Pandemi öncesindeki son teması “Tuhaf zamanlarda yaşayasın” olan Venedik Bienali’nde bu kez “Düşlerin Sütü” temasıyla kadın bakış açısı öne çıkıyor
Sanatın gelecekten haber verebileceğini hiç düşündünüz mü? Sanatçı, kimi zaman bir insanın, kimi zaman insanlığın acılarını, umutlarını hissedip bunu eserine aktarabildiğine göre, sanatın gelecekte yaşanacakların ipuçlarını barındırmasından daha
doğal ne olabilir!
59. Venedik Uluslararası Sanat Bieanali’ni bir cümlede özetleyin derseniz, feminist, daha az beyaz, cinsiyetsiz ve ötekinin bienali derim.
2019 yılında gerçekleşen pandemiden önceki son sanat bieanalinin teması “Tuhaf zamanlarda yaşayasın” idi. “Yaşadığın günün kıymetini bil” anlamına gelen bir Çin bedduası. 2019 bienal jürisi, temayı belirlerken bu lanetin gerçekleşeceğini bilseler, yine de bunu seçerler miydi? Dünya iki yıl o lanetle yaşadı. Bedduanın ana vatanı Çin’den çıkan virüsle büyük kayıplar verdi. Bu süreçte ertelenen etkinliklerden birisi de 59. Venedik Bienali idi.
Nisanda kapılarını açan Venedik Bienali, 27 Kasım’a kadar ziyaretçilerini ağırlamaya devam edecek. Geçen hafta Yıldız Entegre’nin
davetiyle bienali gezdik.
Güzel günlerin habercisi
Bu seneki tema adını Leonora Carrington’un kitabından alan, ‘The Milk Of Dreams’, yani Düşlerin Sütü. İnsanlığın yaşadığı onca acının ardından bu tema, hiç de şaşırtıcı değil. Dünya, iki yıl boyunca ‘evdeydi’. Neredeyse bütün kültürlerde daha çok ‘kadının mekânı’ olan ‘ev’den, sanatçının cinsiyetinden bağımsız olarak, kadın bakış açısıyla sanatın çıkması çok normal. Ben bunu bir adım daha ileri götürerek bu temanın da bir önceki gibi ‘gelecekten haber verdiğini’ düşünüyorum. Bence dünya bu bakış açısıyla ötekini daha iyi anlayan, herkes için daha eşit fırsatlar barındıran bir gezegene evriliyor.
Venedik Bienali’ni, Yıldız Entegre Pazarlamadan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Melike Alkan ve Pazarlama Direktörü Bengü Metin ile tarihçi Dr. Serap Mumcu eşliğinde gezdik.
Bu seneki bienal her şeyden önce çok feminist. Bieanalin küratörü 1972 doğumlu bir kadın, Cecilia Alamani… Bienal sanatçılarının yüzde 50’sinden fazlası da kadın. Bienalin tamamında öteki, kadın, cinsiyetsizlik vurgusu göze çarpıyor.
Afrika yükseliyor
Amerikan pavyonunda nehirde çamaşır yıkayan, yorgunluğu gölgesi kadar büyük siyahi kadın heykeli bienalin en çok konuşulan eserleri arasındaydı. ABD’yi ilk kez bir Afrika kökenli kadın sanatçı Simone Leigh temsil ediyor. Fransız Pavyonu’nda da Cezayir kökenli Fransız Zineb Sedira’nın eserleri ziyaretçileri karşılıyor. Sanatçı Sonia Boyce’ın Afrika kökenli kadın sanatçılara yer verdiği multimedya yerleştirmesi İngiltere Pavyonu’nda görülebilir.
Antik ve çağdaş sanat bir arada
Dr. Serap Mumcu ile sadece çağdaş sanat değil rönesans mekânlarını da gezdik, Accademia Müzesi’nde. Bienale paralel açılan sergiler bienalin kendisi kadar büyüleyici. Resim heykel müzesinin içine açılan Marc Quinn’in “Historynow’ sergisi mesela. Radikal çağdaş sanat eserleri ile antik dönem yapıtlarını bir arada görmek başlı başına bir deneyim.
Fuarın ‘Yıldız’ı oldu
Venedik’e Yıldız Entegre’nin beşinci kuşak temsilcisi Melike Alkan’ın davetiyle gittik. Şirketin Pazarlamadan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Melike Alkan sanata meraklı dünyalı yöneticilerden. Şirket olarak katıldıkları ve İtalya’nın Pordenone şehrinde 18-21 Ekim tarihlerinde gerçekleşen SICAM’ı ziyaret ettik. 2023 yılının trend renkleri ve tasarımcıların çokça kullanacağı renk ve dekorları portföyüne katan Yıldız Entegre fuarda adından söz ettirdi.
Global oyuncu
Parke ve kapılarıyla nihai tüketicilerin zevklerine, levha ve panel gruplarıyla mimar ve tasarımcıların yaratıcılıklarına, ustaların ise yeteneklerine hitap eden ürünleri üreten Yıldız Entegre, yolculuğuna 132 yıl önce Hasan Yıldız’ın Trabzon’da kereste ticaretiyle başladı. Yıldız Entegre, bugün orman ürünleri sektöründe global oyuncu kimliğiyle adından söz ettiriyor.
Ormanda ilk 10’da
Yıldız Entegre, Türkiye’nin En Büyük 500 Sanayi Kuruluşu Raporu’na göre Türkiye’nin en büyük 21. sanayi şirketi olurken, dünyada ise orman ürünleri sektöründe yer alan ilk 10 şirket arasında yer alıyor.
4 bin 500 çalışanı, 2 milyon 77 bin metrekare alana kurulu, farklı coğrafyalardaki 9 üretim tesisi, bir liman terminali ve 3 deposuyla çalışmalarını gerçekleştiren Yıldız Entegre, tüm üretim tesislerinde günlük toplam 13 bin 973 metreküp levha üretim kapasitesine sahip.
Melike Alkan, Türkiye’nin yanı sıra, Romanya ve Slovenya’da bulunan üretim tesislerinde MDF, MDFlam, sunta, suntalam, laminant parke, boyalı levha, kapak panel, parlak lak panel, mat lak panel, mdf kapı, kapı paneli, emprenyeli kâğıt ile tutkal üretimi gerçekleştirdikleri bilgisini verdi. ABD’de ise liman terminali ile üretim için gerekli olan hammadde kaynaklarının tedarik edilmesi, depolanması ve lojistik hizmetlerin sağlanmasına yönelik çalıştıklarını söyledi.
Çevreci üretim
Şirketin amiral gemisi Kartepe Tesisi, dünyanın tek çatı altında kurulmuş en büyük entegre MDF üretim tesisi olma özelliğini taşırken, Türkiye’nin en büyük tutkal kompleksi olan Başiskele Tesisi, Ortadoğu ile Kuzey Afrika pazarlarına açılan kapı konumundaki Akdeniz Tesisi, Akhisar Tesisi ve yüksek üretim kapasitesiyle sunta ve suntalam üretimi yapan Mudurnu Tesisleri ve Uzunbey Tesisi ile Türkiye’de 7 tesis ve 3 depoyla faaliyetlerini sürdürüyor.
Globalleşme yolcululuklarını anlatan Melike Alkan, “Romanya’nın Piteşti bölgesindeki tesisimizde, MDF ve türevi ürünlerin yanı sıra nihai tüketiciye hitap edecek yüksek katma değerli kapı ve parke üretimi gerçekleştiriyoruz. Modern ve çevre dostu tesiste üretilen mamulleri, ‘Made in Europe’ etiketiyle Avrupa ve Ortadoğu pazarlarındaki ülkelere ihraç ediyoruz” dedi.