ABD’nin güvenli bölge konusunda Menbiç’de olduğu gibi Türkiye’yi oyaladığı çok açık. Terör örgütü YPG/PKK’dan vazgeçmeyeceği de... Dahası bu konuda diplomatik girişimlerin sonuç vermediği de ortada. Ki Türkiye’de bu anlamda net tavrını koydu ve ABD’ye “bıçak kemiğe dayandı artık kararını ver” dedi. Dolayısıyla da bu hafta ABD’den gelecek yanıtla bağlantılı olarak son seçeneğe doğru geliniyor. Yani Fırat’ın doğusunda daha önce batısında olduğu gibi bir temizlik harekâtının eli kulağında. Çünkü ABD’nin tavrı ve terör örgütüne aleni desteği nedeniyle YPG/PKK her gün daha çok güçleniyor. Bu arada Fransa ve İngiltere’de buradaki askeri varlığını artırma çabasında. Hele hele ABD’nin kafasındaki güvenli bölge formülü Türkiye’nin ulusal güvenliğine, ulusal çıkarlarına tamamıyla aykırı. O nedenle de müdahale kaçınılmaz. Hatta bu konuda geç kalındığını savunanlar da var. Örneğin İstanbul Aydın Üniversitesi öğretim üyesi ve strateji uzmanı, emekli Tuğgeneral Dr. Naim Babüroğlu diyor ki:
“Keşke bu operasyon S-400 hava savunma sistemi Türkiye’ye gelmeden yapılsaydı. Çünkü o zaman CAATSA yaptırımları gibi konu yoktu. Şimdi yaptırım konusunda S-400’ün aktif duruma getirilmemesini isteyen bir ABD var ama Fırat’ın doğusuna operasyona hiç sıcak bakmayan bir ABD’de var. Trump’da dâhil buna. Dolayısıyla Türkiye böyle bir operasyonu yaptığı takdirde ABD’ye rağmen, Trump’a rağmen yapacak. O zaman CAATSA yaptırımları gibi bazı gerginliklerin uygulanması hızlanacaktır. Bu durumda zamanlama açısından Türkiye sabretmeli midir? Hayır sabretmemelidir. Çünkü ABD’nin buradaki politikası oyalama ve zaman kazanma stratejisidir.”
Operasyonun acilen yapılması gerektiğini vurgulayan Babüroğlu’nun, seçenekler konusundaki öngörüleri de şöyle:
“Telabyad bölgesinde yani Suruç-Akçakale hattında 6 tugayla yığınak yapılmış. Demek ki olası operasyon Telabyad civarından olacak. Yani Telabyad’ın doğusundan, batısından güneye gidecek Orada 30 kilometre derinlikte ulaştırma yollarının birleştiği Ayn İsa var. Bu güvenli bölge konusunda ABD’nin eskiden dediği 20 mile tekabül ediyor. Buralar Arap nüfusun olduğu yerler dolayısıyla bir avantaj bir de düzlük arazi bu da bir avantaj. Dolayısıyla batıda Arap Pınarı’yla doğuda Telabyad’ın doğusu arasında bir bölgeden operasyonun icra edilebileceğini düşünüyorum.
Bu operasyon yapılırken yine 30-40 kilometre derinlikte bununla paralel olarak Arap Pınarı civarından güneye bir tali operasyonla Süleyman Şah Türbesi de eski yerine tekrar taşınır, konuşlandırılır. Doğuda olmaz, yani Resulayn ve daha doğusunda özellikle de Kamışlı, Haseke bölgesinde çünkü orada PYD/PKK terör örgütü yoğun. Dolayısıyla büyük bir olasılıkla Telabyad’dan güneye 30 kilometre derinliğe olacaktır. ABD’nin söylediği 20 mil yani 32 kilometre içinde olacağı için belirli bir hatta kalacaktır. Ancak bu ABD’ye rağmen yapılacaktır.”
Peki ya ABD’nin müdahale olasılığı?
“ABD doğrudan müdahale edemez. ABD askeri Türk askeri karşı karşıya gelmez. Orada öyle bir muharip askeri yok zaten. ABD maşaları kullanacaktır. Maşa kim? PYD/PKK, IŞİD, El Kaide türevi ve motifli terör örgütleri ya da özel askeri şirketlerin unsurları, paralı askerler. Çünkü oradaki bu askerlerin sayısını artırdı ABD. Onları kullanacaktır ama ABD kendisi doğrudan TSK’nın karşısına tankla, zırhlı personel aracıyla çıkarak bir çatışma içerisine girmeyecektir. Ancak havadan ‘yanlışlıkla, kazaen, sehven’ belki TSK’nın unsurlarına zayiat verdirebilir. O ayrıdır...”