Doğal kaynaklarının zenginliğine rağmen ‘terör algısı’ nedeniyle yatırımcının ve turistin uzak durduğu Bingöl kaderini eline alıyor
Doğuda hayvancılığı canlandıracak önemli projelerden biri Bingöl’de gelecek yıl hayata geçiyor
Meşhur balına yurt dışından talip var, turizme ise kayak-kaplıca paketi hareket getirecek
Bir zamanlar hayvancılığın merkezi konumundaki Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi, Türkiye’nin ve Ortadoğu’nun canlı hayvan ve et tedarikçisi konumundaydı. Eşsiz doğası ile Doğu Anadolu’nun, Karadeniz ve Güneydoğu’ya açılan kapısı Bingöl özellikle bölgenin et ihtiyacını karşılar, aileler tarım ve hayvancılık yaparlardı. 1980’li yıllarda izlenen yanlış politikaların da etkisiyle, tarım ve hayvancılık bölgede maalesef gerilemeye başladı.
Hayvancılık birçok bölgede olduğu gibi burada da yok olma noktasında. Terör korkusu nedeniyle özel sektörün de bölgeye yatırımda çekimser kalmasıyla Bingöl eşsiz doğası ve doğal kaynaklarına karşın hak ettiği ekonomik canlanmayı yaşayamadı.
Can suyu Sütaş’tan
Tam da bu noktada iki yıl önce Sütaş’ın bölgede yatırım yapma kararı alması kent için can suyu oldu. Kentte bugünlerde Sütaş’ın entegre tesis yatırımında sona yaklaşılıyor olmasının heyecanı yaşanıyor. Üç kuşaktır sütçülük yapan Yılmaz ailesinin kurduğu Sütaş, Bursa Karacabey, Aksaray ve İzmir Tire’den sonra dördüncü entegre tesisini 733 milyon 709 bin liralık yatırımla Bingöl’de gerçekleştiriyor.
Foto safari yapıldı
Bingöl’ün en büyük sorunu ne?
Bingöl, bölgede huzur şehri olarak öne çıkan bir yer. Maalesef Batıda bölgenin terör baskısı altında olduğu algısı var. Yaptığımız projelerde de bunu görüyorum. Bir foto safari yaptık burada. 500’e yakın ulusal ve uluslararası fotoğraf sanatçısı katıldı. Davet ettiğimizde hepsinin endişesi terördü. Bu noktada hiçbir sıkıntımız yok. Ancak Batı’daki algı, bölgeye yatırımların da önünü tıkayan ciddi engellerden biri. Yoksa bölgede devletin uyguladığı teşvik işadamları için müthiş cezbedici.
Yatırım için gelenler istihdam anlamında kalifiye eleman bulabiliyorlar mı?
Bu birbirini besleyen bir kısır döngü ne yazık ki. Hal böyle olunca biz özellikle istihdamı artıracak, ekonomik anlamda bölgeyi kalkındıracak projelere ağırlık veriyoruz. Tekstilkent bunlardan birisi ve çok iyi gidiyor. Ciddi bir istihdama ulaşmış durumdayız. Organize sanayi aynı şekilde. İşini geliştirmek isteyenler veya yeni girişimcileri önce İŞGEM’e alıyoruz. Belli bir büyüklüğe ulaşınca Tekstilkent veya organize sanayiye gönderiyoruz. Genç, Karlıova ve Solhan ilçelerimizi kapsayacak şekilde yapıyoruz bunu. İstihdam önemli bir sorun. Gençleri bir şekilde işe, sosyal aktiviteye yönlendirmemiz gerek. Bunun faydasını da hakikaten görüyoruz. Geniş kapsamlı bir Gençlik Çalıştayı yapıyoruz şimdi. Gençlere hobi edindirme, milli manevi değerleri tekrar hatırlatıcı eğitimlerle birlikte, üniversite ile işbirliği içinde merkezdeki gençlerimizi ve kırsaldaki genç kızlarımızı kapsayan bir çalıştay bu. Proje gençlerin nabzını tutmak, devletten ne istediklerini anlamak noktasında da farklı bir açılım oldu.
Hem kayak hem kaplıca
Turizmde potansiyel nasıl?
Jeotermal turizmi potansiyeli çok yüksek. Kaplıca kaynaklarının kalitesi çok yüksek. Şehrin her yerinden şifalı su fışkırıyor adeta. Kös kaplıcalarının suyunun kemik hastalıkları, diş çürümeleri, mide ve bağırsak hastalıkları, idrar yolları, sinirsel hastalıklar, kalp ve damar hastalığı, şeker ve kadın hastalıklarının tedavisinde etkili olduğu İstanbul Üniversitesi’nce tescil edildi.
Şehir merkezinde de kaplıca var mı?
Bunun için bir Kentpark projesi geliştirdik. 17 kilometrelik mesafeden özel bir hatla sıcak suyu şehir merkezine getirdik. 110 dönüm arazi üzerinde, içerisinde termal otel, kültür merkezi, konferans salonu ve AVM’si de olan bir kompleks yapılacak. Bakanlar Kurulu’ndan karar çıktı. Yap-işlet-devret modeliyle yapılacak bu yatırım için yatırımcı arıyoruz. Merkezin dışındaki kaplıcalarda zaten büyük bir potansiyel var. Bunun dışında Haserek kayak merkezimiz var. Bölge kışın çok fazla kar alan bir bölge.
Kayak sezonu kaç ay sürüyor?
3.5 ay. Hizmet kalitesi, pist kalitesi çok iyi. Bir master plan yaptırdık, bölgenin cazip bir kayak merkezi haline gelmesini istiyoruz. Esas amacımız kayak merkezi ile kaplıcayı birleştirerek turizmde bu iki alan üzerinden açılım yapmak. Geçen yıl 250 bin kayakseveri ağırladık.
Sertifikalı bal üretip satacaklar
Bingöl’ün en bilinen yöresel ürünü hangisi?
Bal. Bingöl balı, 2017’de yapılan uluslararası bir yarışmada dünya ikincisi seçildi. Şehrin florası çok farklı ve çok güzel olduğu için Bingöl’ün her yerinde çok kaliteli bal üretilebiliyor. Burayı kaliteli balın merkezi haline getirmek istiyoruz, Bingöl Üniversitesi bu noktada pilot üniversite oldu. Üniversite işbirliği ve Ticaret Odası desteği ile sertifikalı bal üreteceğiz. Türkiye’de örneği tektir. Kamuoyunda bala karşı güvensizlikte var. Bu sertifikasyon süreciyle katkı maddesi içermeyen, organik balımızı tescil de etmiş oluyoruz. Yaptığımız bu çalışmalar sonucunda Bingöl, bal ve ballı ürünler noktasında merkez konumunda olacak.
Öte yandan piyasayı domine eden bazı firmalar var. Balın fiyatı 100 lira iken, 20-30 liraya üreticiden alıyor. Üretici bazen satmaya mecbur kalıyor. Ankara, İzmir, İstanbul’da en lüks şarküteri ve gurme dükkanlarda Bingöl karakovan balı satılıyor. Amacımız yurtdışı satışları başlatmak, Bingöl balını dünyaya tanıtmak. Yıllık bal kapasitemiz 1.200 ton. Yurt dışından görüştüğümüz bazı şirketler, üretilen tüm balı sertifikalı olması halinde ithal etme taahhüdü
verdi. Bingöl kavurmasını da marka haline getirmek istiyoruz. Bu iki ürün Bingöl’ü gastronomi de öne çıkarıp önemli bir gıda ekonomisi yaratabilir.
BAL FESTİVALİ
Bingöl Valisi Kadir Ekinci, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın desteği ve özel ilgisi ile önümüzdeki yıl devreye girecek yatırımın kentin kaderinde dönüm noktası olacağını söylüyor. Vali Ekinci, Sütaş’ın patronu Muharrem Yılmaz’ın öncü yatırımı ile Bingöl’ün süt diyarı olacağını hatırlatıyor. Bingöl süt ve süt ürünleri yanı sıra gurme dükkanlarına giren Bingöl karakovan balı ile de dünya marketlerine çıkma hazırlığı içinde. Bölgedeki kaliteli balın varlığını öğrenince harekete geçen yabancı yatırımcılar sertifikalı olması halinde tüm üretim için alım garantisi vermişler. Valilik Bingöl balını dünyaya tanıtmak için yabancıların da katılacağı uluslararası bir festival hazırlığında.
Hayaller gerçekleşiyor
Benzer projeleri sorduğumda uygulanan birçok projeden birisi daha dikkatimi çekti; ‘Hayallerimiz Gerçekleşiyor’ Bingöl Valiliğince uygulanan bu proje. Yetim ve öksüz yavrularımızın özel günlerinde talep ettikleri her şeyin Valilikçe karşılandığı bu proje ile yavrularımız her yıl sağlık taramasından geçiriliyor, eğitimleri için özel destekler sağlanıyor ve nihayetinde ildeki tüm yetim ve öksüzler yılda bir düzenlenen şenlikte gönüllerince eğlenme fırsatı buluyorlar. Yavrularımızın kendilerini yalnız hissetmemeleri adına yapılan bu proje de gerçekten takdire şayandı.
Yüzen Ada dünyada benzerine çok az rastlanan bir tabiat harikası.
Londra modeli kültür merkezi
Gençler ne istiyor?
Çalışmak, evlerine destek olmak istiyorlar. Sosyal aktivite imkânlarının biraz daha genişletilmesini istiyorlar. Bu noktada yerel yönetimlere tavsiyelerimiz oluyor. Enerjisi yüksek, çok zeki gençlerimiz var. Ne yazık ki bu zeki çocuklar bir yere kanalize edilememiş çok fazla. Gençler için bilim sanat merkezi noktasında özel bir çalışmamız var. Her mahalleye inşallah, 90 metrekarelik Kültür Sanat Merkezleri yapacağız. Uygulamasını Londra’da görmüştüm. Her mahalledeki genci kendi mahallesinde eğitmek, donanımını artırmak istiyoruz. Fırat Kalkınma Ajansı’ndan yeterli desteği görebilirsek inşallah bu yıl başlatacağız bu merkezleri. Gençlerin eğitim ve istihdamını sağlayabildiğimizde onları, Bingöl’de tutma şansımız artacak. Devletine,
milletine bağlı bir nesli de beraberinde yetiştirmiş olacağız.
Devlet ana evinizde
Bingöl’de kimya öğretmenliği yapan kardeşim Güler Hatısaru Boldaş’ı ziyarete gittiğimde duyduğum ve hayran kaldığım bir uygulamayı anlatmak istiyorum. Valilik önderliğinde, Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı’nın yaşlı kadın ve engellilere günlük ihtiyaçlarını karşılamak ve moral desteği vermek için başlatılan benzerini ancak sivil inisiyatiflerin çok geliştiği, Berlin, Amsterdam, Londra’da gördüğüm projenin detaylarını öğrenmek için Vali Kadir Bey’den randevu alıp, ev ziyaretlerinden birisine katıldım.
T.C. Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na bağlı Sosyal Yardımlar Genel Müdürlüğü destekli proje kapsamında istihdam edilen kadınlar, yaşlı ve engelli vatandaşların evine gidip çarşı pazar alışverişlerini, temizliklerini yapıyor. Görüştüğüm yaşlılar çok mutluydu, “Hem evimiz temizleniyor, çamaşırlarımız yıkanıyor hem de eve gelen kadınlarla arkadaşlık ediyor, kahve içip sohbet ediyoruz” dedi. Çamaşır, bulaşık, ev temizliği için kullanılan ürünler de Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı’ndan karşılanıyor. Yaşlıların evlerine çalışmaya giden kadınlar ise asgari ücretle iş imkânına kavuştukları için çok mutlu. Maaşlarını T.C. Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na bağlı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı ödüyor. Değer yaratan proje buna denir.
Hayvancılıkta ölçek büyüyecek
Sütaş yatırımı ne zaman devreye giriyor?
Önümüzdeki yıldan itibaren kademeli olarak faaliyete başlayacak. 1.500 kişi istihdam edilecek, dolaylı olarak ise bu sayı 15 bin kişiyi bulacak. Yatırımın bitmesinden sonra, terör öncesinde olduğu gibi büyük çaplı hayvancılık yapılabilir. Sütaş eğitimler verdi, günde 17 litre olan süt verimliliği bölgede 30 litreye çıktı. Sadece Bingöl değil, 200-250 kilometre çapındaki tüm bölgeden süt alınacak. Muş Ovası, Erzurum, Erzincan, Diyarbakır, Elazığ, Tunceli gibi çok geniş bir bölgeye hitap edecek. Hayvancılığa yönelik yem bitkisi üretimi artacak.
Bingöl fabrikasında hayvancılık işletmeleri de olacak. Burada 5 bin üretici aile ile çalışılacak. Üretime başlandığında bölgeye her ay 67 milyon lira gelir sağlanacak.
Bingöl’de 10 bin baş sağmal kapasiteli 5 adet damızlık süt sığırı geliştirme çiftliği, 6 bin 500 baş kapasiteli yetiştirme çiftliği, 5 bin baş besi çiftliği olacak. Meyve suyu tesisi için de ülkemizdeki önemli yatırımcılarla iletişim halindeyiz.
Eşsiz coğrafya
Eşsiz coğrafyası, leziz yemekleri, doğal kaynakları, kaplıcaları, kayak merkezine karşın önyargılar nedeniyle yerli turistin rotasına giremeyen, yatırımcının da uzak durduğu şehri Vali Kadir Ekinci ile gezerken, bir yandan da sorularımı sordum.