Sina Koloğlu

‘Most Yapım, yeni bir dizi çekecek, adı ‘Marlon Kemal’ olacak’ diye duymuştum... Bu projede, İlker Kaleli’nin oynayacağı haberleri de yer aldı. Merak edip, sordum. Most Yapım’dan gelen bilgi şöyle: “Dönem dizisi olacak, 70’li yıllarda geçecek. Ama adı ‘Marlon Kemal’ olmayacak.” Ekim için planlanıyor, adı belli değil. Oyuncular da netleşmedi. Bir şehir hikayesi olacak. Kadın ve erkek başrol için görüşmeler devam ediyor. Tabii ki İlker Kaleli de var.
Senaryosunu da Kerem Deren yazıyor.
Henüz anlaşma yok!
Kaleli cephesinden, “Bir anlaşma yok” bilgisi geldi. Görüştükleri ve yakın zamanda projenin netleşeceği belirtildi. Kanaatim bu iş kesin. Oyuncu, uzun bir ara verdi. Psikolojik durumlar yaşandığı söylendi. Edindiğim izlenim, yapım tarafı da pek bir istekli... Özet, dizinin adı ‘Marlon Kemal’ değil, fakat yeni bir projede iddiam, başrol oyuncularından biri Kaleli olacak.

BİZİM OKULLAR DÜŞÜNMEZ Mİ?
Levent Dönmez, seslendirme üstadı. Billur gibi sesi ve duru Türkçesiyle anlatsın, dinle... ‘Laf Aramızda’yı sunuyor.

Prof. Dr. Sadi Uzunoğlu, ekranın keyifli simalarındandır. ‘Düğünlerin ortalama maliyeti’ konuşuluyordu, bir ara takıldım Bloomberg’te... Hande Bertan gelen izleyici notlarını iletiyor: “Mert Yılmaz, ‘hocam biraz daha makro yaklaşsanız konuya’ diyor.”
“Her yerden yaklaştık hocam” diye hayret ediyor Hande Hanım. Sadi Hoca veriyor cevabı; “Mert sen evlenme! Tavsiyem o...”

Hocam programı kaptı!
Ekranın karizmatik hocalarındandır Ahmet Kasım Han... Böyle olunca şöhretli oluyorsunuz. Baktık TV 100’de program sunuyor. Ev ahalisi,
“Hocamız muradına erdi” dedi.

250 sayfa, tartış tartış bitmez!
YSK, İstanbul belediye seçim iptal gerekçelerini şerhler dahil açıkladı, tam 250 sayfa... Haber kanallarının seçime kadar kontenjanı doldu. Tartış tartış bitmez!

Soğanlı mı, soğansız mı?

Ev ahalisi, “Vallahi öyle oluyor” diyerek destekledi söylenenleri.... ‘Güldür Güldür Show’da gelin kaynana yemek hallerini ‘ti’ye alan aslında, ciddi bir eleştiri getiren skeç vardı. “Kaynanaların gelinleri yarışmayı kazansın diye yemekleri gömdüğü, çatır çatır kul hakkı yediği yarışmamız başlıyor” diye anonsu yaptı sunucu. Bu karakterin hali tavrı da ne çok Onur Büyüktopçu’yu çağrıştırıyordu! Yarışmanın kendisi ‘Zuhal Topal’la Sofrada’n esinlenmişti diyelim. Kapanışı yaparken sunucu şöyle bitiryordu; “Milleti birbirine düşürdüğümüz, aile kavramını, sofra adabını yerle yeksan ettiğimiz program burada bitiyor...” Ev ahalisi, “Tespitler yerinde” diyordu.

Gündüz kadın halleri
Zaten gündüz kuşağının kadın sunumu da pek bir enteresan... Özetle; kadın evinde oturur yemek yapar, stresini dedikoduyla atar, dikiş nakışla haşır neşir olur, dünya onlar için böyle bir çitle çevrilmiştir. Evlilik, gelin tarafının kaynanalar nezninde bir nevi ‘köle’ olarak çalıştırıldığı bir müessesedir, ekrandaki yoruma göre... Evlilik zaten bizatihi gelinlerin kendi aralarında rekabet içinde ‘Bende bu var, sende ne var?’ felsefesiyle iş gören bir şirkettir! Dikkat edilirse, erkek tarafı ortada yoktur.

Latin televizyon pazarında malum Türk dizilerimiz pek revaçta... Bizim sektörde de merak konusu oluyor. World Screen, 33 yıldır medya üzerine haber ve analiz yapan bir kuruluş. Onun kollarından biri de TV Latina... Can Okan, sektörün en tecrübeli isimlerinden... 1992 yılından beri piyasada. Önemli dizi pazarlama şirketi İnter Medya’nın da sahibi... Söyleşi yapmışlar sektörle ilgili. Bir bölüm dikkatimi çekti. Sektörün özeti gibiydi. “Ekipler (yapım ekibi) iki grup, iki yönetmen, aynı anda iki projeyle çalışabiliyor. Haftada altı gün, 16 ila
18 saat arasında sürüyor. Senaristler,
haftada 120-130 sayfa yazıyor...”
Tabii bunun bir de oyuncu ayağı var.
Onlar da az kafayı yemiyor! Peki bu durumla övünmek mi lazım?
Yurt dışı üretim de çok önemli
Okan’ın söyleşisinden çıkardığım sonuçlardan biri de şöyle: “Yurt dışı pazarı bugüne kadar olmadığından daha önemli sektör için. İçerideki ekonomik durumlar dizi sektörünü de fena halde etkiliyor. Reklam gelirleri azaldı. Yapımcı açısından maliyetlerini alacağı kapı televizyon, reklam gelirleri düşünce, ödemeler de krizde... Para dönmüyor yani... Bu durumda yurt dışı pazarı daha bir kıymetleniyor. Yapımcılar iç piyasadan

İsrail’de gerçekleşen 2019 Eurovision Şarkı Yarışması ‘siyasi mesajlar’la sona erdi. Tersi kaçınılmazdı. Hani biri yapmasa, öteki yapacaktı gibi bir durum bekleniyordu. İzlandalı heavy metal grubu Hatari sonuçların açıklanmasını beklediği köşesinde Filistin bayraklarını açtı. Salondan ıslıklar yükseldi. Sunucu Bar Rafaeli, “Burada siyaset yok” diye anons yaptı. İsrail’in içinde Filistin bayrağı taşımak, göstermek hiç hoş karşılanmıyor (!) Hele canlı yayında Tel-Aviv’de... Tabii bir de Madonna’nın durumu var. Dansçılarının ‘İsrail ve Filistin bayrakları’ sırtlarında yer alması, tam bir ters köşe oldu. Yarışmayı düzenleyenler her iki durumu da eleştirdiler. Madonna’yla ilgili “Provada böyle bir durum yoktu. Yarışma siyaset dışıdır. Bu durumdan Madonna bilgilendirilmiştir” açıklamasını yaptılar. İzlandalı grupla ilgili ise “Yarışmanın kurallarını aykırı bir durum” yorumunu yaptılar. ‘Sonuçların yarışma yönetimi tarafından konuşulacağı’ belirtildi.
Yayını niye kesmediniz?
İsrail Kültür Bakanı Miri Regev de yarışmayı yayınlayan İsrail Kamu Yayın Kuruluşu KAN’ı da eleştirdi. “Niye yayını kesmediniz?” diye sordu. Hem Madonna hem de İzlandalı grup için, “Bu bir hata. Siyaset ile

Bizim ekrandaki yemek programlarının ortak özelliği; ‘Yemek hikaye, dedikodu ve kavga şahane...’ Buna geçtiğimiz sezon yayınlanan ‘Masterchef Türkiye’ de dahil... Bizim ev ahalisinin fertlerinden bir kısmı, yemek tariflerine ve programlarına düşkünler, mesela küçük baldız... Platformlarda yayınlanan, yabancı yemek yarışma programlarını takip eder. ‘Masterchef Türkiye’ başlayınca, hemen karşılaştırma yaptı. “Onların formatında yemek yapıldığı görülüyor, bizde ise öne çıkan kavgalar” diyerek özetledi. Daha sonra jürideki şeflerin de yemeklerinden çok çapkınlıklarıyla ilgilendik, o ayrı mesele!
FOX’ta yeni program başladı ‘The Taste’... Ev ahalisinin ilk tepkisi, “Yemek yapıldığı görülüyor” oldu. Yarışmacıların ‘eksantrik yemek’ peşinde koşmaları biraz rahatsız etti. Şahsen yemek hazırlamakla, laboratuvarda deney yapmak arasında bir fark olmalı diye düşünüyorum. Görsellik, farklı lezzetleri yakalamak tamam da, abartmamak lazım. Programda, jüri üyeleri bile bazı tabaklara bu açıdan tepki gösterdi. Yarışmanın orijinal formatından baktım, Şemsa Denizsel’in aynısının tıpkısı bir jüri üyesi mevcut. Ev ahalisi, ‘gıcık ve ukala’ gibi tanımlamalarda bulundu. Çünkü, ‘format gereği

Kanal D’nin yeni dizilerinden ‘Leke’nin şu sıralar pek keyfi yok. Aslında uçları yakalayan bir konusu var. Rahatsız eden diyeyim... Bu da diziyi ilginç kılmıyor değil. Serpil Zengin karakteri mesela... Eskortluk yapıyor. İşin içinde polis kardeşi de var. Başroldeki kızımız Yasemin kıyısında dolaşıyor, farkında değil durumun. Beklenen izlenme oranlarını alamadı. Ama kanal arkasında duruyor. “Ekip işe hakim. Hikaye ivme kazanıyor ve açılıyor” diyorlarmış duyduğum. Kanal projeyi, sezonu olabildiğince en yüksek seviyede tamamlayıp, yeni sezona taşıma arzusunda... Kanal D’nin yeni ekibi (Lale Eren’i de aldılar mesela) asılıyor işe. ‘Zalim İstanbul’ örneğinde görüldü.
‘Leke’ konusunda da benzer durumun olacağını düşünüyorum.

ALP KIRŞAN NE ZAMAN BAŞLIYOR?
Bazı futbolcular vardır, onlar için “Keşke bende olsa” denir. Her takımın istediği oyuncu... Televizyon sektöründe de bana göre Alp Kırşan öyle. Her kanalın böyle bir şov adamı olsa... Doğuştan sunuculuk yeteneği var diyebiliriz. Mimikler, fizik, sunum her şeyiyle “Ben yıldızım” diyor. Acun Ilıcalı’nın gölgesinde kaldı. Bunu isteyerek yaptı ve sonra sivrildi. Şimdi tek başına sunacağı bir yarışma var. ‘Kapanmadan Kazan’, Star

Ayta Sözeri şöyle konuştu: “Bernard Shaw, ‘Mutlu hayat yok, mutlu dakikalar var’ der.” Kanal D’nin yeni şarkı yarışması ‘Benimle Söyle’ tanıtımında bu şekilde tarif etti, şarkı söylemesini... “Birini dinlemek için gittiğimde alınmadığım mekanlardan, şimdi bana sahne teklifleri geliyor” diyerek devam etti. Acaba hangi mekanlar? Bazılarında çıkıyor, bazılarını da kabul etmiyormuş...

Özel haberi nasıl kullandılar!
TBMM’ye ‘enteresan bir şekilde’ giren iki teröristin görüntülerini Halk TV, “Biz bulduk” şeklinde kendi logolarını üzerine basarak yayınladı. “Başka hiçbir yerde yok” dediler. Baktık, aHaber aynı görüntülerini yayınlıyor. ‘Şu kanalın görüntüleri’ sözü yok. Ayrıca ‘logosuz’ yayınlandı!

Başarısızlıkları anlatmak
‘Halka’da, Altemur, Cihangir’e söylüyordu; “İnsanlar, başarılarını günlerce, başarısızlıklarını bir dakikada anlatır. Sen de hızlıca anlat çocuğum nasıl başaramadınız?” ‘Halka’ adına istenen bir iş yapılamamıştı. Hoşuma gitti laf. Biyografilerimize bakalım, hangimizin ‘Neyi başaramadığı’ yazar...

KARE DONUNCA
Yavru Bengal, muhabiri çok sevdi