Sosyal temasın azaltıldığı korona günlerinde kalpten kalbe temas öne çıkıyor. Mevlana’nın 800 yıl önce ‘güneşine’ (Şems) sevgisini aktardığı mısralar Türkiye’den İngiltere’ye köprü oluyor mesela
Modern zamanların en zor günlerini yaşıyoruz. İnsanoğlu ölümcül hastalık koronayla boğuşuyor. İkinciDünya Savaşı’nı aratmayan atmosferde, insanlar tüm dünyada evlerine kapanmış, tedirgin bir bekleyiş içinde. Milyonlarca insan evden çıkmadan bekliyor. Yine milyonlarcası hastalık tehdidi altında olsalar da işlerini sürdürmeye çalışıyor. Sağlık çalışanları büyük fedakârlıklarla mücadele ediyorlar. Çocuklara bilgisayar oyunu gibi gelen virüsü anlatmak zor, yaşlılarımız için daha da zor. Hepimiz zorlanıyoruz ve evin içinde dört dönüyoruz. Ama yine de şanslı ülkelerden olduğumuzu söyleyebiliriz. Hızlı karar alıp aksiyona geçebiliyoruz.
Mesela İngiltere, Çin’den gelen maskelerde kalite sorunu yaşıyor. Hantal yapıları içinde hızlıca organize olup maske üretemiyorlar. Tekstil vahası memleketim ise Vakko, Roman gibi ünlü markaların fabrikalarında, meslek liselerinde, Türk silahlı kuvvetlerinde, küçük, büyük binlerce atölyede maske üretmeye başladı. Kendi insanına ücretsiz sağlık hizmeti, maske verdiği gibi 40 ülkeye de yardım malzemesi gönderdi.
Dört bir yana yardım
Çin’in Vuhan kentinde ortaya çıkan ve tüm dünyayı saran yeni tip koronavirüs salgını etkisini sürdürürken, Türkiye salgından etkilenen ülkelere destek olmaya devam ediyor. Koronavirüsle mücadele çerçevesinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın talimatıyla geçtiğimiz hafta Sağlık Bakanlığı tarafından hazırlanan yardım malzemeleri İspanya, İtalya, Sırbistan, Bosna Hersek, Kosova, Karadağ ve Kuzey Makedonya’ya gönderilmişti.
Dün ve cuma günü de Sağlık Bakanlığı tarafından hazırlanan yardım malzemeleri askeri uçakla bu kez İngiltere’ye gönderildi. İngiltere’ye gönderilen yardım uçağının içerisinde koronavirüsle mücadelede kullanılan N-95 maske, normal maske ve tulum vardı.
O bizim değerimiz
İngiltere’ye gönderilen yardım paketlerinin üzerine Mevlana Celaleddin-i Rumi’nin, “Ümitsizliğin ardında nice ümitler var. Karanlığın ardında nice güneşler var” şiiri yazılıydı. İngiliz basınında yardım konusu geniş yer alırken, 13. yüzyılda yaşayan sufi şair Mevlana’nın şiirine de yer verildi.
Yaklaşık dört ay önce Londra’daydım. Girdiğim bir kitapçıda Mevlana’nın kitaplarının İran edebiyatı bölümünde satışta olduğunu görünce yanımdaki arkadaşımla kitapları çaktırmadan alıp Türk edebiyatı bölümüne yerleştirmiştik. Mevlana’nın İranlı değil Türk olduğu noktasında tavrımızı koymuştuk! Yardım paketlerine Rumi’nin şiirinin konması, bu değerimize sahip çıktığımızın da bir göstergesi.
Trüf müptelası olduk!
Korona e-ticareti patlattı. Siparişleri kapıya getiren kahramanlar her şeyi göze alıp çalışıyor. Papermoon, Lucca gibi ünlü restoranların da gıda tedarikçisi Sapori Gıda’nın Pazarlama Direktörü Yağız Ulaşoğlu, özellikle makarna, siyah trüf mantarlı zeytinyağı ve akçaağaç şurubu siparişlerinin çok yükseldiğini söylüyor.
Korona günlerinde bireysel taleplere de cevap vermeye çalıştıklarını ve ürünlerini Trendyol, Hepsiburada ve n11.com gibi dijital platformlar üzerinden satmaya başladıklarını söyleyen Ulaşoğlu, “İçinden geçtiğimiz zorlu günlerde insanlar evine kapandı. Böyle depresif dönemlerde karbonhidrat daha çok tüketiliyor. Havanın kötü olduğu günlerde de makarna satışlarımız çok artıyor mesela. İnsanlar evlerinde güzel makarnalar yapmak için trüf yağı siparişi veriyor. Siparişlere yetişmekte zorlanıyoruz. Trüf yağı, akçaağaç şurubu, pesto, krutulmuş acı biber, glutensiz makarna, hardal, agave şurubu siparişleri çok yükseldi” diyor.
Aynı zamanda gurme olan Ulaşoğlu bir de güzel trüflü makarna tarifi verdi.
TRÜFLÜ FETTUCCINE
Yapılışı: Tereyağını tencerede eritin. Üzerine 300 g süt ve 300 g kremayı ekleyin. Ayrı bir tencerede makarnayı paketinde yazdığı dakika kadar kaynatıp süzün. Makarnayı sosun olduğu tencerenin içine dökün. Makarna sosu çekene kadar pişirin. Son bir dakika kala trüf yağını gezdirin. 30 gram parmesan ve bir miktar karabiber ekleyip karıştırın.
Malzemeler (2 kişilik):
Fettuccine 250 g
Truffle yağı
Krema 300cl
Süt 300cl
Tereyağı 30 g
Parmesan peyniri 30 g
Macron’un gizemli ziyareti
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, geçen perşembe tüm programını iptal ederek Marsilya’daki üniversite hastanesine gitti. Macron üniversitede, Profesör Didier Raoult’u ziyaret etti. Görüşmede Didier, Kovid-19 semptomlarının başlangıcından itibaren etkili olduğunu duyurduğu tedaviye yönelik araştırma sonuçlarını Macron’a bizzat anlattı.
Profesör Didier, kliniğinde uyguladığı yeni bir ‘Hydroxycloroquine Tedavi Çalışması’na göre en az 3 gün boyunca Hydroxycloroquine-Azithromycin (HCQ-AZ) kombinasyonu ile tedavi edilen ve 10 gün izlenen 1061 Kovid-19 hastasından oluşan bir grubu araştırdı. 10 gün içinde 973 hastada (yüzde 91.7) iyi bir klinik sonuç ve viral tedavi elde edildi. 46 hastada kötü sonuç gözlendi; 10’u yoğun bakım ünitesine nakledildi, 5 hasta öldü (yüzde 0.47) (74-95 yaş) ve 31’inin 10 gün ya da daha fazla hastaneye yatışı gerekti.
Erken teşhiste etkin
Profesör Didier, geliştirdiği Hydroxycloroquine - AZ kombinasyonu tedavisine korona tanısının hemen akabinde başlandığında yaşlı hastalarda yüzde 0.5 mortalite oranı ile Kovid-19 için güvenli ve etkili bir tedavi olduğunu, kötüleşmeyi önlediği ve çoğu durumda virüsün kalıcılığını ve bulaşıcılığını ortadan kaldırdığını savunuyor. Kullanılmasını önerdiği ilaç, sıtmaya iyi gelen ve bizde de salgından önce 14 TL’ye satılan, Abdi İbrahim’in jeneriğini ürettiği ilaç.
‘Türkiye’de başarıyla uygulanıyor’
Fransa’da ilaç lobisinin uygun fiyatı nedeniyle geliştirilen tedaviye finansal çıkarları nedeniyle mesafeli yaklaştığı söyleniyor. Ülkemizdeki ve yurtdışındaki ilaç ve aşı çalışmalarını yakından takip eden Prof. Dr. Neşe Kavak, Prof. Didier’in çalışmasıyla ilgili değerlendirmesinde, “İlk defa sıtma ilacı koronaya özgü olarak 1061 hasta üzerinde denendi ve başarılı sonuç alındı. Akabinde bilimsel çalışma olarak yayımlandı. Macron’un tavrına bağlı olarak ilacın Fransa’da standart tedavi protokolüne girmesini bekliyoruz. Türkiye’de birinci basamak tedavide bu ilaç zaten kullanılıyor ve çok başarılı sonuçlar alınıyor” dedi.
Bizi bu güzel havalar mahvetmesin!
Dünyanın her yerinde sosyal mesafe en önemli tedbir olarak görülüyor. Zira hastalığın kendisinden çok hastanelerde yaşanan büyük yığılma nedeniyle tedavi olamamak ve solunum cihazı yetersizliği ölümlere sebep oluyor. İtalya, İspanya’da yaşanan tam olarak buydu.
İki günlük sokağa çıkma yasağı havanın güzel olduğu hafta sonu için kesinlikle doğru bir karardı. Ancak kararın bir anda ve yasağın başlamasına
2 saat gibi çok kısa bir süre kalmışken açıklanmasının da etkisiyle insanlar adeta marketlere akın etti.
#evdekal
Genelgenin detayları belli olunca paniğe gerek olmadığı görüldü. Fırınlar açıktı! Hava sıcaklığı virüsün yayılma hızını düşürüyor ama bu etkinin görülmesi için insanların dışarı çıkmaması gerekiyor. Sıcaklık arttı diye dışarı fırlarsak bu olumlu etkiyi göremeyiz. Havalar ısınacak ve biz evde kalmaya devam edeceğiz!