Türk mutfağının sağlıklı ve sürdürülebilir olduğunu, misafiri baş tacı ettiğini anlatan Emine Erdoğan, “Sofralarımız, cömertliğin, paylaşmanın, dayanışmanın, insan sevgisinin ve yaşam kültürümüzün özetidir” dedi.
NEW YORK - BM Genel Sekreteri Guterres ile dünyaya, ‘Ortak Evimiz Dünya’da Sıfır Atık İçin Küresel Taahhüt’e imza atmaları çağrısında bulunan Emine Erdoğan, New York Türkevi’nde BM Zirvesi’ne katılan liderlerin eşlerini ağırladı. Erdoğan’ın iyi niyet beyanına aralarında Fransa Cumhurbaşkanı’nın eşi Brigitte Macron’un da bulunduğu 18 devletin First Lady’si imza attı. BM Zirvesi nedeniyle New York’ta bulunan lider eşlerini, BM yetkililerini ve uluslararası STK temsilcilerini Türkevi’nde ağırlayan Emine Erdoğan, burada da Sıfır Atık projesinin detaylarını paylaştı, Türk mutfağını tanıttı.
Türkevi’nde davet
Erdoğan, Türk mutfağında yemeklerin hazırlanması sırasında israftan kaçınılmasının bir gelenek olduğunu, bu nedenle Türk mutfağının doğasında Sıfır Atık prensibinin bulunduğunu anlattı.
Türkevi’nin teras katında, Birleşmiş Milletler Genel Sekreter Yardımcısı Melisa Fleming ile aralarında Fransa, Güney Kore, Letonya, Ekvador’un da bulunduğu toplam 15 ülke liderinin eşlerinin katıldığı programda Türk mutfağı tanıtıldı, First Lady’ler, lokum sarıp akide şekeri keserek Türk lezzetlerini deneyimledi.
‘Sürdürülebilir ve Sağlıklı Türk Mutfağı’ başlıklı etkinlikte konuşan Erdoğan, “Mutfak, bir ülkenin milli kimliğini, karakterini ve hatta medeniyet özünü yansıtan bir aynadır. Gastro-diplomasi ve gastro-turizm gibi kavramlar, ülkelerin, kültür ve tanıtım politikalarının ana unsuru haline geldi. Türk mutfağı, Anadolu’daki yüzlerce yıllık serüveninde, birçok farklı medeniyetle etkileşime girmiştir. Mutfağımızın kapıları, farklı dinlerin, kültürlerin ve etnik grupların birlikte yaşama deneyimine açılır” dedi.
Emine Erdoğan ile Türkevi’nin New York manzarasına hâkim terasında mutfağımızın inceliklerini konuştuk.
Gastronomi diyarı
Türkiye’nin barış ve hoşgörü niyetinin mutfak kültürünün pratiklerinden rahatça okunabileceğini belirten Erdoğan, “Soframızda yabancının yeri, her zaman ‘Tanrı misafiri’ olarak ayrılmıştır. Emsalsiz ikram kültürümüz, misafiri baş üstünde tuttuğumuzu anlatır. Kısacası sofralarımız, cömertliğin, paylaşmanın, dayanışmanın, insan sevgisinin ve yaşam kültürümüzün özetidir” şeklinde konuştu.
Türkiye’nin, başlı başına bir gastronomi diyarı olarak dünyanın ilgisini çekmesinden büyük mutluluk duyduğunu dile getiren Erdoğan, Anadolu’nun UNESCO tarafından koruma altına alınan birçok gastronomi unsurlarına sahip olduğuna dikkat çekti.
Emsalsiz bilgelik
Günümüzde yanlış beslenmeden kaynaklı başta obezite gibi sağlık sorunlarına değinen Emine Erdoğan, “Türk mutfağının insana şifa sunan boyutu, bugün küresel sağlık sorunları için çözüm merkezi niteliğindedir. Hibrit tohumlar, GDO, bol kimyasal içeren paketli gıdalar, insanları ömür boyu mücadele ettikleri hastalıklara mahkûm ediyor” dedi. Erdoğan, buna bağlı olarak, tüm dünyada sağlıklı beslenme arayışlarının arttığına, insanların yerel mutfaklara ve organik ürünlere yöneldiğine dikkat çekti. Emine Erdoğan sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bizim mutfağımızda, hem bedene hem de ruha şifa veren asırlık reçeteler var. Anadolu’da birçok tarif, hekimlerle birlikte hazırlanmıştır. Mutfağımız asırlar boyunca, bu büyük tabiat eczanesinin şifrelerini çözmekle meşgul olmuş ve ortaya emsalsiz bir bilgelik çıkmıştır.”
Gastronomi alanında, Türkiye’nin “Keşfedilmeyi bekleyen büyük bir mirası olduğuna” dikkat çeken Emine Erdoğan, bu zenginliğin hak ettiği gibi duyurulması için tanınmış Türk gastronomi uzmanları ve şefleriyle birlikte, “Asırlık Tariflerle Türk Mutfağı” kitabını literatüre kazandırdıklarını hatırlattı.
Toprağın hazinesi
Erdoğan, “Bereketli topraklarımızın hazinesine sahip çıkmak için 2017’de Ata Tohumu Projesi’ni başlattık. Yerel tohumlarımızı gen bankalarımızda saklıyoruz. Bu sayede hem sürdürülebilirlik hedeflerine hizmet ediyor hem de bio-çeşitliliği koruyoruz” dedi.
Küresel gıda krizine dikkat çeken Emine Erdoğan, “Türk mutfağının atıksız özelliğinin mutlaka üzerinde durulması ve yaygınlaştırılması gereken bir karakter olduğuna inanıyorum. Çünkü dünyanın geleceği için sürdürülebilir mutfakların hayati bir önemi var” ifadesini kullandı.
‘Mutlaka okunmalı’
Küresel gıda israfını önlemede Türk mutfağının başlı başına bir çözüm merkezi olduğunu belirten Erdoğan, programa katılan First Lady’leri Türkiye’ye davet etti.
Etkinlikte konuşan BM Genel Sekreter Yardımcısı Melisa Fleming, Emine Erdoğan’ın destek ve tavsiyeleriyle hazırlanan Asırlık Tariflerle Türk Mutfağı kitabı için, “Kesinlikle okunması gereken bir hazine” dedi.
Türk mutfağının dünya çapında, çeşitliliği, inceliği ve besleyiciliği ile öne çıktığını belirten Fleming, Emine Erdoğan’ın BM Genel Sekreteri Antonio Guterres ile imzaladığı, ‘Sıfır Atık Projesi’ için iyi niyet beyanına gönderme yaparak, “İnisiyatifinizi sıfır atık için küresel bir taahhütte görmek harika. Dünyanın sağlık ve refahının geleceği bu bireysel eylemlere bağlı” dedi.
Kemik suyundan kolajenli dondurma
Programında konuklara Türk mutfağı kitabından geleneksel ve atıksız tariflerle hazırlanan Türk yemekleri ikram edildi. Emine Erdoğan ve misafir First Lady’ler lokum sarıp, akide şekeri kesti ve kemik suyundan yapılan kolajenli dondurmanın tadına baktı. Şef Yunus Emre Akkor tarafından, konuklara aşure gibi özel tatlılar ikram edildi.