İstanbul’da bugünlerde kiminle karşılaşsam, özellikle Nişantaşı şubesi ile kebabı sunumu, lezzeti ve dekorasyonu ile başka bir seviyeye taşıyan Nuri Develi’nin babası Arif Develi için düzenlediği geceyi konuşuyor.
Kurulduğu 1912 yılından bu yana, özellikle Antep yöresinin lezzetlerini tutkunlarıyla buluşturan Develi’nin üçüncü kuşak temsilcisi Nuri Develi, babası Arif Bey’in ilham veren hayatını anlatan bir belgesel hazırlattı. ‘Arif Olmak’ isimli belgeseli, Zorlu Performans Sanatları Merkezi’nin ana salonu Turkcell sahnesinde izledik. Ardından Erol Evgin konseriyle nostalji yaşadık.
750 kişinin katılımının beklendiği galaya, 3 bini aşkın insan LCV yaptırınca ana salon yetmedi. Zorlu’da şansa o akşam boş olan ikinci salon kiralandı. O da yetmeyince konuklar fuayeye taştı. 3 bin kişiye gala öncesinde Develi lezzetleri ikram edildi.
Samatya’da büyüdü!
Geceden anladığım Arif Bey ve oğlu Nuri Develi öyle çok hayata dokunmuş, dostluklar yaşamış ki insanlar da yanlarında olmak istedi.
“Bir evlat babasına sevgi ve saygısını daha güzel gösteremez, helal olsun” dedik hepimiz. Dedik demesine ama büyüklerimizi bunda sonra hangi ilgi seviyesi tatmin edebilir, bilemedik!
İstanbul gibi insanların trafik nedeniyle iki adım öteye gitmekte üşendiği bir kentte üç bin insana belgesel izletmek büyük başarı.
Develi’nin tarihi biraz da Türkiye’nin tarihi. Arif Bey’in 1966 yılında İstanbul Samatya’da ilk şubeyi açmasıyla büyüyen işler; içinden Sevan Bıçakçı, Sezen Aksu, Kenan Doğulu, Türkan Şoray gibi isimlerin geçtiği bir Türkiye hikayesine dönüşüyor.
Dededen toruna devam eden, dört kuşaktır lezzet ve kaliteden ödün vermeyen 112 yıllık mekan, birçok yerli, yabancı devlet başkanları, sanatçıları ağırladı. Belgesel bu anlamda biraz da Cumhuriyet tarihini anlatıyor.
Nuri Develi, Antep ve Samatya’nın ana fonda olduğu bu belgesel ile okula giderken bir yandan da mutfakta çalışan babasının, kendisinin bilmediği çocukluk hayatını anlamaya çalışmak ister gibiydi.
Atalarından, büyüklerinden öğrendiklerini inovatif bakış açısı ile birleştirerek büyüyen Develi, her yıl ağırladığı 1 milyondan fazla misafir ile dünyada ilk 100 lokanta arasında.
Davut Gül, atamayı İstanbul’da öğrendi
2 yaşında babasını kaybeden, 6 yaşında çalışmaya başlayan Arif Develi’yi ve bayrağı daha da ileri taşıyan Nuri Develi’yi çok sevdik. Belgesel çeşitli platform ve mekanlarda yayınlanacak, izleyince sizin de içiniz ısınacak... Nuri Develi ayaküstü sohbetimizde belgeselin gösteriminden elde edilecek geliri deprem bölgesine bağışlayacaklarını söyledi. Nuri Develi ev sahipliğinde gerçekleşen görkemli galaya Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin yanı sıra iş, cemiyet, sanat ve gastronomi dünyasından birçok ünlü katıldı.
Gala için İstanbul’a gelen Davut Gül, İstanbul’a vali olarak atandığını öğrenince görev teslimi için Antep’e geri dönmek zorunda kaldı. Bu vesile ile Gaziantep seyahatlerimizde sık sık biraya geldiğimiz, çalışkanlığı ve kapısının her zaman halka açık olması nedeniyle Antepliler tarafından çok sevilen İstanbul Valisi Davut Gül’e yeni görev yerinde başarılar diliyoruz.
İki oda, bir salon ve mutlaka bir metro
Türkiye’yi büyük üzüntüye boğan, merkez üssü Kahramanmaraş olan ve 11 ilimizi derinden etkileyen deprem nedeniyle kentsel dönüşüm hiç olmadığı kadar gündemde. Geçenlerde bir grup meslektaşımla Londra’da, ülkenin en büyük kentsel dönüşüm projelerine imza atan İngiliz gayrimenkul şirketi Barratt’ın projelerini gezdik. Eski çikolata fabrikalarından sanayi tesislerine varıncaya değin dönüştürdükleri bölgelerin önemli bir bölümü metro güzergâhı üstünde yer alıyor. Projelerini anlatmak için saydıkları her üç cümleden biri metroya çıkıyor.
Elizabeth line
Bu anlamda Londra metrosunda; şehrin batısı ile doğusunu birbirine bağlayan Elizabeth line mucize gibi.
Zira merkezin üçte biri fiyatına kiralarla banliyölerde oturan insanlar, bu hat sayesinde yaklaşık 30-40 dakikada en uzak mesafelerden şehrin kalbine ulaşabiliyor.
Öte yandan, bu bölgeler Londra’da konut sahibi olmak isteyen yabancıları da cezbediyor.
Zira doğanın içinde, şehrin karmaşasından uzak bölgelerde ev alanlar, bu sayede konutlarını kolayca da kiralıyor. Bu bölgelerde ev fiyatları ise 400 bin sterlinden başlıyor. Konut sektöründe artan fiyatlar ve uzayan geri dönüş süreleri nedeniyle Türklerin de Londra pazarına ilgisi büyük.
5 bin konut üretiyor
Türkler, son yıllarda Hong Kong ve Çinlilerin ardından en fazla alım yapanlar arasında 3’üncü sıraya yükselmiş. Londra pazarının en büyük konut geliştirici Barratt Developments’in Bölge Genel Müdürü Gary Ennis, her yıl 2 bin tanesi Londra’da olmak üzere Güney İngiltere'de 5 bin yeni konut geliştirdiklerini söyledi.
Türklerin Londra’daki alımlarının yüzde 70’ inin yatırım yani kiralama, yüzde 30’unun ise kendileri ya da çocukları için olduğunu vurgulayan Ennis, “Londra’yı güvenilir bir yatırım piyasası olması, şehrin kentsel dönüşüm alanlarında konut fiyatlarının düşük, sermaye artışı ve kira getirisinin yüksek olması gibi nedenlerle şehri tercih ediyorlar” dedi.
Kentte projeler belediye iş birlikleriyle ulaşım öncelenerek dizayn ediliyor. Barratt’ın evlerini gezerken, İstanbul’da da banliyölerde projeler kurgulayıp insanları oralarda yaşatacak modeller geliştirmedikçe kiralık ve satılık fiyatlarının düşmeyeceğini, trafiğin azalmayacağını anladık!