Tunca Bengin

Tunca Bengin

tunca.bengin@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Fransa’da Senatör Laurence Cohen’in girişimiyle farklı siyasi gruplardan 102 parlamenter, yayımladıkları ortak bildiride Türkiye’nin olası Suriye operasyonuna karşı çıkılması çağrısında bulundu. Teröristlere ‘Barışı tesis ediyorlar’ diyerek sahip çıkan Fransız vekiller, uçuşa yasak bölge ilan edilme ve uluslararası koruma altına alınma gibi saçmalıklar da zırvaladı. Şaşırdık mı? Asla. Çünkü bu bildik hikâye. Mesela Barış Pınarı Harekâtı başladığında da ilk kimyası bozulanlar arasında Fransa vardı. Başta Macron ve birçok Fransız parlamenter Türkiye’nin bir an önce harekâtı durdurması telaşındaydı. Terör örgütünün Suriye’nin kuzeyinde devlet kurma hayalini açıkça destekleyen ve askeri danışmanları Ayn İsa üssünde teröristlere eğitim veren Fransa, yine Türkiye’nin 2018’de bölgeyi terörden arındırmak amacıyla düzenlediği Zeytin Dalı Harekatı’na da en fazla itiraz eden ülkeydi. Dahası utanmadan bir de “Harekât, IŞİD ile mücadele koalisyonunun güvenliğini ve insani yardım çabalarını tehlikeye atıyor ve Avrupalıların güvenliği için bir risk” masalına sarıldı... Hatta müdahale için daha harekatın ilk gününde Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’ni acil bir toplantıya çağırdı. Tabii hiçbiri yemedi, her iki bölge de teröristlerden arındırıldı. Fransa’nın Türkiye Fırat Kalkanı Harekâtı’nda binlerce DAEŞ’liyi tek başına temizlerken verdiği mesaj ise “Fransa, uluslararası koalisyonun ortağı olan Türkiye’nin IŞİD’le mücadeledeki çabalarını yoğunlaştırmasını memnuniyetle karşılamaktadır” şeklindeydi... Yani Türkiye “adı ideolojisi ne olursa olsun terörist teröristtir” derken, terör örgütlerinden birine karşı verilen mücadeleyi destekleyen Fransa, Avrupa Birliği’nin (AB) terör listesinde yer almasına rağmen, diğer terör örgütü PKK’ya eski Cumhurbaşkanı François Mitterrand’dan mevcut  Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’a, 40 yıldır verdiği destekten vazgeçmedi, vazgeçmiyor. Hatta eli kanlı teröristleri Elysee Sarayı’nda ağırlamaktan çekinmiyor. Hem de yıllardır, yani yönetimler değişse de Fransa’nın PKK sevdası, tavrı değişmiyor. Dolayısıyla hemhal olduğu terör örgütüne, teröristlere yönelik darbeler indirildiğinde asıl feryat hep Fransa’dan geliyor. Kısacası Fransa geçmişte olduğu gibi şimdilerde de kalleşlikte ve kirli hesaplarda sınır tanımıyor. Türkiye’nin karşısında ve aleyhinde hangi ülke, dernek, cemiyet, örgüt, topluluk varsa Fransa daima onların yanında yer alıyor. Fransa ve AB’nin bu kirli PKK sicilini geçmişte kritik görevlerde bulunan eski istihbaratçı Metin Ersöz anlatıyor:  

Haberin Devamı

“Fransa ve AB teröre yönelik STK’ları, yapıları o kadar finanse etti ki artık kendileri içinde tehlikeli bir güç haline geldi… O kadar güçlendiler ki bunlar Fransa’da ve Avrupa’daki diğer sol örgütlerle de eylem birliği içindeler. Onlar içerisinde Ermeni lobilerinin dayanışması da var. Bunlar arasında bilgi paylaşımı çok yoğun. Dolayısıyla Fransa ve AB bu gücü kontrol etmek, kendilerine bu tehdidi dayatmamak adına Türkiye’ye yönelttikleri tehdide alenen göz yumuyor. PKK gidiyor Türk Büyükelçiliği önünde gösteri yapıyor ya da Brüksel’de AB binasını basıyor, hoşgörüyle karşılıyorlar. Çünkü müdahale edip sert tepki verseler kendi ülkelerine tehdit olmasından korkuyorlar. Mesela Fehriye Erdal olayında Belçika İstihbarat Servisi açık olarak Dev-Sol’a destek verdi. Fransa İstihbarat Servisi de maalesef PKK konusunda Türkiye’ye karşı göz yumuyor. Kendilerine sorduğumuz zamanda bize karşı tehdit olma ihtimali de var ama politikacılar böyle deyip geçiştiriyor istihbarat servisleri. Politik tercih deyip kendi politikacılarına topu atıyorlar.”  

Haberin Devamı

PKK silahının kendilerine dönmesinden korkuyorlar yani?  

Haberin Devamı

“Evet... Fransa ve AB’deki güvenlik örgütleri PKK’nın kendi ülkelerindeki yapılanmalarından korkarlar onları bir şekilde uyuturlar… Zaten Fransa’nın içerisinde büyüyen bu tehlikeyi gören sağduyulu insanlar da var… Terör örgütlerine destek, onlarla iş birliğinin yanlışlığının tartışıldığı yeni gelişmeler söz konusu...”  

Özetle; terörist severliği çok eskilere uzanan, Paris Büyükelçimiz İsmail Erez’in 1975 yılında terör örgütü ASALA (Ermenistan’ın Kurtuluşu için Ermeni Gizli Ordusu) tarafından şehit edilmesiyle gelişen süreçte Türklere karşı en çok saldırının yapıldığı ülke olan Fransa’nın Suriye iç savaşı ardından PKK’ya desteği daha da arttı. Dolayısıyla şimdilerde Türkiye’yi bölmek hayaliyle terör örgütü PKK/YPG/PYD’yi alenen destekleyen, Yunanistan’a arka çıkarak taa binlerce kilometre öteden, bizi ayağımızı kendi denizlerimize sokamayacak hale getirmek için çırpınan Fransa’nın niyeti, derdi hep şer odaklı. Her an Türkiye’ye yönelik hasmane politikaları kolayca ve acımasızca uyguladıkları, uygulayacakları da tarihteki örnekleriyle ortada... Tabii bu alçakça hayallerine karşı aldıkları somut dersler de…