CHP’de MYK yenilendi ve kurultay takvimi açıklandı. Artık örgütlerin sorumluluğu da doğrudan Genel Başkan Kılıçdaroğlu’nun uhdesinde. Bu gelişmelerin ardından da Kılıçdaroğlu ne dedi? “Toplumsal beklentileri dikkate aldım. Toplum yenilenme istiyordu, biz de bunu yaptık.”
Bu durumda ne düşünür ya da hangi algıya yoğunlaşır insan? CHP’de taşlar yerinden oynadı, bambaşka bir zihniyet ve stratejik bakış gerçekleşti!..
Tepeden aşağıya değişen, tabanın beklentisi fabrika ayarları havası veren bir CHP yani. Ama bakıldığında ise görünen daha öncekiler gibi MYK’da Ahmet gitti, Mehmet geldi hesabı, sadece bildik isim değişiklikleri. Genel başkan aynı genel başkan, Parti Meclisi’nde, yeni MYK’da da zihniyet aynı zihniyet olarak devam edecek gibi görünüyor. Dolayısıyla, gerçekte değişen hiçbir şey yok aslında. Olan, ben yerimdeyim ama vitrini yeniledim durumu. Kalıyorum demeden, kalacağım havası. Aynen Cumhurbaşkanlığına adayım demeden adaylığının kesin olduğu gibi. Dolayısıyla, asıl anlamlı soru da şu:
Başlayan kurultay sürecinde de aynı şeyleri yapıp farklı sonuçları beklemek ne kadar gerçekçi?
Malum, CHP’nin açıkladığı takvime göre, 3 Temmuz’da ilçe delege seçimleri başlatılacak, süreç 30 Temmuz’a kadar devam edecek. İlçe kongreleri ise 5 Ağustos-10 Eylül tarihleri arasında gerçekleşecek. 16 Eylül’de başlayacak il kongreleri de 15 Ekim’de tamamlanacak. Olağan kurultay ise il kongrelerinin tamamlanmasının ardından Parti Meclisi tarafından belirlenecek bir tarihte yapılacak. Bu bağlamda da yerel seçimler öncesi diyenler de var, seçimler sonrasına kalacağını iddia edenler de. Yani parti sözcüsünün açıklamasına göre, hızlı bir takvim söz konusu ama final kısmı henüz göreceli. Kılıçdaroğlu’nun durumuna, bakış açısına, mevcut şartlara, zamana bağlı olarak değişkenlik gösterebilir. Şu an için net olan ise şu: Öyle ya da böyle kurultay mevcut değil, seçilen yeni delegasyon tarafından gerçekleşecek. Hani hep “Mevcut delegasyon ağırlıkla Kılıçdaroğlu’ndan yana” denilir ya, işte o gibi soru işaretleri de delegasyon yenilenmesiyle ortadan kalkacak. Belki de sıkıntılı durum varsa ayıklanacak. Tabii bu da yine delege değişiminin ne kadar gerçekçi olduğuyla doğrudan alakalı. Şöyle ki:
***
Evet, kurultay demek bütün delegasyonun yenilenmesi demek ama bu noktada asıl anlamlı olan da delegasyon nasıl yenileniyor sorusu. Çünkü her ne kadar sandıkla denilse, bilinse de de bazı müdahale iddiaları da yok değil, hatta epey fazla. Parti içi muhalefetin öncelikle tüzük değişikliği diye bastırmasının temel nedeni de bu zaten. Partideki koltuklar, delege değil doğrudan üyelerin oylarıyla belirlensin isteniyor. Milletvekili aday listeleri de öyle. Yani partide her şey Genel Başkan’ın iki dudağı arasında, genel merkezin tekelinde olmasın. Ki bu gerekçeyle “Parti içinde demokrasi yok” diye eleştiri yapan, bayrak açanların CHP ile bağının bir şekilde koparıldığı, tasfiye edildiği ya da ötelenip kızağa alındığı, bunun yarattığı sıkıntılar da malum. Nitekim dün konuştuğum CHP’nin önde gelen birçok isminin kesiştiği nokta da buydu. Şöyle diyorlardı:
“Kılıçdaroğlu yıllardır rakipsiz gidiyor, aday dahi çıkamıyor, çıkacak olan da anında elimine oluyor. Çünkü bırak milletvekillerini, belediye başkanlarını, daha baştan delegasyon bile atamayla geliyor. Mahalle delegasyonunu ilçe başkanı oturuyor, tek tek yazıyor. Yani asıl olay partilerde orada başlıyor. Mahalle delegasyonunu sen yazarsan onlar da ilçe delegasyonunu, ilçede il delegasyonunu seçiyor, onlar da kurultay delegelerini belirliyor. Yani sen kaynakta bu işi kurguladığın zaman zincirleme devam ediyor. Dolayısıyla, ön seçim sadece milletvekili, belediye başkanları için değil ilçelerde de uygulanmıyor ya da uygulanıyormuş gibi gösteriliyor. Eskilerde CHP’nin mahalle delege seçimlerinde listeler kıyasıya yarışır, kavgalar çıkardı. Şimdi yok öyle bir şey. Mahalledeki üyenin mahallesindeki seçimden haberi olmuyor. Kısacası, bu işin temeli mahalle seçiminde başlıyor. Mahalle seçimini ayarladın mı genel başkanı seçecek kurultay delegesini ayarlamış oluyorsun. Hepsi birbirine bağlı bir sistem bu. Onun için Muharrem İnce burada bize hayat yok diye gitti.”
Seçimle belirlenmiyor mu mahalle delegeleri?
“Seçim ama pek çok mahallede seçim yapılmıyor. Daha çok oturup yazılıyor, filanca mahallesinde seçim yapıldı, şu liste kazandı deniliyor. Kimse de ona bir şey demiyor, diyemiyor. Genel merkeze şikâyet ediyorsun, bir milletvekili gönderiyorlar, gelen de kendi adamları olduğu için ‘Seçimde bir problem yoktur’ diye rapor yazıyor, iş bitiyor. Dolayısıyla, olay mahalleden başlıyor.”
***
Yani dememiz o ki gerçekten, toplumsal ve parti tabanı odaklı beklentiler dikkate alınarak yapılan bir yenilenme deniliyorsa CHP’de hafiften bir senkron sorunu olduğu açık. Çünkü tabandaki beklenti sadece vitrin değil, doğrudan zihniyet ve sistemde köklü değişiklik anlamında. Yoksa aynı sistem, yöntem ve kafayla yapılan her değişiklik birbirlerinin içinden çıkmış, birbirinin benzeri görüntü, yani matruşka durumu oluyor. 2010’dan bu yana ana muhalefet CHP’de olanda bu zaten. Her durumda Kılıçdaroğlu çıkıyor...
Bakalım dalgalanmalar bunu değiştirebilecek mi?..