Bu yıl tatili, doğayı her zamankinden çok özledik. Yeni normale ayak uyduran oteller bir bir açılıyor. Sağlık açısından güvenli olduklarını sertifikayla belgeliyorlar
Evde kalıp korona haberlerine kulak kesildiğimiz aylardan sonra güzel bir tatil hepimize iyi gelecek
NG Hotels Başkanı Hediye Güral Gür aradı. “Koronavirüs kâbusunun ardından otelimizi açıyoruz, siz de bizimle olun” dedi. Güral ailesi ile cumartesi günü, Sapanca NG Hotels’de buluşmak için sözleştik. Ancak perşembe gece yarısı sokağa çıkma yasağı geldi. Hediye Hanım’ı aradım, yılgınlık içinde, “Tüm hazırlıkları yapmıştık, personel de çok demoralize oldu. Bitsin artık bu kâbus” dedi. Aradan iki saat geçmeden tekrar aradı, “Şaşkınız, misafirler rezervasyonlarını iptal etmeyip, cuma gecesinden giriş yapmak istiyor, siz de gelin lütfen” dedi. Derken, Cumhurbaşkanı Erdoğan sokağa çıkma yasağı kararının iptal edildiğini açıkladı. Tüm restoranlar, oteller tedariklerini yapıp açılışa hazırlanmışken gelen haber herkesi memnun etti. Herkes artık işine dönmek, özgürce dışarı çıkmak istiyor. Öte yandan, Kovid-19 sonrasında yeni normale adapte olmaya çalışıyoruz.
Peki, yeni normalin otellerdeki izdüşümü nasıl?
En temel kural sosyal mesafe. Sertifikasını alıp haziran başında kapılarını açan ilk otellerden biri olan Sapanca NG Hotels’de kaldığım iki gün içinde, insanların uyarıya gerek kalmadan çoğunlukla kurala uyduğunu gördüm. Otelin, içinde ormanın da olduğu 91 dönüm araziye kurulu olmasının da etkisiyle çok fazla ihlalle karşılaşmadık. Genel anlamda panik atak yaşamadan rahat iki gün geçirdik. Ama tedbirler her noktada uygulanıyor tabii ki.
İsraf da önleniyor
Hediye Güral’a, israfa yol açan açık büfe uygulamasının kalkması kalıcı olamaz mı diye sordum. Güral, “Şu iki günde dahi israfı nasıl engellediğini gördük, yeni normalin bazı kodları kalıcı hale gelirse, müşteri talep ederse neden olmasın” dedi. Hadi hep beraber bir şerden, hayır çıkaralım, talep edelim!
Aileler genellikle çocuklu idi. Hayatımda hiç bu kadar uslu çocuk görmedim. Uzun bir aradan sonra özgürlüğün tadını çıkaran minikler, yeniden evlere tıkılmamak için hiç huysuzluk yapmayıp, anne babalarını daha uzun kalmaya tavlamak ister gibiydi!
GENELGE
Öte yandan Turizm Bakanlığı kendisine bağlı otellerin tabi olduğu bir genelge yayınladı. Diğer bir yenilik ise Sağlık Turizm Sertifikası (STC). Otelleri yeniden açmak için bu sertifika şart değil ancak SPA’ları açmak için zorunlu. Yalnızca SPA için de değil, bir anlamda uluslararası yetkinlik belgesi anlamına geliyor.
STC’yi almak için bir denetim şirketiyle anlaşmak ve o şirkete belli bir ücret ödemek gerekiyor. Uluslararası şirketler de yapıyor, TSE de. Denetimler ilk etapta 6 ay sürecek. Kütahya Seramik Yönetim Kurulu Başkanı Erkan Güral, sertifika aldıklarını ve yeni dönem otelcilikte bunun çok önemli olduğunu söylüyor. Sertifikayı alan oteller, hijyen koşullarından personelin çalışma şekline kadar gönüllü olarak denetimi kabul etmiş oluyor.
10 adımda güvenli tatil
Türk seramik sektörünün dünyadaki temsilcilerinden NG Kütahya Seramik’in ilk 5 yıldızlı oteli olan NG Sapanca’da gördüğüm yenilikler şöyleydi:
Ana kapıda ateşiniz ölçülüyor. Bütün çalışanlar maskeli, ateşiniz her gün ölçülüyor.
Yeni normalde en temel fark restoran kısmında. Açık büfeler camekânlarla kapatılmış. Eskisi gibi kendiniz alamıyorsunuz hatta yemeklere yaklaşamıyorsunuz. Görevli, seçimlerinizi camekândan çıkarıp size veriyor. Yemek servisi personel tarafından yapılıyor.
Her yerde sosyal mesafe işaretleri var. Herkes işaretleri gözeterek sırasını bekliyor.
Odalarda minibarlar boş, kahve ve çay makinaları dezenfekte edilmiş ve naylon streçle kaplanmış.
Menü yok, karekod veya dijital üzerinden siparişlerinizi veriyorsunuz.
Hemen herkesin havuzlar kadar yürüyüş parkurunu kullandığını gördüm. Aylarca evde harekete aç kalmışız.
Kimse öpüşmüyor, asla el sıkışmıyor ve çocuklar çok uslu!
Sauna ve buhar banyosu alanlarında rezervasyon sistemi uygulanıyor. Cilt
bakımı gibi yakın temas gerektiren uygulamalar ise yapılmıyor.
Tüm meyve sebzeler klorlama yöntemiyle dezenfekte ediliyor. Mutfak personeli maske ve eldiven kullanıyor ve gıda üretim alanları sürekli kameralarla izleniyor.
Özellikle kapı kolları, klima kumandası düğmeleri, abajur düğmeleri, telefon, saç kurutma makinası gibi sık kullanılan kritik noktalar sıklıkla dezenfekte ediliyor.
Temizlik işlemlerinin ardından odalar bir saat havalandırılıyor.
Yerliler yola çıktı
Otelin kapılarını açtığı ilk hafta doluluk oranı yüzde 50 idi. Otelin İstanbul ve Ankara’ya yakınlığı, yerli turiste hitap etmesi, yüzde 50 doluluk oranının yakalanmasını sağlayan unsurlardan. Nitekim güneyde yabancı turiste bağlı tesislerde doluluk oranı çok düşük.
Hediye Güral Gür bu noktada, “Kapasite sorunumuz yok, zaten benzer denetimleri rutin olarak yaptırıyorduk. Ancak korku sürüyor, insanlar tereddütlü” dedi. Otel müşterilerinin yüzde 20’si ağırlıklı Körfez ülkeleri olmak üzere yabancılar. Hediye Güral bu noktada beklentisini şöyle açıkladı: “Salgın nedeniyle Suudi Arabistan’dan beklentimiz yok. Ancak Kuveyt ve Katar’ın açılacağı yönünde bir kanaat vardı. Fakat son günlerde Katar’daki pozitif vaka oranı Sağlık Bakanlığı tarafından riskli bulundu. Bu ülkelere bir süre daha kapıların kapalı kalacağı öngörülüyor. Bu nedenle yabancı tarafında umudumuz yok.”
Tuvalet kâğıdı korku endeksi
Koronavirüs sonrasında dezenfektan, kolonya ve ıslak mendil kullanımı hayatın olağan akışına yerleşmiş durumda. AVM’lere girişte, lüks restoranlarda hemen her masada bir dezenfektan var. Temizlik kâğıdı başta olmak üzere tüm kategorilerde talep patlaması yaşandı.
Eczacıbaşı Tüketim Ürünleri CEO’su Alp Günvaran, alınan tedbirler ve ilk paniğin geçmesine karşın nisan ve mayıs aylarında talebin salgın döneminin de üstünde gerçekleştiğini söylüyor. Karşılaştırmayı şöyle yapıyor:
“Temizlik kâğıdı kategorisi Ocak-Şubat 2020 dönemi satışlarını, bir önceki yılın aynı dönemiyle karşılaştırdığımızda yüzde 2 büyüme olurken, pandeminin ilk vakasının görüldüğü mart ayını dâhil ettiğimizde oran yüzde 6 olarak gerçekleşti. Nisanda talep, bir önceki aya göre düşüş göstermesine rağmen, ocak-nisan dönemi büyümesi bir önceki yıla göre yüzde 8 oldu.”
Kolonyada yüzdük!
Bu kategori içinde tuvalet kâğıtlarının ocak-şubat döneminde bir önceki yıla göre büyümesi toplam kategori ile benzer oranda yüzde 2 olarak gerçekleşirken ocak-mart dönemi büyümesi ise yüzde 17 olarak gerçekleşmiş, ocak-nisan döneminde ivme azalsa da büyüme yüzde 7’yi bulmuş.
Peki, panik atak yaşadığımız dönemde en çok hangi ürünü kullanmışız? Alp Günvaran yanıtlıyor: “Temizlik kâğıtları kategorisinin altında yer alan kâğıt havlu satışları ocak- şubat döneminde bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 4 artarken, ocak-mart döneminde yüzde 16 yükseldi, ocak-nisan döneminde kategorideki artış ise yüzde 17 oldu.”
Ürün tüketimi ile ruh halimiz paralel gitmiş. Tuvalet kâğıdı üzerinden bir korku endeksi oluşturulsa yeridir.
Kovid-19 salgını sırasında en yüksek talep gören ürünleri kolonya olmuş. Geleneksel Türk kültürünün önemli bir parçası olan kolonyada pazar büyümesi ocak-şubat dönemi için geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 33 artarken, mart ayında kolonyaya yönelik talep patlamasının ardından ocak-mart dönemi büyümesi tam yüzde 269 olmuş. Ocak-nisan dönemindeki artış ise yüzde 271’i bulmuş.
Alp Günvaran
Büyük destek
Eczacıbaşı Topluluğu olarak, koronavirüsle mücadeleye toplumun her kesiminin katkı sağlaması gerektiği inancıyla, 10 milyon TL kaynak ayırdıklarını söyleyen Alp Günvaran, “İlk günden bu yana sağladığımız ayni katkılarımızın yanı sıra Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı tarafından başlatılan Milli Dayanışma Kampanyası’na da 2 milyon TL ile destek verdik. Mücadelenin ilk günlerinden bu yana ulusal ve yerel makamların, ürünlerimize olan ihtiyaçlarını imkânlarımız dâhilinde karşılamaya çalışıyoruz. Topluluk kuruluşlarımız, başta üretim tesislerinin bulunduğu bölgelerdekiler olmak üzere 53 ildeki hastane ve aile sağlığı merkezlerine N95 ve FFP3 maske, cerrahi maske, yüz siperliği, ateş ölçer, önlük, gözlük, tulum, entübasyon kabini, muayene ve kültür alma kabini gibi tıbbi malzemelerin yanı sıra dezenfektan, kolonya, tuvalet kâğıdı ve havlu kâğıt gibi hijyen ürünleri ile fotoselli armatürler ulaştırmaya devam ediyor. Cumhurbaşkanlığı tarafından 65 yaş üstü vatandaşlara dağıtımı başlayan kolonyalar konusunda talep edilen desteği karşılamanın yanı sıra, sağlık personeline hizmet vereceğini açıklayan otellere de hijyen için gerekli olan tüm dezenfektan ürünlerimiz, temizlik kâğıtları ve kimyasal ürünlerimizle destek verdik” diyor.
Yerli, milli ve hızlı test kabini
Dünyanın en başarılı Kovid-19 özel test kabinlerinden biri yerli imkânlarla Türkiye’de üretildi. Kabinler, ofis mobilyalarının yanı sıra Ar-Ge ürünleriyle de tanınan Nurus mühendisleri ve farklı teknolojik altyapıya sahip bazı firmaların desteğiyle Nuruslaboratuvar ve Ar-Ge merkezinde geliştirildi.
Kovid-19 Test Kabini ile Türkiye’de bir ilki gerçekleştiren Nurus’un ürettiği kabinler Ankara İl Sağlık Müdürlüğü koordinatörlüğünde hizmete dâhil edildi. Test kabinlerinden 9’u Ankara’daki hastanelere yerleştirildi. İlk kabin, Sincan Dr. Nafiz Körez Devlet Hastanesi girişine monte edildi. 10 adet üretilen kabinlerden biri de Eskişehir’e kuruluyor.
Günde 5 bin test
Bir test kabininde günde 500’e yakın test yapılabiliyor. 10 test kabiniyle günde yaklaşık 5 bin test yapılacak. Türkiye’de günde ortalama 40 bin civarında test yapıldığı düşünülürse toplam testin yüzde 10’u bu kabinlerle karşılanmış olacak. Sağlık personeli ile test yaptırmaya gelen kişilerin sağlığı, pozitif ve negatif basınçlandırılmış hepa filtrelerle donatılmış kabinlerde biyogüvenlik 3 seviyeli bir çalışma ortamıyla korunuyor. Sağlık çalışanı ile teste giren kişi hiçbir şekilde birbirine temas etmiyor.
Test kabininde ayrıca, birbirinden ayrı iki koruyucu alan, HEPA filtre entegrasyonuyla oluşturulan pozitif ve negatif basınçlı hava alanları dezenfekte yüzeyler ve izolasyon eldivenlerinden daha fazlası var.
Nurus Design Lab Baş Tasarımcısı Renan Gökyay, “Kovid-19 Test Ünitesini “vefa projesi” olarak, hiçbir beklenti olmadan, tamamen sağlıkçılarımızın ve halkımızın sağlığını düşünerek tasarladık. Test kabininin tüm üretim verilerini dünyayla ‘Açık kaynak’ olarak paylaştık” dedi.