Samsun’dan dünyaya 100 yıl önce yakılan ateşin bugüne kadar hiç sönmediğini ve sonsuza dek de sönmeyeceğini bir kez daha haykırdık... İktidarı ve muhalefetiyle tek ses, tek yürek olarak... Ve böylesine anlamlı bir günde bu görüntü hepimizin içini ısıttı, umut oldu. Çünkü dün olduğu gibi bugün de özgürlük ve bağımsızlığımıza kast eden ihanet ve şer odakları söz konusu...
Yani Mustafa Kemal ATATÜRK’ün Gençliğe Hitabesi’nde uyardığı dahili ve harici bedhahlar... Hem aleni ama daha çok da sütre gerisinden... Dolayısıyla da aynı hayaller şimdilerde maşa olarak kullanılan terör örgütleri üzerinden kuruluyor. Buna dönük olarak da lafın gelişi gizli ama aslında bildik “el” ya da “eller” terör örgütlerini kolluyor, silahlandırıyor bazılarını da canlandırma niyetinde... Örneğin; PKK’yla mücadele devam ederken geçen hafta Ankara’da TBMM kabul salonunda bir görevliyi rehin almak isteyen terör örgütü DHKP-C üyesi, biri kadın 2 kişi yakalandı, sorguları da halen devam ediyor. Bu arada da İstanbul ve İzmir başta olmak üzere terör örgütüne dönük yoğun operasyonlar ve gözaltılar oldu, oluyor. Yunanistan’ın iadesi istenen tutuklu 9 DHKP-C’liye tavrı da malum... Bu durumu eski MİT Kontrterör Dairesi Başkanı Mehmet Eymür’e sordum. Yanıtı şuydu:
“Bunlar kesinlikle kollanıyor. Ben bunları ABD’lilere falan çok anlattım. Hatta kimliklerini, adreslerini, kullandıkları taktikleri, şifreleri, nasıl haberleştiklerini falan hepsini verdik. Hiçbir şey yapmadılar.
Kollanıyor derken kim ya da kimler kolluyor?
Terör örgütlerinde bütün dünyaca kabul edilen kıstaslar koymak lazım yoksa biri için faydalı oluyor diye bu terör örgütleri her yerde dolaşıyorlar. Büyük devletlerin desteğini almadan bunların yaşaması mümkün mü? Değil. Nitekim Ankara’da ABD Büyükelçiliği’ni bombaladılar ya, o zaman Yunanistan’dakilerin hepsini sınır dışı ettiler. Başlarına da milyon dolarlık ödüller falan koydular. Ondan sonra adamların sesi soluğu kesildi bir müddet. Ama şimdi yine yeşerdi. Arkasında birilerinin olduğu muhakkak.
ABD elçiliğine saldırı olmasaydı Yunanistan’dan tepki gelmezdi yani?
Aynen öyle...
Yunanistan bu işin neresinde?
Sadece Yunanistan değil bakarsan İtalyanlar PKK’ya ders verir, bölgeye hocalar yollarlar falan. Yunanlılar barındırırlar Türkiye düşmanlarını. Terörle ilgili herkesin kabul edeceği müşterek bir kıstas koymak lazım dünyada...
DHKP-C’yi ABD ve Yunanistan da terör örgütü olarak kabul ediyor ama?
Ediyor ama barındırıyor. Tenakuz burada başlıyor zaten bir ciddiyeti yok, bir cezası yok bunun. Avrupa’da barındırıyor ta ki kendi canları yanana kadar. Olof Palme olayı falan gibi kendi canları yandıktan sonra üzerine gidiyorlar ancak...
Kimlikleri, adreslerinin bildirilmesine rağmen mi?
Kesinlikle, kullandıkları taktikler dahi bildirildi. Hem PKK’yla ilgili hem DHKP-C’yle ilgili. Liderleri Avrupa’da nerede kalıyorsa onların adresleri evleri, gizli yazışmaları, şifreleri nedir hepsini bildirdik o zaman. Hiçbir şey de yapılmadı.
Yapsalar kolay mı bu işi bitirmek?
Eğer samimiyet olursa kolay. Yani dünyanın medeni ülkelerinin hiçbirinden kabul görmezlerse kolay.
CIA, MOSSAD bunların yerlerini zaten bilmez mi?
Bilmez olur mu? Herkesi dinliyorlar, her şeyi izliyorlar, dünyayı dinliyorlar. Yüzde 90 temasları da olduğunu düşünüyorum.
CIA ve MOSSAD’la DHKP-C’nin ilişkisi var anlamında mı?
Vardır. Kullanıyorlardır.
O zaman Ankara’daki olay nasıl izah edilebilir?
Arada yanlışlıklar oluyor. Bir yanlışlık oldu ondan sonra da durdu zaten. Eskiden de oldu, öldürülen ABD’liler oldu. O ilişkiyi militan bilmiyor ki, yukarısı kimlerle temaslı, kimlerle bağlantılı onlardan haberi yok ki. Aşağısı ABD’yi düşman görüyor tepedekini ABD kullanıyor.
Şu an neden hareketlenme var?
Türkiye’nin durumuyla bağlantılı. CIA, MOSSAD ara sıra müziğin şiddetini artırıyor ya da yumuşak müzik gidiyor...