Pandemiyle birlikte gözler yüz binlerin sığınağı haline gelen Bodrum’a çevrilmişken, son dönemde Çeşme ve Datça’da başka bir hareket var. Genç, seçkin zevkleri olan bir kitlenin tercihi oldular
Tam açılma için geri sayım başladı. Son yasaklar da ay başında kalkıyor. Bunun sosyal hayattaki izdüşümünü hızlı görmeye başladık. Herkes zincirlerinden kurtulmuşçasına alışveriş ediyor. Dışarda yemeğe, tatile koşuyor. Her şey overdose yaşanıyor. Herkes kendi limitleri içinde delirmiş durumda. Terlik, toka alan da, Dior çanta alan da aynı ruh hali içinde. Sanki insanlar son 1.5 yılın acısını çıkarma, mahrumiyet duygusunu bastırma telaşında. Marinalar, uçaklar, yollar heryer dolu.
Bunun farkında olan mekânlar, markalar da geçmiş ayların kayıplarını telafi etme arayışına girince, fiyatlar da overpriced!
Komşuya gidemeyince
Belli ki kimsenin tahammülü kalmamış ve hiç olmazsa yaz aylarında hayatın tadını çıkarma ihtiyacında herkes.
Tabii Yunanistan kapılarını açmayınca kalabalığımız daha da arttı. Yunanistan’ın bugünlerde kapıları açması bekleniyordu. Açacak mı hala bilen yok ve an itibariyle hepimiz Ege’deyiz.
Enerjisi bile farklı
Bu yaz dikkati Datça çekiyor. Daha cool bir tatil isteyenler Datça ve Bozburun taraflarına kaydı.
Bu sene Çeşme de çok bohem. Çeşme’de daha genç bir kitle var. Çeşme’nin bohem mekânı Momo’da, Tolga Sezgin ile karşılaştım. Tolga Sezgin, tanıdığım en geniş ve cool çevreye sahip, en son trendleri bilen, çok sevilen bir isim. Tolga Sezgin de aynı gözlemleri paylaştı:
‘‘Çeşme bu yaz daha çok gençleri ağırlıyor sanki. Enteresan, cool, yemeği içmeyi bilen, seçkileri çok iyi bir gençlik ama.’’
Lezzetli yemeği için gittiğim Momo’da etraf gerçekten de gençlik enerjisi saçan hoş tiplerle doluydu.
Çeşme, İzmir’in yazlığı gibi olduğundan gençler buraya geliyor, Bodrum’u snobe ediyorlar.
Salgında kendini salanı bu terlikle kovalamalı!
Geçen hafta Çeşme’de dikkatimi çeken nokta ise sahillerde ya bayağı bayağı kilolu ya da çok formda insanların bulunmasıydı.
Bir sürü insan vücut yapmış. Bunlar pandemide kendine iyi bakanlar, çoğu internetten online derslere katılmış. Ya da pandemi boyunca kendini salmış tiplere rastlıyorsunuz.
Herkes almış!
Bu yaza damgasını vuran aksesuar ise ünlü bir modaevinin desenli çantası ve terliği. Almayanı dövüyorlar sanki. Rastladığınız 10 kişiden 9’unda bu baskılı çanta ve terlikler var.
İstinyePark İzmir’e gidiyor
Bugünlerde hep İstanbul mekânlarının Bodrum’a, Çeşme’ye göçünü konuştuk. Şimdi ise toptan göç başladı! İstanbul’un gözde alışveriş merkezlerinden İstinyePark İzmir’de şube açıyor. Çeşme’nin efsane mekânı Ferdi Baba’da aldım haberi. Alaçatı Köyiçi ve marina şubesi tıklım tıklım olan Ferdi Baba, İstinyePark’a gidiyor. İki yıl önce Ferdi Baba’yı satın alıp, yeme içme sektörüne hızlı bir giriş yapan Tevfik Bilsev, mezeleri, deniz ürünleriyle sonbaharda AVM şubesinde de misafirlerini ağırlayacak.
Yarışmıyor, geziyorlar!
Dünyanın önde gelen uluslararası otomobil etkinliklerinden OneLife Rally beşinci yılında yeni turun başlangıç noktası olarak Galataport İstanbul’u seçti.
Özel yapım ya da modifiye Ferrari, Lamborghini, Porsche, Bentley, Maserati gibi markalardan oluşan 100’e yakın süper otomobil, Karaköy sahil şeridini renklendirdi.
İngiltere, ABD, Almanya, İsviçre, Slovenya, Avusturya, İspanya, Rusya, İsveç, Malta, Lüksemburg, Hollanda ve Bosna gibi farklı ülkelerden otomobilleriyle İstanbul’a gelen sürücüler, konuklara otomobillerini tanıttı.
Kültürler buluştu
Galataport İstanbul projesiyle 200 yıl sonra halkın erişimine açılacak olan sahil şeridinde, tarihi Paket Postanesi’nin rıhtımında konukları ağırlayan Galataport İstanbul CMO’su Mehmet Bali, yer altında inşa edilen kruvaziyer terminali ve dünyada ilk kez kurgulanan kapak sistemi inovasyonu sayesinde, İstanbul ve Karaköy’ün tarihi Boğaz yürüyüş rotasına kavuştuğunu vurguladı. Bali, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bu etkinliği, yıllar boyunca yaşadığı değişimi ve ağırladığı sayısız kültürden misafiri hâlâ barındıran ve detaylı bir restorasyon çalışmasıyla yeniden hayat bulan Galataport İstanbul’un simge yapılarından Paket Postanesi’nin önünde yapmak ayrı bir gurur kaynağı bizim için.’’
Hayallerinin peşinde
İstanbullular, aralarında sahiplerine özel olarak üretilen modellerin de olduğu otomobilleri yakından inceleme, direksiyon başına geçme fırsatı buldu. Etkinliği “Otomobil kullanmak bizler için bir felsefe. Biz yarışmıyor, hız peşinde gitmiyoruz. Otomobilleri ve yeni yerler keşfetmeyi, seyahati, gidilen şehirlerin hayatlarımıza yeni şeyler katmasını seviyoruz. Vizyonumuz hayatta bir kez karşımıza çıkacak türden deneyimler yaşatan muhteşem Balkan ülkelerinin dinamik, yükselen, etkileyici imajını daha yukarılara taşımak” diyerek anlatan OneLife Rally kurucusu Nick Papis, her yıl farklı ülkeler ve şehirler seçtiklerini, gittikleri ülkelerde gençlere hayallerinin peşinden gitmeleri gerektiğini anlattıklarını söyledi.
Beşiktaş’tan Sofya’ya
Aralarında patronlardan, CEO’lardan, doktorlardan yatırımcılara kadar farklı mesleklerden iş insanlarının bulunduğu OneLife Rally sürücüleri, bugün sabah saatlerinde Bulgaristan’ın Sofya kentine doğru yola çıktı.
Süper spor otomobiller Barbaros Bulvarı ve 15 Temmuz Şehitler Köprüsü’nden geçerken güzel görüntüler oluştu. Etkinliğin sıradaki durakları Priştina, Belgrad, Saraybosna, Budapeşte ve Prag olacak.
Türünün tek örneği süper otomobiller
Beş yıl önce Balkanlar’da başlayan OneLife Rally’e katılan otomobiller, dünyanın önde gelen markalarından oluşuyor. Bu araçları benzerlerinden ayıran ise özel üretim ve türünün tek örneği olmaları.
Araçlar arasında markanın ilk PHEV (Şarjlı Hibrit Elektrikli Araç) donanımlı modeli Ferrari SF90, V10 motoruyla fark yaratan Lamborghini ile son model turbo şarjlı, V12 motorlu Rolls Royce Wraith gibi araçlar var.