Tunca Bengin

Tunca Bengin

tunca.bengin@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Türkiye günlerdir Narin için ayakta...Bir çocuğun en güvenli, en korunaklı olduğu yer ailesi olması gerekirken, yaşanan korkunç olay nedeniyle toplumda öfke patlaması var. Medyada hem gün içerisinde hem prime time de sürekli kan dondurucu bu vahşi cinayeti konuştuk. Farklı uzmanlar, farklı hukukçular; adli tıpçılar, cinayet dedektifleri olayı farklı yönlerden ele aldı, derinlemesine tartıştı, hala da tartışılıyor. Narin’i kim ya da kimler, neden öldürdü diye... Oluşan bu toplumsal duyarlılık ve baskıyla da olağanüstü bir kriminal soruşturma süreci yaşandı. Sıra kovuşturmada.. Olması gereken de bu, ancak bu olayın bir başka tarafı da tartışılırken bu kadar hassas meselenin araçsallaştırılması, hatta siyasi boyutlara evrilmesi,siyasallaştırılması oldu maalesef...Bu anlamda da özellikle sosyal medya üzerinden karşılıklı olarak öfke dolu ve provokatif amaçlı paylaşımlar yapıldı. Bu menfur olaydan rant sağlamak ya da başka şeylere tahvil etmek üzere bir bölücülük ve alt kimlik tartışmasına devşirme hesapları, alçaklığı peşinde koşanlar bile vardı. Herkesin haklı olarak duygularının çok yükseldiği bir ortamda, sinir uclarıyla oynamak, kaşımak o kadar kolayki...Öyle de oldu nitekim...Herkes, dedektif, savcı hakim oldu birşeyler söyledi, ya eksik bilgileri kendi kafalarında tamamlayarak ya da anlamak istediği biçimde yorumlayarak...Duygular ve öfkeler de yarıştırıldı yani..Dolayısıyla olayın bu boyutunu,ortaya konulan reflekslerden nasıl bir ders çıkaracağımızı da sorgulamak gerekiyor...

Haberin Devamı

★★★

Bu olayın, sosyolojik, kültürel,vicdani, ahlaki, etik tartışılacak pek çok boyutu var. Bu tür cinayetler, vakalar nasıl, neden yaşanıyor, bunu tetikleyen,besleyen geri kalmışlık, modernlik,inanç,etnik, mezhepsel her neyse bunları tartışıp, gerçekle yüzleşmemiz, bunlara yönelik önlemleri konuşmamız lazım. Önemli olan bu. Yoksa bu gibi olaylar dünyanın her yerinde oluyor zaten diyerek,bizim topraklarımızdaki sorunu görmezden gelip,başımızı kuma gömerek ya da pisliği halının altına süpürerek değil...Ama öncelikle siyasetçilerin bu gibi hassas konularda sarfettikleri her kelimenin, kurdukları cümlenin nereye evrileceğini, uzanacağını iyi hesap etmeleri gerekir sadece art niyet değil iyi niyetle konuşanlar içinde geçerli bu..Yapılacak her açıklama soruşturmanın gizliliğini ya da seyrini etkileyebilir. Delillerin saklanmasına,yok edilmesine de yol açabilir. Toplumdaki hassas fay hatlarını tetikleyebilir...Bunun da hiç kimseye yarar getirmeyeceği açık ve net...Bu anlamda medyaya da büyük sorumluluk düşüyor. Böylesine bir olay kamusal ilgiye de sahip olduğu için bu konuda haber verme görev ve hakkı tartışılmaz elbette. Kamunun da bu yolla bilgi sahibi olma hakkı söz konusu...Ancak verilen bilgilerin doğruluğu ve yanlış anlamalara, yol açmaması,olayın seyrini etkilememesi kaydıyla. Dahası reyting uğruna bazı detayların özellikle vurgulanarak,abartılmaması, ya da kesin bilgiler gibi sunulmaması da gerekiyor..Hele de hakim, savcı edasıyla iddia koyarak ve peşin hükümler vererek! asla..

Haberin Devamı

★★★

Haberin Devamı

En büyük sorundan biri de bilgi kirliliği ile bilgi kirleticilerinin çokluğu. İçişleri Bakanlığı’nın açıklamasına göre 500 bin bot hesaptan yüzde 76’sı cinayetle ilgili provokatif içerikli paylaşımlar tespit edildi...Algı operasyonu, toplumun fay hatlarını tetikleme, rant devşirme,soruşturmayı perdeleme ya da yanlış yönlendirme amacıyla adına na ne derseniz deyin...Dolayısıyla devlet mekanizmalarının bu gibi olaylarda hem şeffaf hem hızlı bir süreç yürütmeleri kritik önemde...Evet olayın aydınlanması için devlet tüm imkanlarını seferber etti, ilgili bakanlar, yetkililer sahadaydı ama manipülasyonların önüne geçmek için belirli periyotlarda kamuyu bilgilendirme, aydınlatma anlamında daha titiz davranılarak,sorşturmanın seyrini de etkilemeyecek açılımlar yapılarak bilgi kirliliğinin önüne geçilebilirdi...

★★★

Bunların hepsi şu anda gelinen yargı aşaması için de geçerli..Toplumun gözü,kulağı bu dosyada, davada..

Beklenti de açık ve net:

Kim ne suç işlediyse ortaya çıksın, en ağır cezayı alsın ve insanlar ne olduğunu, olacağını görsünler.. Umarız adalet tam tecelli eder toplum vicdanında soru işaretleri bırakmaz...O zaman belki bu meseleyle ilgili daha daha farklı şeyler de konuşabiliriz...