç dalgası tehdidi hala geçerli. Nitekim sınıra yakın bölgelerde bunu doğrulayan fazlasıyla hareketlilik var. Dahası siyaset sahnesindeki uyarılar ve endişeler de buna dönük sinyaller veriyor... Örneğin Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu daha yeni İdlib’deki saldırıların devam etmesi durumunda Avrupa’ya doğru yeni bir mülteci akınının başlayabileceğini söyledi. Ki bu konuda Avrupa’daki endişe ve panik havası da bunu doğrular nitelikte. Çünkü başta Almanya olmak üzere bir çok Avrupa ülkesi öncekilerdeki gibi sert ve tehditkar üsluptan ziyade daha bir çözüm odaklı söylemler, görüşmeler yapıyor ve Türkiye’ye yardım konusunda kesenin ağzını açmaya dönük mesajlar veriyor.. Bunun ne anlama geldiğini İltica ve Göç Araştırmaları Merkezi(İGAM) Başkanı Metin Çorabatır(eski BM Mülteciler Yüksek Komiserliği Dış İlişkiler Sözcüsü) anlatıyor:

Haberin Devamı

“Türkiye’ye yeni bir akım olursa bu başta Almanya olmak üzere Avrupa Birliği’nin de sorunu. Çünkü Türkiye mevcutla başa çıkmakta çok zorlanıyor. Batıya ve Yunan adalarına geçişlerde 2015-2016’ya benzer bir şey yaşanabilir diye korkuyorlar. Çünkü bu yaz ve son günlerde Yunan adalarına geçenlerin sayısında bir artış oldu. Şimdi bir şekilde yeni mülteciler Türkiye’ye girerlerse, Türkiye’de batıdan yardım görmez ise denetimlerini yumuşatacaktır ve batıya kaçış konusunda bir baskı olacaktır. Zaten Soçi Mutabakatı’ndan sonra Almanya Türkiye’ye idlib’e yardım yapma teklif etti bir ölçüde belki de yapıyordur. Bunu pek bilemiyoruz ama oradaki sivil halkın son 1,5 senedir falan çok kötü koşullarda olduğu bir gerçek. Hele şimdi evlerine bombalar yağıyor son bir haftadır oraları da terk edip sınırda zeytin ağaçlarının altında yaşıyorlar. AFAD, Kızılay yardım yapıyor ama yetersiz kalıyor. Bu hafta BM Mülteciler Yüksek Komiserliği’yle çok üst düzeyde bir temas yapılacak ve İdlib’de güneyden kaçanların durumu görüşülecek. Şu anda yardım için elini cebine atmış, biz hazırız diyen ülke ve kuruluşlar var Türkiye’nin onlara gelin buyurun yapın demesi lazım.”

Haberin Devamı

Avrupa panikledi yani?

“Tabi, hem de ciddi anlamda ve iki sebeple… Yani tamamen insani nedenle panikte olanlar var ama tabi bunun boyutlarının yine kendilerine dokunmasından endişe duyanlar çoğunlukta.. Çünkü Türkiye’deki 4 milyona yakın insan bütün dengeleri sarstı buna ilave bir milyon insan daha kaçarsa artık Türkiye’de batı sınırlarını kontrol edemeyecektir. Bu da tekrar geçişlere yol açabilir,2015-2016’dakine benzer trajediler yinelenebilir.”

Peki, Avrupa’nın yardım konusundaki samimiyetine güvenilir mi?

“2011’deki bazı hataları yapmamak gerekiyor. Kapıları açmak Türkiye’nin sorumluluğu ama ABD, Kanada, AB dâhil bugüne kadar ancak toplam 30 bin Suriyeli başka ülkeler tarafından alındı. Dolayısıyla Türkiye şimdi batının yük paylaşımına güvenmiyor. Yani batının geçmişte soruna sıcak bakmaması Türkiye’ye kimsenin sınırlarınızı açın yeniden bir milyon insan alın diye bir baskı yapacak noktadan uzaklaştırdı. Türkiye’de haklı olarak ben alamam bana yük olacaktır gelin benim askerimin sağladığı güvenli bölgelerde destek olun diyerek yardım konusunu uluslararası kurumlara ve kuruluşlara ihale etmesi lazım.”

Haberin Devamı

Özetle; İdlib’de her olasılık pamuk ipliğine bağlı ve Avrupa’yı da etkileyecek gelişmelerin akıbeti doğrudan 16 Eylül’de Ankara’da yapılacak Türkiye- Rusya- İran zirvesine endeksli...