Avrupa’da pandemiyle başlayan güneye göç dalgası, ‘soğuk kış’ öncesi hızlandı. Özellikle Güney Fransa’nın meşhur yazlık kasabalarının nüfusu belirgin şekilde artıyor.
Uzun yıllardır seyahat ettiğim Cote d’Azur bölgesini eylül ortasında hiç bu kadar kalabalık görmemiştim.
Pandemi sonrasında Avrupalılar, güneş ve denizden maksimum seviyede faydalanmak için kendilerini adeta sokağa atmışlar. Medeniyet, kültür, sanat, mimarisi ile hem göze hem ruha hitap eden, adeta görsel şölen yaşatan Güney Fransa bugünlerde her zamankinden daha çok revaçta sanki.
Avrupalılar sanki yaklaşan kış öncesinde kemiklerini ısıtmaya çalışıyor. Malum Rusya’nın vanayı kapadığı Avrupa’yı soğuk bir kış bekliyor. Şimdiden önlemler alınıyor. Kamu binalarında, müzelerde sıcaklığın kışın 18 dereceye sabitlenerek tasarruf tedbirleri alınacağı konuşuluyor.
Artık daha popüler
Gelelim pandemi sonrasında yerli halkı için dahi daha bir popülerleşen Güney Fransa’ya… Senelerdir dünyanın yaz eğlence merkezi olan Güney Fransa gerek restoran, gerek kulüp, gerek plajlarıyla dünyada taklit ediliyor ya da isim hakları satın alınıyor. Bölge yaz ayları dışında fuarları ve özel organizasyonları ile kendini ve çevre işletmeleri ayakta tutacak şekilde programlamış bir yapıya sahip... Bunun yanında sanat etkinlikleri, film festivali, grand prix, şarap bağları ve yemekleriyle her zaman tatil destinasyonlarının başında geliyor.
Fransa, dünya gastronomisinin şüphesiz önderi. Zira, son derece tutucu ve snoplar. Tüm yediğiniz ürünler 15 sene de önce yeseniz de aynı... En güzel tarafı bir rehber yapılsa Cote d’Azur’da görülmesi ve yemek yenilmesi gereken yerler benim için senelerdir aynı.
Klasikler ve keşifler
Top 10 restoran listem hiç değişmez. Nice’e geldiniz... Deniz kenarında meydana yakın güzel yemek için size Le Petit Maison’u tavsiye ederim. L’Ane Rouge da simge restoranlardan biri. Şubat ayında, bazen de mart ayının başında düzenlenen dünyanın en büyük karnavallarından Nice karnavalını da ajandanıza not edebilirsiniz.
Cannes, sahili, mağazaları, plajları, otelleri, festivali ve fuarlarıyla dünya markası bir yer. Şüphesiz 1958 yılında hizmete giren Astoux et Brun da deniz mahsulleri ve kabuklularıyla adeta şehrin simgesi.
Türk elitlerinin ev, iş ve doğum günü başta olmak üzere özel etkinliklerine lüks catering hizmeti veren 7 Catering’in sahibi Ebru Erberdi Uzun ile keşfettiğim restoran La Mome ise Akdeniz mutfağının son dönemde öne çıkan öncülerinden olmuş. La Mome’un hem restoranı hem de plajı çok keyifli...
Gelelim Cannes’ın en popüler, tabii ki Türkiye’de de D maris’te yer alan La Guerite’e… Cannes’da, adadaki yerinde hem plajı hem de restoranı ile tartışmasız görülmesi gereken yerlerden... Baoli markasını dünyaya tanıtan restoran gece kulübü de Cannes’ın en keyifli mekânı. Uzakdoğu temalı mutfağı da oldukça başarılı.
Simge mekânlar günün her saatinde dolu. Pek çoğunda yer bulmak için aylar öncesinden rezervasyon yaptırmış olmak gerekiyor.
Aylar öncesinden rezervasyon gerekiyor
St. Paul De Vence... Bir sanat kalesi. İçinde sayısız galeri bulunduran tarihi eser, sizi her galeride çağdaş sanatın sınırsız boyutlarına taşıyor. Sanatın yanı sıra La Colombo d’Or Restoran birkaç ay önceden rezervasyon yapmanız gereken çok sofistike bir yer. Bir başka keyifli adres ise Alain Llorca... Sizi sıkmayacak 3 course yemekle St. Paul De Vence manzarasını izleyebilirsiniz. Mougin’de ise La Place de Mougins 1 Michelin yıldızlı restoranı ile efsane.
Türk firmadan yatırım
7 Catering’in sahibi Ebru Erberdi bir Türk firması olarak yurt dışındaki ilk hizmetini Güney Fransa’da sunmaya karar vermiş… Erberdi, “Bir iki deneme amaçlı davet yaptım, gördüğüm potansiyel ve teveccüh karşısında lüks catering hizmetimizi buraya da taşımayı planlıyoruz. 2023 baharı için almış olduğum yatırım kararıyla bir Türk firması olarak yurtdışındaki ilk hizmetimizi vereceğiz. Aynı zamanda Dubai ile görüşmelerimiz de devam ediyor” diyor. Türklerin, Fransızların tekelindeki gurme pazarında iddialı adımlar atması önemli.
Güney Fransa’nın sayfiye kasabaları, eylül ortasına geldiğimiz şu günlerde hâlâ kalabalık. Konuştuğum kişilerin çoğu kışı da burada geçireceklerini söyledi.
Ebru Erberdi Uzun ile Cafe de Paris’nin lezzetlerini tatmayı ihmal etmedik.
Jet setin mekânları
Monte Carlo... Dünya jet setinin buluşma noktası. Eski yerinde Cafe de Paris, hem kafe hem de restoran hizmeti veriyordu. Kafe kısmı yine eski mekanında, restoranı ise Hotel De Paris’nin altına almışlar. 3 Michelin yıldızlı restoran Alain Ducasse’ın yanına. Cafe De Paris’nin yemekleri tabii ki et ağırlıklı ama kaz ciğeri de her zaman harika oluyor. Fairmont otelin içindeki Nobu da bence dünyadaki en iyi Nobu’lardan biri.
Pandemi sonrasında Paris başta olmak üzere Güney Fransa’dan bölgeye yerleşen çok insan olmuş. Türklerin Bodrum başta olmak üzere sahil kasabalarına yerleşmesi gibi… Bu anlamda Türkler de yaşamak için Nice, Cannes yerine Valbonne, Antibes gibi provence tarzı bahçeli, havuzlu evlerin olduğu bu bölgeleri tercih etmeye başlamışlar. İstanbul’daki lüks catering hizmetinin bir şubesini Güney Fransa’da açmaya hazırlanan Ebru Erberdi’nin de tercihi tüm popüler destinasyonlara 20 dakikalık mesafede olan Valbonne bölgesi olmuş. Berlusconi’nin de, Katar Emiri’nin de evi bu bölgede.
Yazlıkçılar ikametlerini Güney Fransa’ya taşıdı
Ve favorim St. Tropez... Maalesef trafiği gerçekten hep sorun ama bu tatlı kasaba plaj restoranları ve limanıyla çok meşhur. Tartışmasız Le Club 55, St. Tropez’in simgesi. Enginar, krudite tabağı, ızgara karidesi ve dil balığı imza yemekleri. Sayısız dünya zenginin ve sanatçının yemek yediği bu restoranın sahibi herkesi kapıda karşılıyor.
St. Tropez’de Ramatuelle’de La Reserve, Bagatelle, Lou Lou gibi plaj restoranlar da çok popüler. Kapılarını 50 yıl önce açan gece kulübü Les Caves du Roy, simge otel Byblos’un içinde.
Parisli beyaz yakalılar
Daha önce yazları bu bölgede kalan yerli kesim kışın da artık burada yaşıyor. Pandemi sonrasında Paris’ten de çok yerleşen olmuş. Nice’te, Cannes’da çalışan profesyoneller de bu havuzlu, bahçeli evlerde yaşamayı tercih eder olmuş. Bölgede iki dilin öğretildiği okulların varlığı da çocuklu aileler için tercih edilirliğini artırmış. Ebru Erberdi Uzun-Turgay Uzun çiftinin çocukları Osman Uzun’un gittiği ve iki dilde eğitim veren ICS International School’u da ziyaret ettim. Geçen sene 100 olan öğrenci sayısı 178’e yükselmiş. Bu artış bölgeye yönelen ilginin teyidi niteliğinde.