Türkiye’nin kararlı duruşu, hamleleri ve Suriye’deki gelişmelerle terör örgütü PKK/YPG kaçınılmaz sona yaklaştı. Köşeye sıkışan terör örgütü PKK/YPG’nin artık bu bölgede yok olması zaman meselesi... Belki Suriye haritasındaki şu anki renklendirmelere bakıldığında Fırat’ın batısı dışında aynı gibi duruyor, teröristler varlıklarını sürdürüyor görünüyor ama aynı olmayan bir şey var. Güneyindeki renkler tamamen değişmiş durumda... Terör örgütünün yapılanmasına, topraklarına çökmesine sıcak bakan, hatta onlarla uzun yılardır iş birliği içinde olan Esad rejimi yıkıldı yerine “ya gidecekler ya askeri operasyon” diyen yeni yönetim geldi. Yine terör örgütüyle kirli ilişkiler içinde olan, beraber koordineli işler yürüttükleri Rusya ve İran vardı, şimdi onlar da yoklar sahada... Sadece Amerikan bayrağının altına sığınmak kaldı PKK/YPG’li teröristler için... Bu bağlamda da teröristbaşları ABD’ye “bizi koruyun” diye yalvarıyorlar... Bunun boşa bir çaba olduğunu bile bile… Zira Türkiye’nin en tepe ismi ve yetkili makamlarca sıkça yinelenen, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın da daha yeni Katar merkezli El Cezire kanalına yaptığı açıklamada söyledikleri açık ve net:
“ABD bize ‘terör tehdidine karşı aksiyon almayın’ diyemez. Bu dinleyeceğimiz bir şey değil. Operasyonlarımıza devam edeceğiz...”
Bu anlamda da geçmişte yaşanan fazlasıyla örnek var zaten...
***
Mesela; 2018’deki Zeytin Dalı Harekâtı öncesinde ABD Merkez Kuvvetler Komutanlığı (CENTCOM) Twitter hesabından silahlı terörist görüntüleri paylaşırken PKK/YPG’liler “TSK buraya gelemez, Afrin mezarları olacak” diye atıp tutuyorlardı. Hesaplarına göre; ABD onları yüzüstü bırakmayacak ve her türlü korumayı sağlayacaktı. Ne oldu? ABD’ye rağmen teröristlerin tepesine binen TSK, önce dağları, köyleri temizledi ardından da şehir merkezinde çocuk, kadın demeden sivilleri canlı kalkan olarak kullanan teröristleri tek tek ayıkladı. O günlerde Afrin’den Kandil’e giden mesajlar da “Amerika bizi sattı, bastırsa harekâtı engellerdi” şeklindeydi.
Yine 2019’da Fırat’ın doğusuna Barış Pınarı Harekâtı’nın konuşulduğu günlerde de terör örgütü PKK/YPG/PYD sırtını dayadığı ABD’ye o kadar güveniyordu ki “ABD, TSK’nın müdahalesine kesinlikle izin vermez” havasındaydılar. Rağmen yapılırsa da hava sahasını kapatır beklentisi vardı. Orada da durum malum. Harekâtın başladığı ilk andan itibaren Türk savaş uçakları nokta atışlarıyla hedefleri vurdu. İHA ve SİHA’lar havada cirit attı. Komandolar da Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı harekâtlarında olduğu gibi Fırat’ın doğusunda terörist temizliği yaptı, zoru görenler de tüydü… Hatta dönemin ABD Başkanı Trump da tavsiye niteliğindeki “Umarım çekilirler çünkü yenmek çok zor” sözleriyle gerçeği açık açık teröristlerin kafalarına soktu. Bir kez daha beklentileri hayalden öteye geçmeyen teröristlerden de yine aynı ses çıktı:
Amerika bizi sattı...
***
Şimdi Trump’ın başlayacak yeni dönemi öncesinde de teröristler yine bildik hikâye “ABD devreye girer, bir şekilde Türkiye’ye engel olur” beklentisi içindeler ama “ya bizi satarsa” diye de panik hali daha baskın. PKK/YPG, artık ABD’nin desteğini kaybetti öngörüleri ve buna dönük işaretler epey fazla çünkü. Üstelik PKK/YPG artık sadece Türkiye’nin değil yeni Suriye’nin de meselesi. Onlar da kendi topraklarının yarıya yakınını işgal eden, petrol kaynaklarına çöken teröristleri yok ederek, egemenliklerini ortaya koyma mücadelesinde. Bunda da kararlılar... Dolayısıyla “ABD dostumuz, bizden asla vazgeçmez” havasındaki teröristlerin her an çok rahat hepten “Sahibinden satılık” listesine girme olasılıkları yüksek. Bu anlamda ABD’nin bir gecede nasıl strateji değiştirdiği ve iş tuttuğu kesimleri kendi kaderleri ile baş başa bıraktığına dönük sayısız örnek de herkesçe malum... Kim nasıl, nereye giderse, teröristlere hangi ülke Fransa, Almanya ya da bir başkası kucak açarsa alsın başlarına çalsınlar durumu yakın kısacası...