Tunca Bengin

Tunca Bengin

tunca.bengin@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

YSK tarafından seçimin yenilenmesine karar verilen İstanbul’da 31 Mart görüntüsü şuydu:

Seçmen Sayısı: 10.570.939, Kullanılan Oy: 8.866.614, Açılan Sandık: 31.186 Katılım Oranı: 83,88 Geçerli Oy: 8.547.074 Geçersiz Oy: 319.540...

Yani İstanbul ‘da 100 seçmenin 16’sı sandığa gitmedi. 3 de geçersiz oy ortaya çıktı ve 19 oldu. 81 kişi üzerinden baktığımızda da her iki aday arasında binde 1-2’lik bir fark söz konusu...

Dolayısıyla da 23 Haziran’a dönük stratejiler küskün-kırgın seçmen, Kürt oylar, kutuplaşma veya kırılma, kankalık ve hepsinin kesiştiği ekonomi, daha doğrusu vatandaşın cebi olmak üzere “4K1E”ye odaklanmış durumda. Bu bağlamda da her iki ittifak cephesi arasında tam anlamıyla damlaya damlaya oy devşirme hesapları ve bağlantıları yapılıyor. Dahası şimdiden “avantaj bizde” diyenler de oluyor. Evet her iki taraf açısından da bazı verilere dayalı kayıp-kaçak oyların nedenleri ve bunların kazanılmasına dönük etkin çözüm reçeteleri olabilir ama yine de siyasette iki artı ikinin her zaman dört etmediğini de hatırlamalarında yarar var… Ki buna dönük olarak dün konuştuğum bazı kamuoyu araştırmacılarından ilginç saptamalar da geldi. İşte bazıları:

Haberin Devamı

“Sandığa gitmeyenler var ama bunun nedeni sadece küskün, kırgın seçmenler değil. İnsanlar seçimden yoruldu, bıktı bunun etkisi ve tepkisi de var. Kaldı ki biz Türkiye’de, İstanbul’da yüzde 16-17 sandığa gitmedi diyoruz ama onun zaten yüzde 12-13’ü hiçbir seçimde sandığa gitmiyor ki...

Siyasetteki kutuplaşmayı hesaba katarak ‘31 Mart’ta binde 1-2 fark vardı. bu sefer de yine fark çok az çıkar’ demek doğru değil. Seçmen dediğimiz şey sabit fikirli bir robot değil ki. İki seçim arasında geçen 60 günlük sürede eşinden, dostundan, ekonomiden, çevresinden bir takım şeylerden etkilenen bir seçmen var, her seçimde var, oldu. Yoksa aksi olur ise 7 Haziranla 1 Kasım arasındaki değişimi nasıl açıklayacağız...

Malum önümüzdeki hafta 10 günlük bayram tatili başlıyor. Bu nedenle tatile, yazlığına, memleketine, anasının, babasının yanına gidenler olacak bunların yüzde yüzü geri gelmez. Onun için evet bir 24 Haziran 2018 ‘le 31 Mart arasında oy kullanmayan yüzde 3 civarında bir seçmen var bunları ikna eden avantajlı duruma geçebilir diyebiliriz ama daha da önemlisi 23 haziranda seçmenini İstanbul’da tutan daha avantajlı olur...”

Haberin Devamı

Partiler bayram tatiline gidenlerin dönmeleri konusunda önlemler alıyor, vatandaş da bu konuda çok hassas, sosyal medyada da uyarılar, çağrılar var ama?

“Elbette seçmenler akın akın gidecek gelmeyecek anlamında değil bu. Ancak iki aday arasındaki bindelik fark dikkate alındığında gidip dönmeyecek seçmen sayısı bundan büyük olabilir. İstanbul 10 milyon 500 bin seçmenin olduğu bir şehir. Türkiye’deki toplam seçmenin yüzde 20’si.. Bu seçim küçük bir ilde, ilçede olsa partiler organize eder adamları götürür, getirir, bayramını ayarlar, ulaşımını sağlar. Ama 10 milyon 500 bin seçmenin yaşadığı bir yerde bu tip organizasyonlar olmaz. Sosyal medyada ben gelene 2 bilet veriyorum diyenler var doğru am ne kadarını getirebilirsiniz ki. Yani gidenlerin yüzde 1-2’si geri gelmezse sonucu direk etkileyecek bu sefer. Yüzde bir 100 bin oy demek...”

Haberin Devamı

Özetle; siyaset cephesinde bol toplama, çıkarma içeren, kâğıt üstünde bir seçim havası var. Tabii tüm hesaplar da her iki taraf açısından kazanmak üzerine. Ama bir o kadar da yanılgı olasılığıyla...