6’lı masanın adayını hâlâ açıklamama gerekçesinin yıpranma falan değil, doğrudan masanın denge sorunuyla bağlantılı olduğu açık ve net. Çünkü artık adaylık belirleme noktasına doğru hızlı bir gidiş var, bu anlamda da CHP ile İYİ Parti arasında kıyasıya bir rekabet yaşanıyor. CHP kendi adayını Kılıçdaroğlu olarak belirledi ve dayatıyor; İYİ Parti ise o adayı kabul etmemek için çeşitli atraksiyonlar yapıyor. Her fırsatta Mansur Yavaş’ın isminin zikredilmesi Ekrem İmamoğlu ile hâlâ sıcak temasın devam etmesi ya da HDP odaklı gerilimlerin pik yapması gibi. Dahası, İYİ Parti kurmayları Kılıçdaroğlu’nun adaylık konusu gündeme geldiğinde sürekli “kazanacak aday” vurgusuyla pek sıcak bakmadıklarını ortaya koyuyorlar. Ki bunu Meral Akşener de bir televizyon programında “Bu seçimi tehlikeye atamayız. 2018’deki heyecanı ve telaşı yapmamamız gerekiyor” diye bir kez daha, yeni dile getirdi. Dolayısıyla, yapılan açıklamalarda her ne kadar masa muhabbetinde sorun yok, çatlak falan söz konusu değil denilse de geçen zamanla birlikte daha bir kemikleşme beklenirken, hafiften ayrışma emarelerinin olduğu da ortada. Zira CHP’lilerin daha önce de benzerlerini yaptığı, HDP’yle ilgili bazı çıkışlarına İYİ Partililer sanki ilk kez duyuyorlarmış gibi çok sert tepki vermeye başladılar. Masadaki HDP gölgesiyle gerçek yükselişi yapamadıklarından hareketle fırsatları hiç boş geçmiyorlar. Hatta bu anlamda noktayı da Akşener, “HDP’nin olduğu masada biz olmayız. Bizim olduğumuz masada da HDP olmaz” sözleriyle koydu. İYİ Parti’ye karşı aynı tepki de HDP’den geldi. Yani masada görünüyor olmasa da HDP’nin aday belirlemedeki istekli tavrı ve oy oranı dikkate alındığında masadaki aritmetik hesapları zorlayan bir durum ortaya çıktı. Siyaset bilimcilerine göre bu tablonun yorumu da şöyle:
Bazı kamuoyu araştırmalarında İYİ Parti’nin oy oranı yüzde 20’lerde çıkıyor ya da gösteriliyor. Bunu abartılı bulan ve “İYİ Parti’nin o rakamlara ulaşması için CHP’nin yüzde 20’nin altına düşmesi gerekir ama birçok kamuoyu araştırmasına göre yüzde 25 oy oranında donmuş durumda” diyenler de var. Dolayısıyla, CHP ile İYİ parti arasında büyük bir gerilim oluştu, stres arttı. İYİ Parti’nin son dönemdeki CHP’lilerin açıklamalarına verdiği tepkinin nedeni de bu zaten. Kılıçdaroğlu’nun adaylığı belirginleşince 6’lı masanın ortak adayını belirleme konusunda üstün bir rol elde etme kavgası açıkçası. O nedenle de ortak adaylık meselesini mümkün olduğunca geciktirmek istiyorlar.
Yani birlik, beraberlik, muhabbet görüntüsü veren 6’lı masada hiç konuşulmadı denilen (belki iki lider dün konuşmuşlardır!) adaylık konusundan kaynaklı bir de lokomotif parti mücadelesi var aynı zamanda. CHP’liler İYİ Parti’nin adaylarını desteklemek mecburiyetinde olduğu havasında ya da dayatmasında, İYİ Partililer ise ısrarla dayatmayla bir yere varılamayacağını söylüyorlar. Bu bağlamda da CHP’de artık sadece yönetim değil tabandan da Kılıçdaroğlu’nun adaylığına sıcak bakanların ve hakkı olduğunu düşünenlerin sayısı giderek artıyor ama buna karşı İYİ Parti’de ise blok halinde bir direniş var gibi. Hatta CHP ile İYİ Parti arasındaki dayatma ve restleşmelerle masanın dengesini hepten bozma, ayrışma olasılığı da dahi tartışılıyor. Ki bu anlamda konuşulan senaryolar da var. Mesela biri de şu:
“Ayrışma falan söz konusu olursa CHP kendi adayını çıkarır, DEVA Partisi de kendi adayını çıkarır. İYİ Parti doğrudan bir aday çıkarıyorum demez, imzayla milletin adayı diye bir ismin çıkarılmasını organize eder. Mesela Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Yavaş’ı adaylığa teklif ederler, o da razı olursa 500 bin, 1 milyon imzayla aday gösterirler.”
Özetle; CHP ile İYİ Parti arasında yaşanan Cumhurbaşkanı adaylığı ve HDP odaklı tartışmalarla başlayan gerilimin 6’lı masaya nasıl yansıyacağı ve yeni krizlerin işareti olup olmayacağı daha çok konuşulur tartışılır. CHP ve İYİ Parti liderlerinin dünkü buluşmadaki tavırları da bunun açık kanıtı. Çünkü masadaki hiç kimse fikrini net olarak ortaya koymuyor, Genel Başkanlar birlikteyiz beraberiz, sorun yok mesajlarında ısrarlı ama partilerinin içinden yükselen seslere bakıldığında ise daha farklı bir hava söz konusu. Yani görüntüde masa üstünde asayiş berkemal ama altındaki hareketliliğe bakıldığında masa fay hattının üzerinde kurulduğu izlenimi veriyor. Ufak bir tetiklenmeyle hafiften sallantı olduğunda anında “Öncü sarsıntı mı?” tartışması başlıyor, sonrasında da durum “Ana fay kırılır mı ya da nasıl, kaç parçalı kırılır?” noktasına evriliyor.
Özay Şendir
Öğretmenlik ve sosyal statü
24 Kasım 2024
Didem Özel Tümer
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’dan ABD’ye YPG mesajı: Sineye çekmeyeceğiz
24 Kasım 2024
Abbas Güçlü
Öğretmenler neden mutsuz?
24 Kasım 2024
Zeynep Aktaş
Her şey faizlere kilitlendi
24 Kasım 2024
Ali Eyüboğlu
Aşkın Nur Yengi: ‘‘Rekabet derdimiz yoktu’’
24 Kasım 2024