Türkiye hem askeri alanda hem diplomaside peş peşe yaptığı stratejik hamlelerle Suriye’de ve Libya’da ana aktörler arasında olduğunu ortaya koydu. Varlığını, önemini hissettirdi. Şu anda her iki nokta açısından da masada ve sahada yoğun bir trafik var. Bu bağlamda bir yanda çatışmasız çözüm için Ankara-Moskova hattında karşılıklı heyetler gidip gelirken, diğer yanda Esad ve Hafter güçleri saldırılarına devam ediyor. Çünkü verilen sözler tutulmuyor ve Rusya her ikisini de cesaretlendiriyor. Hatta İdlib’deki saldırılarda doğrudan hava desteği de veriyor. ABD ve NATO’nun tavrı ise malum. Sözde kalan destek dışında herhangi bir somut adım atmıyorlar. Özellikle ABD, kendi çıkarları doğrultusunda Türkiye ile Rusya’nın arasını bozmak için manipülasyon, provokasyon ne varsa yapıyor. Yani kendi hesabına çalışıyor. Dolayısıyla da mart başındaki Erdoğan-Putin görüşmesine endeksli çok kritik bir süreç söz konusu. Hem bölgedeki gelişmeler hem de bu gelişmelerin ülke içine yansıması açısından. Ki buna dönük olarak son zamanlarda sosyal medya üzerinden yalan yanlış bilgilerle algı operasyonları da ivme kazanmış durumda. Nasılını eski Hava Kuvvetleri savcısı, emekli hâkim Albay Ahmet Zeki Üçok anlatıyor:
“Hem Libya’da hem Suriye’de çok sayıda şehit verdiğimiz konusunda birçok yalan haber üretiliyor. Bu daha önceden de yapılan bir şeydi. Özellikle şu anda rejim güçlerinin, Hafter’in bu yönde sosyal medyada benzer şeyleri var. Yine PKK’nın ve FETÖ’cülerin var. Bunlar asılsız, psikolojik harp içerisindeki haberler. Nitekim bunların doğru olmadığını bu konularla ilgilenen birçok arkadaşımız sosyal medya hesaplarından ortaya koydu. Dolayısıyla, resmi açıklamalara itibar edilmeli. Zaten bunları gizleyecek bir durum da yok. Diğer taraftan, bir de darbe tartışmalarına neden olan Rand Corporation’un raporu çıktı. Rand Corporation belirli güçlerin, özellikle CIA’nın yan kuruluşu gibi, onun adına güya bilgi toplayan, tam tersine, bence CIA’nın verdiği bilgileri sanki kendisi yapmış gibi yayınlayan bir kuruluş. Burada da darbe söylentisi yapılabilir gibi, orta rütbedeki subaylar rahatsız diyor. Bunlar tamamıyla Türkiye’deki ortamı tekrar germeye yönelik faaliyetler.”
CIA ve FETÖ kaynaklı tezgâh anlamında mı?
“Kesinlikle. CIA-FETÖ ortaklığının bir ürünü. Bütün bunları bir araya getirdiğinde kendileri açısından güzel bir organizasyon yapmış oluyorlar. Yani bu ülkedeki güven ortamını yok et, diğer taraftan bir sürü şehit varmış gibi yalan haber yap ve yine Silahlı Kuvvetler’i yıprat...”
Peki, bunlar Silahlı Kuvvetleri ne ölçüde yıpratır? Ya da nasıl etkiler? Üçok devam ediyor:
“İnsanlar mücadele ediyor, bir taraftan da bunlar darbe yapacak diye nifak sokuyorsun. Güneydoğu’da mücadele eden çocukların hepsi bu orta sınıf rütbeliler. Başında bir tane albay, general neyse geri kalanı tabur komutanı, bölük komutanı, takım komutanı hep bu orta sınıf askerler. Bunlar darbe yapacak diyorsan, bu çocuklar orada savaşıyorlar. Yani terörle mücadeleyi yapan yine bu orta sınıf subay dedikleri askerler. Hoş bizde orta sınıf subay diye kategori de yok. Bizde subaylar, üst subaylar, bir de generaller var. Yani orta sınıf diye bir şey icat etti adam, ortaya atıyor. Bunu da biz yiyoruz, bir de darbe olabilir mi, olmaz mı diye tartışmalar yapıyoruz. Kaldı ki rakamlara bakılsa yeter. Bugüne kadar FETÖ’yle mücadelede atılan 22 bin asker arasında yüksek rütbeli subay, general sayısı belli, toplasan 500-1000 eder, bilemedin 2 bin, diğerleri, yani çoğunluğu işte bu orta sınıf denilen subaylar, askerler. Dolayısıyla, bu kadar çok atılan bir kesimin darbe yapacağını söylemek bence en başta matematiğe aykırı. Bütün bunlar ortadayken hâlâ bunlar darbe yapabilir diye inanırsan, adam da sana zokayı atar durur böyle.”
Algı operasyonu var yani?
“Algı operasyonu var ama CIA’nın, FETÖ’nün dış güçler dediğimiz şeyin işi bu zaten. Sen bunu niye yiyorsun? Benim anlamadığım bu. Demek ki tartışanların bu ülkede yapılan mücadeleden haberi yok. Yani Silahlı Kuvvetler’de kimler atıldı, kimler gitti bu konuda hiç kimse bir şey bilmiyor. Hâlâ orta sınıf dedikleri subayların darbe yapabileceğini tartışıyorlarsa...”
Özetle; Türkiye beka ve güvenlik mücadelesi verirken, malum çevrelerce de kaotik ortam, halkın arasında tedirginlik yaratma ve nifak sokma gibi alçak tezgâhlar yine devrede...
Özay Şendir
Öğretmenlik ve sosyal statü
24 Kasım 2024
Didem Özel Tümer
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’dan ABD’ye YPG mesajı: Sineye çekmeyeceğiz
24 Kasım 2024
Abbas Güçlü
Öğretmenler neden mutsuz?
24 Kasım 2024
Zeynep Aktaş
Her şey faizlere kilitlendi
24 Kasım 2024
Ali Eyüboğlu
Aşkın Nur Yengi: ‘‘Rekabet derdimiz yoktu’’
24 Kasım 2024