Türkiye-ABD ilişkilerinde yaşanan sıkıntı doğrudan terör örgütleriyle bağlantılı. Daha doğrusu, sözde dost ve müttefik (!) ABD’nin teröristlerle olan anlaşılmaz ilişkilerine odaklı. Özellikle de terör örgütü PKK/YPG’ye olan sevdası ve bu bağlamdaki aleni ve sinsi faaliyetlerine. Çünkü PKK eşittir PYD ya da YPG veya olası diğer türevleri olduğunu en iyi bilen ABD, hatta bu konuda Şam’daki son büyükelçileri Robert Ford’un Amerikan Atlantic dergisine yazmış olduğu bir makale var. “Bu PYD’yi Kandil Dağı’nda PKK kurmuştur” diyor. Ondan sonra, “PKK teröristleri PYD ve YPG’de savaşçı ya da komutan olarak da görev aldılar, birlikte eylem yaptılar Türkiye’de, Suriye’de…” diye de uzun uzun anlatıyor.
Daha ne desin adam. Ama ABD kendi büyükelçisinin bu net tespitlerine rağmen sadece PKK’ya terör örgütü diyor, diğerlerini ise farklıymış gibi yutturmaya çalışarak silahlandırdı, silahlandırıyor. Ve PKK/YPG/PYD’den devletçik kurma hedefindeki kirli oyunlarına tam gaz devam ediyor. Dahası, onlara dönük bir operasyon dillendirildiğinde bölgedeki ABD üslerinde askerlerle kol kola fotoğraflar veren PKK/YPG’li teröristlerden “Kendimizi savunuruz” gibisinden küstah tehditler geliyor. ABD Merkez Komutanlığı’nın (CENTCOM) Milli İstihbarat Teşkilatı’nın Suriye’de düzenlediği SİHA operasyonuyla etkisiz hale getirilen PKK/YPG’li teröristler için yayınladığı skandal taziye mesajı da malum. Lafa geldiğinde “teröre ve teröriste” karşı olduğunu söyleyen ABD operasyonda öldürülen Jiyan Efrin kod adlı teröristin bir video kaydındaki “PKK kamplarında eylem için eğitim aldıklarını, Türk askerine karşı saldırılar düzenlediklerini ve çocukları kullandıklarını” içeren itiraflarını dahi umursamadan teröristlere yönelik “kritik savaşçılardı” ifadesini kullandı.
Bu pervasızlığına yönelik tepkiler, tartışmalar sürerken de aynı ABD’nin Ankara Büyükelçiliği bu kez hiç utanmadan terörle mücadele sırasında şehit olan Türk askerleri için bir taziye mesajı yayınladı. Peş peşe gelen bu açıklamalar ilk bakışta her ne kadar Savunma Bakanlığı (Pentagon) ile Dışişleri Bakanlığı arasındaki farklı duruş ve çekişme ya da kurumlar arası koordinasyonsuzluk gibi algılansa da aslında bunun ABD’nin bilerek, isteyerek planlı yürüttüğü politikasının iğrenç taktikleri olduğu açık. Yani ABD böyle düşünülmesini sağlıyor ama aynı noktaya aynı hedefe birçok kurumuyla beraber bakıyor.
CENTCOM, birlikte hareket ettiği, kara gücüm, ortağım dediği terör örgütüne yönelik taziye mesajı yayınlıyor. Çünkü ona angaje. Büyükelçiliği ise bulunduğu Türkiye’de şehitlerimize dönük taziye mesajı yayınlıyor ama bunu yayınlarken de kendi ordusunun bölgedeki operasyonel gücü CENTCOM’un NATO ülkesine karşı kurşun sıkan bir terör örgütüyle iş birliği yaptığını pas geçiyor.
Kaldı ki terör örgütü PKK’ya yönelik operasyonlarda teröristlerin inlerinde ele geçirilen değişik çap ve markalardaki silahların, zırh delici özelliğe sahip yeni nesil tanksavar füzeleri ve geri tepmesiz topların nereden geldikleri belli. Her ne kadar farklı ülkelerin üretimi olmuş olsalar da...
Çünkü illaki ABD menşeli silah yakalanacak diye bir şey yok. ABD’nin YPG/PYD’ye verdiği on binlerce TIR silah ve mühimmatın büyük bir kısmı zaten Rus menşeliydi. ABD, bunları karaborsadan ya da benzer sistemler üreten Doğu Avrupa ülkelerinden alıp PYD/YPG’ye verdi. Bu silahlar da YPG yoluyla PKK’nın eline geçti. Yani Türk askerine kurşun sıkan teröristlere o silahları verenin adresi açık ve net. Dolayısıyla, ABD açısından her iki mesajda da koordinasyonsuzluk falan değil, aşağılık bir rol paylaşma durumu söz konusu. Hem alenen teröristlere ağıt yakma alçaklığı hem de sinsi bir timsah gözyaşı durumu açıkçası.
Özetle, Rusya-Ukrayna savaşı nedeniyle Türkiye’nin önemini ve değerini gören ABD yine “NATO müttefikliğini ve stratejik ortaklığı” anımsarmış gibi bir rüzgâr estirdi. ABD Başkanı Biden özellikle tahıl krizinin çözümündeki rolü ve Türkiye-İsveç-Finlandiya arasında imzalanan üçlü mutabakat dolayısıyla Cumhurbaşkanı Erdoğan’a teşekkürlerini iletti ancak o kadar. Yoksa ABD’nin Türkiye’nin müttefiki ya da stratejik ortağı olduğu şeklindeki sözlerin hepsi hikâye, yutturmaca. Aksine, ABD hasmane tutum içinde. Hem de alçaklıkta, hadsizlikte sınır tanımaksızın. Bu dün de böyleydi, bugün de...
Özay Şendir
Öğretmenlik ve sosyal statü
24 Kasım 2024
Didem Özel Tümer
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’dan ABD’ye YPG mesajı: Sineye çekmeyeceğiz
24 Kasım 2024
Abbas Güçlü
Öğretmenler neden mutsuz?
24 Kasım 2024
Zeynep Aktaş
Her şey faizlere kilitlendi
24 Kasım 2024
Ali Eyüboğlu
Aşkın Nur Yengi: ‘‘Rekabet derdimiz yoktu’’
24 Kasım 2024