Tolga Şardan

Tolga Şardan

tsardan@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

BRÜKSEL

AB Bakanı ve Başmü-zakereci Volkan Bozkır’ın, hükümetin yeniden ivme kazandırmaya çalıştığı AB çalışmaları çerçevesinde artık klasikleşen Brüksel ziyaretlerinin sonuncusu için Belçika ve AB’nin başkentindeydim.
Türk heyetinin Brüksel’e adım attığı gün; IŞİD’in Yemen’de cuma namazı sırasında 142 kişinin yaşamını yitirmesine neden olan “katliamı” gerçekleştirmesi, İspanya ve Fas’tan sonra Belçika’daki IŞİD merkezli gelişmeleri izleme gereğini doğurdu.
Yıllardır Türkiye’yi tehdit eden DHKP-C ve PKK gibi örgütleri kontrol altında tutarak kamu güvenliğini sağlamaya çalışan Belçika’nın IŞİD’in açık hedefi haline gelmesi, güvenlik birimlerinin işinin, bu kez o kadar kolay olmayacağını gösterdi.
ABD’nin küçük bir örneği olarak “72 milletin” bir araya geldiği Belçika’da, federal ve yerel güvenlik birimleri geçen Ocak’tan beri kelimenin tam anlamıyla alarma geçmiş halde.
Paris’teki Charlie Hebdo eyleminin ardından geçen Ocak’ta, Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun Brüksel’de temaslarını yürüttüğü sırada ülkenin doğusundaki Verviers’de önemli bir operasyon gerçekleştirildi. Bu operasyonla, Belçika’da ilk kez radikal İslami yapılar içinde yer alan ve cihat bölgeleriyle irtibatı bulunan 1’i yaralı, 2’si ölü 3 cihatçının varlığı ortaya çıkarıldı. Operasyon, Belçika için “tehdidin önemsenmesi” ve “risk algısı” anlamında önemli bir dönemeç oldu.
Yunanistan - Belçika hattı
Operasyondan sonra yürütülen soruşturmada, Yunanistan’daki Belçika vatandaşı bir cihatçının temasları tespit edildi. Bu şüphelinin, Belçika’da halen cezaevinde bulunan bazı cihatçılara ulaşmak amacıyla “kurye” üzerinden cezaevine telefon talimatları verip “uyuyan hücreleri uyandırmaya” çalıştığı ortaya çıkarıldı. Bu tespitler, Belçika Federal Güvenlik Birimleri’nin, “şapkayı önlerine koyup düşünmeye başlamalarını” sağladı.
Gelinen süreçte, Belçika’nın artık Suriye başta olmak üzere cihat birtibatı bulunan silahlı terör yapılarının “açık hedefi” olduğu kesinlik kazandı.
Şu ana kadar Suriye’deki cihat bAvrupa’dan 6 bin dolayında katılım olduğu ve bunun 300’nün Belçika’dan gerçekleştiği değerlendiriliyor. Sayı az gibi gözükmekle birlikte Belçika, nüfusa göre IŞİD’e savaşçı gönderme oranında Fransa ile birlikte en başta yer alıyor.
Belçika makamlarının elindeki bilgilere göre ise IŞİD ya da benzeri cihat grupları, ülkede silahlı veya bombalı saldırı eylemi yapmak yerine bir polisin ya da yargıcın kafasını kesip sokaklarda dolaştırmayı planlıyor. Ayrıca, örgütün “hücre yapılanması” yerine “yalnız kurt” tanımlaması yapılabilecek kişilerin eylem yapabileceği değerlendiriliyor.
Bu arada, ordu içinde 20’den fazla IŞİD’le bağlantılı askerin bulunduğu bilgisi de geçtiğimiz günlerde ülke kamuoyuna yansıdı. Hatta, bu askerlerden bazılarının; örneğin bir mühimmat deposunun sorumlusu olmak gibi kilit görevlerde bulunduğu ancak elde fazlasıyla somut delil olmamasından dolayı bu kişilerin ordudan atılamadığı belirtiliyor. Vervierse’deki operasyonla ilgili aranan iki kişinin yine eski ordu mensubu olmasına karşın Suriye’de savaştığı bilgisine ulaşıldığı ifade ediliyor.
Terör alarmı sürüyor
Peki, Belçika bu risk algısına karşılık ne yapıyor?
İlgili makamlar temasta bulundukları ülkelerle istihbarat paylaşımına başladı. Bu ülkelerin içinde Türkiye de var. Ülkedeki güvenlik alarm durumu 2’ye indirildi. Ancak Brüksel ve Anvers’te en yükseği 4 olan alarm durumlarından 3. derecesi uygulanıyor.
Büyük kentlerde Belçika ordusunun “paraşütçü birlikleri” güvenlik önlemlerinde görev alıyor. Büyük kentler başta olmak üzere, AB binaları, belirli polis merkezleri, sinagoglar, Adalet Sarayı, İsrail Büyükelçiliği gibi hassas noktalarda, operasyon konusunda piyadelere göre daha iyi eğitimli oldukları gerekçesiyle üçer kişilik silahlı askerler nöbet tutup çevre gözetlemesi yapıyorlar.
Bu askerleri daha önceki yıllarda polis bile göremediğiniz Brüksel sokaklarında devriye olarak görmek mümkün.
IŞİD’in eylemlerinden korunmak için avukatlar bile adalet saraylarına arama yapılarak alınıyor. Saldırı yapanların ve cihat bölgelerine gidenlerin tamamına yakınının AB vatandaşı olmaları, ülkedeki AB vatandaşlarına yönelik sert denetimleri beraberinde getiriyor. Özellikle havalimanlarına giriş ve çıkışlarda “serbest dolaşımı sağlayan” AB pasaportu taşıyanlar da güvenlik sistemi içine alınarak kontrolden geçiriliyor.
İnternet şirketleriyle temasa geçen Belçika makamları, cihat propagandasını önleyecek çalışmaların yanı sıra AB binasına girmek isteyen gazetecilere de manyetik kart uygulaması başlattı.
IŞİD’in Belçika’yı hedef alan faaliyetleri neticesinde ülkenin tanıtımında kullanılan “özgürlükler” trendi tersine dönmeye başladı. Artık Belçika’da da işler istenildiği gibi kolay olmayacak.