Kahramanmaraş merkezli ve 11 ili etkileyen depremlerde meydana gelen büyük yıkımın ardından gündeme gelen, “Bu hasar önlenebilir miydi? Ya da en azından devlete ve millete bunca yük oluşturmadan tazmin edilebilir miydi?” sorusu hâlâ tüm yakıcılığıyla ortada duruyor. Uzmanlar, müteahhitlerin zorunlu tutulabileceği sorumluluk sigortasının, bir çözüm olduğuna işaret edince bu kez sigorta uzmanlarına sordum. Onlar da Türkiye’de bir dönem uygulanması düşünülen ancak sonra vazgeçilen bu sigorta sisteminin, bugün karşı karşıya kaldığımız hasarı büyük ölçüde karşılayabilecek bir sistem sunduğunu anlattılar.
Müteahhit enflasyonu
Görüştüğüm sigorta uzmanlarından Celile Kızıklı, Almanya’da bir köy evine ahırın dahil edilmesini bile çok uzun süren inceleme ve izin süreçlerine tabii olduğunu söylüyor. Dikkat çektiği diğer bir nokta ise müteahhitlerin aralarındaki hiyerarşi…
Türkiye’de rant yaratmak isteyen herkesin müteahhit olabildiğine dikkat çeken Kızıklı, “Daha da kötüsü her müteahhit her çeşit yapının inşasını yapabiliyor. Avrupa’nın birçok ülkesinde ise 3 katlı, 5 katlı, 30 katlı yapı yapma yeterlilikleri farklıdır. Hayatında iki tane üç katlı bina yapmış müteahhit gidip öyle 20 katlı bina dikemiyor” diyor. Sigorta Risk ve Hasar Danışmanı Celile Kızıklı ve duayen sigortacı Ülkü Güleç ile konunun detaylarını konuştum.
Kapsamlı teminat
Gelişmiş ülkelerde konut sigortası uygulamaları nasıl?
Celile Kızıklı: Türkiye’de uygulanan, riskleri tanımlayan konut sigortaları olduğu gibi, bazı ülkelerde all risks dediğimiz hangi risklere teminat verdiğini değil, teminat kapsamında olmayan riskleri gösteren poliçeler hazırlanıyor. Bu poliçelerde hem bina ve hem de ev eşyalarına teminat verilirken komşulara karşı sorumluluk ve ferdi kaza sigortaları da ilave edilerek teminat kapsamı genişletilebiliyor. Türkiye’de konut sigortaları ve içerikleri gelişmiş ülkelerdeki poliçelerden pek farklı değil. Ancak konut sigortalarındaki uygulamanın en belirgin farkı, Avrupa’da sigorta bilincinin yüksek olması ve birçok durumda sigorta yaptırmanın zorunlu tutulması. Evinizin, eşyanızın sigortasının yanı sıra sizden kaynaklanan zarardan dolayı komşularınıza veya çevrenize vereceğiniz zararın o apartmanın yönetim planında belirtilen limitlerle zorunlu olarak sigortasının temin edilmesi gibi mecburiyetlerle sigortanın amacına uygun yeterli limitlerle yapılmasının sağlanması. Tabii en önemlisi de insanların bu yaptırımları uygulaması.
Müteahhit, yapı denetim firması ve konut sahibi bu sigortalarda hangi oranlarda katılım sağlıyorlar?
Ülkü Güleç: Bu döngüde yer alan herkesin uyması gereken kurallar yasalarla belirleniyor. Örneğin Fransa’da uygulanan ve Türkiye’ye de getirilmek istenen bir yaklaşım olmuştu geçmişte. Hayata geçseydi, ölüm sayısı bu kadar yüksek ve kayıplarımız bu kadar yıkıcı olmazdı.
Fransa örneğini verdiniz, orada sistem nasıl işliyor?
Ülkü Güleç: Bina yapmak isteyen girişimci imar mevzuatına göre yerel yönetime müracaat ettikten sonra, statik ve diğer projeleri hazırlatıp inşaat ruhsatı almak için başvuruyor. Yerel yönetim, projeleri yapan mimar ve mühendislerin gerekli sertifikalara sahip olup olmadığını kontrol ediyor. İnşaatı yapacak müteahhitten de yapılacak olan inşaatın geniş kapsamlı ‘mesleki mali mesuliyet’, ‘inşaat all risk ve sorumluluk’ sigortasını talep ediyor.
Sigorta şirketi örneğin 10 yıllık bir sorumluluk sigortası vereceği ve tüm riskleri üsteleneceği için, müteahhide projenin tekniği ve uygulaması ile ilgili tüm soruları sormaya, inceleme ve araştırma yapma ve yapı denetim firması ile çalışmaya ve gerektiğinde inşaatı denetleme hakkına sahip oluyor. Böylece hem yapılan inşaatı hem de inşaatın tesliminden sonra geçen sürede inşaattan kaynaklanan bir sorunun sorumluluk risklerini üstlenmiş oluyor.
Zararlar ödeniyor
İnşaatın tamamlanmasının ardından yeni bir sigorta yapılıyor mu?
Ülkü Güleç: Müteahhit işi teslim ettikten sonra, yapılacak sigortalar ilgili yönetim planında belirtilen şartlar çerçevesinde binada oturanlar tarafından da sigortalanıyor. Yani bir bina yapılırken proje aşamasında projeyi yapan mimar ve mühendisin mesleki hataları dahil olmak üzere, inşaatın yapımı sırasında ortaya çıkacak riskleri ve müteahhidin sorumluluğunu kapsayacak şekilde ve inşaat bitip teslim edildikten sonra da mal sahibi ve/veya kiracı tarafından tabii afetler, diğer riskler ve sorumluluklara karşı sigorta yaptırılıyor. Sistem doğru sigortalamayı sağladığı için muhtemel bir hasarda sigortacılar devreye giriyor ve tarafların zararlarını ödüyor. Daha sonra sigorta şirketleri hasarın ‘hasar/sorumluluk’ nispetleri üzerinden rüculaşıyorlar.
Bu uygulamada konut sahibi zararının ne kadarını sigorta şirketinden karşılayabiliyor?
Celile Kızıklı: Sigorta şirketi hasar gören evin inşaat maliyetini ödüyor. Bu maliyet piyasadaki satış bedeli değil, evin inşa bedelidir. Satış bedelinde arsa payı ve müteahhidin karı düşülmüş değeridir.
Hasarın kök sebebi müteahhit ise sigortanın ona hukuken alacak davası açma hakkı var. Yargılama sonucunda yargı kusuru belirler ve kusuru yanlış yapanlara dağıtır. Tazminatı 100 birim kabul edelim; sigortacı 100 birimi öder ve daha sonra kusur durumuna göre kusurlulardan talep eder. Sigortalıya müteahhit, denetçi veya mimar, mühendis bir şey ödemez. Türkiye’de Doğal Afet Sigortaları Kurumu ve zorunlu deprem sigortası DASK var. Deprem hasarını, DASK kurumu poliçede yazılı sigorta bedeline kadar öder. Şu an itibari ile DASK, binanın inşaat metrekare maliyetini 3.016 TL kabul ediyor. Maksimum 240 metrekareye kadar teminat veriyor.
Şayet o bedel evin inşa bedelinden az ise ve kişi DASK’tan sonra sigorta şirketinden ayrıca ek teminatları almış ise onu sigortacı öder.