Pençe Harekatı kapsamında Irak’ın kuzeyinde terörist temizliği ve sığınak imhaları devam ediyor. Sıcak gelişmeler de bakanlık tarafından açıklanıyor. Ancak bunu sadece askeri bir harekât olarak görmek eksik kalır. Çünkü bu sadece dağdaki PKK’yı hedef alan girişim değil, jeopolitik önemi de çok büyük olan kapsamlı bir harekat. Özellikle de son yıllarda gerçekleştirilen diğer sınır ötesi operasyonlarla birlikte değerlendirildiğinde. Şöyle ki; Türkiye son 35 yılda Kuzey Irak’a 20’ye yakın küçük, orta veya büyük çaplı sınır ötesi operasyon yaptı. Ama belirli bir süre sonra arama tarama, temizlik faaliyeti bitirilip geri dönülüyor sonrasında da teröristler o bölgeyi tekrar işgal ediyordu. Şimdilerde ise terörist temizliğiyle birlikte kontrol altına alınan yerlerde üs bölgeleri oluşturuluyor ve Silahlı Kuvvetler unsurları konuşlandırılıyor. Yani kalıcı olunuyor. Dolayısıyla da PKK’nın alan hâkimiyeti daraltılıyor, engelleniyor. Bunun ne anlama geldiğini 1992’deki Hakurk Harekatı’na katılan Hakkari Dağ ve Komando Tugayı’nda kurmay yüzbaşı olarak görev yapan emekli Tuğgeneral Dr.Naim Babüroğlu anlatıyor:
“Terör örgütüyle mücadeleden etkili sonuç alınabilmesi için terörü kaynağında kurutmak gerekiyor. TSK’nın şu anda yaptığı odur. Kaynağı neresi? Kuzey Irak’ta Kandil var Hakurk var ve diğer hatlar var. Kaynağına gidip orayı ele geçiriyor arama, temizleme sonra orada üs bölgesi teşkil ediyor kontrol ettikten sonra terör örgütü o bölgeye gelmiyor. Bu sefer terör örgütü diğer kamplarına gidiyor. Orayı da kontrol etmek lazım. Dolayısıyla Silahlı Kuvvetler adım adım terör örgütünün yuvalandığı diğer bölgeleri de eninde sonunda kontrol edecek ve orada üs bölgeleri oluşturacak. Sonuçta 35-40 kilometre derinlikte yani Türkiye sınırından 35-40 kilometre güneyde sınırdan öte yanda bir hat çizerek sınırlarını uzaktan kontrol etme imkânı bulacak. Dolayısıyla da terör örgütü unsurlarının yurt içine giriş çıkışları da o oranda zorlaşacak.”
Bu bağlamda bundan sonraki hedef Kandil mi?
“Kandil’de hedefler arasında ama şimdi siz Hakurk’u ve çevresini kontrol altına alırsanız Kandil’den gelen teröristlerin geliş çıkışlarını kontrol altına alma imkânınız var. Dolayısıyla Kandil’in biraz önemi orada düşüyor. Ancak Sincar çok önemli. Sincar hem Fırat’ın doğusu için bir takviye sağlıyor hem Suriye’den PYD/PKK Sincar’dan gelerek Türkiye ve Kuzey Irak’taki kamplarını takviye etme imkânı buluyor. Onun için büyük bir ihtimalle önümüzdeki gelecekte Kuzey Irak’taki bu hat tesis edildikten sonra Sincar’a bir Silahlı Kuvvetler operasyonu kaçınılmaz olacaktır.”
Pençe Harekatı’nın jeopolitik önemine de dikkat çeken Babüroğlu devam ediyor:
“İran’a yapılacak bir olası operasyonun şu anda ayak sesleri geliyor. Yarın öbür gün Suriye’de olduğu gibi sokak hareketleri, görebiliriz. Bu durumda da hem İran hem Irak istikrarsızlaşacak. Çünkü sığınmacı akını olacak. Bu da doğrudan PKK’nın işine yarayacaktır. Sınırın ötesinde Şemdinli’ye yakın bu istikrarsız bölgeye yerleşen terör örgütü orada yeni yeni kamplar oluşturacaktır. Şimdi bu harekâtla hem meydana gelebilecek boşluklar kontrol edilerek önlenmiş oluyor hem de Irak’taki üs bölgeleriyle PKK’nın burada istikrarsız bölgede gelişip güçlenmesi önlenmiş oluyor. Yani ön alınıyor, proaktif davranılıyor...”
Özetle; TSK bugüne kadar olduğu gibi ülkenin bekası için çok zor bir görevi daha üstlenmiş durumda... Kılıçları keskin, yolları açık olsun. Hiçbirinin ayağına taş değmesin. Gittikleri gibi sağ salim geri dönsünler... İyi bayramlar ve sağlıklı günler dileğiyle...