Çevresel etkisini 2025’e kadar yarıya indirmeyi amaçlayan Vodafone, karbon salımını azaltmak için baz istasyonlarında güneş enerjisi kullanmaya başladı. E-atıklarının geri dönüşümünden elde ettiği gelirle de çocuklar için kodlama sınıfları açıyor
Şirketlerin müşterilerine karşı kaliteli ürün ve hizmet sunmak, ortaklarına karşı mali yapılarını sağlam tutmak gibi sorumlulukları vardır. Son yıllarda bu sorumluluklara, yaşadığımız dünyayı sürdürülebilir kılmak da eklendi. Çok da iyi oldu. Artık pek çok şirket ürün ve hizmetlerini üretirken ve bu ürün ve hizmetler tüketiciler tarafından kullanılırken çevrenin kirlenmemesine, verimlilik esaslarına uygun olmasına, hatta zamandan tasarruf sağlamasına özen gösteriyor. Ve de bu konuda attıkları adımları, topluma raporlarla açıklıyor.
Virüsle mücadele
Vodafone Türkiye de 1 Nisan 2019-31 Mart 2020 mali yılı boyunca çevresel, sosyal, ekonomik ve yönetimsel konulardaki uygulamalarını ve performansını paylaştığı “2020 Sürdürülebilirlik Raporu”nu yayımladı. Zoom’daki online buluşmamızda raporu değerlendiren Vodafone Türkiye İcra Kurulu Başkan Yardımcısı Hasan Süel bizlere yaptığı ayrıntılı sunumda: “Tüm dünyada 2025 yılına kadar 1 milyar insanın hayatına dokunmayı ve operasyonlarımızdan kaynaklı çevresel etkimizi yarıya indirmeyi hedefliyoruz. Sürdürülebilirlik çalışmalarımızı tam 10 yıldır kamuoyuyla gönüllü olarak şeffaflıkla paylaşıyoruz” dedi.
Vodafone, pandemi döneminde, toplumun ihtiyaç duyan kesimlerine data desteği verilmesi, hastanelere solunum cihazı bağışlanması, Vodafone TV’de Kovid-19’a yönelik özel eğitim içerikleri ve videoların paylaşılması, 65 yaş üstü müşterilere ücretsiz SIM kart teslimatı yapılması gibi pek çok aksiyona imza attı.
Verilen bilgilere göre, daha iyi bir gelecek için toplumun dijitalleşmesini hedefleyen Vodafone, Türkiye’de
en geniş 4.5G kapsamasına sahip telekomünikasyon şirketi konumunda. Dijitalleşme Tırı ile 12 şehirde 10 binden fazla kişi ve 5 binden fazla şirkete erişim sağlayan Vodafone, bireysel IoT ürün ailesi V-Yaşam ile 80 bin kullanıcıya ulaştı.
Dijital gelecek
Görüşmemizde şirketin sorumluluk olarak gördüğü alanlar hakkında bilgi veren Süel, başta kadın ve gençler olmak üzere dijital geleceğin toplumdaki her kesimi kapsamasını hedeflediklerini söyledi. Sözü kadın girişimcilere destek vermek amacıyla başlattıkları Girişimcilikte Önce Kadın projesi ile 54 bin kadına erişirken, yaklaşık 30 bin üyesi bulunan dijital mağazada 1 milyon TL’nin üzerinde satış gerçekleşmesini sağladıklarını anlattı. Süel’in verdiği bilgilere göre; kadınların güvende hissetmelerini sağlayan Kırmızı Işık uygulamasıyla 330 bin kadına ulaşan Vodafone, Discover Genç Yetenek Programı ile 430’u aşkın genç yetenek yetiştirdi. E-spor alanında gerçekleştirdiği yatırım ve desteklerle 14 milyon gence erişim sağlayan Vodafone, Yarını Kodlayanlar projesi ile 81 ilde 100 binden fazla çocuğa kodlama eğitimi verdi.
GELECEĞİ KODLUYORLAR
Vodafone olarak dijital yetkinliklerini kullanarak yenilenebilir ve alternatif enerji kaynaklarına yatırım yaptıklarını ve e-atıklarını etkin bir şekilde yönettiklerini anlatan Süel bu alandaki bilgileri de şöyle paylaştı: “Adana Teknoloji Merkezi’ndeki güneş enerjisi santrali yatırımımız 425 MWh elektrik enerjisi üretti ve karbon salımını 215 ton azalttı. 25 baz istasyonunda solar hibrit enerjili istasyon uygulaması ile şebekeden yüzde 25 daha az elektrik kullanıyor. Yeşil Ofis Programı ile 480 bin kâğıt, 300 bin kWh enerji ve 1.652 metreküp su tasarrufu sağlayan şirketimiz, e-atıklarının yüzde 99’unu yeniden kullanıyor, satıyor veya geri dönüşüme kazandırıyor. 1.5 tonu aşkın elektronik atığın geri dönüşümünden elde edilen gelirle 4 kodlama sınıfı açtık.”
Duygusal ihmali tanıyın Aile içinde çocuğun yaşadığı duygusal ihmalin gelecekte yol açabileceği olumsuz davranış kalıplarını engellemek amacıyla hayata geçirilen ‘Geleceğe Dokunan Anneler’ projesinin ilk kitabı raflardaki yerini aldı. Kitabın Limak’taki lansmanına Geleceğe Dokunan Anneler projesi kurucusu Aslı Özdemir ve Olay Tuğba Deniz, kitapta yazıları olan uzmanlar ile projenin destekçileri katıldı. Tanıtım toplantısının açılış konuşmasını yapan Geleceğe Dokunan Anneler projesi kurucusu Aslı Özdemir, dünyada her 100 çocuktan 18’in duygusal ihmalle karşı karşıya kaldığını vurgulayarak sağlıklı bir aile ve toplum yapısı oluşturmanın, mutlu geçirilmiş bir çocukluk dönemiyle mümkün olabileceğini söyledi.
1000 aileyle konuştular Seminerlerde verdikleri eğitimlere yönelik bilgi veren Özdemir, “Geleceğe Dokunan Anneler, çocuklukta duygusal ihmali tanıma, fark etmek ve bu konuda önlem alma üzerine bir takip. 2018 yılından beri sahadayız, iki yılda bin aileye ulaştık, özellikle annelere eğitimlerde ihmali, sonuçları ve önlemleri anlatıyoruz. Kitap kılavuz niteliğindedir. 8 ayrı başlıkta, tanımlamadan, vaka örneklerinden, ihmalin somutlaştırılmış halini anlattık” dedi.
Dinleyin ve anlayın İstanbul Aydın Üniversitesi’nden Erken Çocukluk Eğitimcisi Prof. Dr. Belma Tuğrul ise, “Duygusal ihmal zamanında yeteri kadar ihtiyacın karşılanmaması durumudur. Çocuğun sevgiye, güvene, saygıya, kabul görme, ait olma ve anlaşılmaya ihtiyacı vardır. Bunların inşası çocuklukta olur. Duygusal ihmal çocuğun anlaşılmaması, dinlenmemesi, ihtiyacı olduğunda el uzatılmamasıdır. Eğer çocuğu görmezseniz mutlaka kendini göstermenin bir
yolunu bulur” ifadelerini kullandı.
Hayır diyebilmek Çocuğa hayır dememenin de ihmal olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Tuğrul, ders niteliğinde bilgiler verdi: “Hayır derseniz, kendini korumayı, düzenlemeyi öğrenir. Çocuğun yaşına uygun kurallarla tanıştırmazsanız, aşırı özgürlük içinde yolunu kaybeder. Mutsuz ve başarısız olur. Çocuğun her istediği, ihtiyacı değildir, her istediğini yaparsanız tatminsizlik duygusu oluşur. O zaman çocuklar varlık içinde yokluk çeker. Önlerine dünyayı sermeyin, dünyayı keşfedecekleri meraklarını öldürmemek, yaratıcı sorularını destekleyecek, demokratik bir ortam sunun.”
Anadolu’yu dokudu, kapsüle koyduKoleksiyonlarında tarihi ve kültürel zenginliklere, el işçiliğine yer veren ve tasarımlarında Türk ve Osmanlı motiflerini de sıklıkla kullanarak yurt dışında tanıtımına katkıda bulunan Dilek Hanif, bu kez Anadolu’nun zengin el dokumalarını koleksiyonuna taşıdı. Dilek Hanif, Bayburt’un ehramı, Seferihisar ve Ödemiş’in keçesi, Hatay’ın tezgâhta dokunan ham ipekleri, Burdur’un tülbendi ve Gaziantep’in kutnu kumaşı gibi yerel dokumaları kullanarak tasarladığı parçaları krep, ipek, koton gibi modern kumaşlarla kombinleyerek oluşturduğu kapsül koleksiyonunu özel bir davetli grubuna tanıttı. Koleksiyonda tercihe
bağlı olarak kumaşlar doğal bir malzeme olan kök boyayla renklendirilebiliyor.
Boyası da doğadan
Four Seasons Hotel Bosphorus ev sahipliğindeki davette bir araya gelen konuklar koleksiyonu beğeniyle karşıladı.
Günün her saatine uygun 20 parçadan ve dikkat çekici kombinlerden oluşan kapsül koleksiyon sadeliği zarafetle birleştirirken, gündüz şıklığını geceye de taşıyor. Koleksiyonda zamansız bir tarza sahip olan parçalar, rahat kesimleri ve klasik renkleriyle dikkat çekiyor.
Online’da satılıyor
Dilek Hanif’in stilini yansıttığı, zamansız elbiseler, yelekler, gömlekler, pantolonlar, etekler ve ceketlerden oluşan koleksiyon sadece online olarak satışa sunuluyor. Doğaya saygılı, çevreyi kirletmeyen, makine kullanılmadan el tezgâhlarında tek tek üretilen kıymetli doğal dokumalar sipariş üzerine üretilerek kişiye özel bir şıklık ve sürdürülebilir bir moda anlayışı sunuyor.