Fransız ‘Le Nouvel Observateur’ dergisinin internet sayfasında, ‘Büyük Senaristlerin Sırları’ (Marjolaine Jarry imzalı, 4 Aralık’ta yayımlanmış ‘Les Secrets Des Superscénaristes’) başlıklı röportaj dikkatimi çekti. Ses getiren dizilerin senaristlerinden tüyolar veriyor. Peki bizim senaristler? ‘Poyraz Karayel’in senaristi Ethem Özışık’la ‘Bodrum Masalı’ senaristi Başar Başaran’a bizim senaryo tüyolarını sordum.
Her yerde senaryo yazılır mı?
‘X Files’ dizisi senaristi Chris Carter, “Her yerde senaryo yazabilmeli iyi bir senarist. Arabada, çekim sırasında ve havada. Beyaz kağıdın önünde oyalanmaya vakit yok” diyor. Ethem Özışık; “Birçok senarist gibi ben de çalışmamak için sürekli bahaneler aradığımdan dikkatimi kolay dağıtıyorum. Özellikle sessizlik en çok aradığım şey.
O yüzden kafelerde asla çalışamam” diyerek bir yerde gönderme yapıyor Carter’a. Başar Başaran ise biraz farklı bakıyor olaya: “150 dakika dizi yapılan bir memlekette, senaristin ortam bekleme lüksü yok. Ama insan rahat çalışacağı bir yer arıyor elbette.”
‘Etkili bir karakter’
‘Dexter’ın senaristi Clyde Phillips, “Kimsenin normal insanları izlemeye isteği olmaz” diyor. Başaran, konuyu şöyle açıyor, “İnsanlar fevkalade
‘Bodrum Masalı’nda Şevval Sam’ı pek göremiyoruz. Konuyu sordum, “Şevval Hanım’ın sahneleri azalmadı. Ama diğer karakterler biraz daha parladı, ondan öyle bir hissiyat olmuştur” dediler.
‘Dönüşemedik abi’
‘Poyraz Karayel’de, Poyraz’la Sinan eski oturdukları apartmanın önünde. Yıkılmamış. Oradan geçen mahalleliye soruyor Poyraz, “Birader burada kentsel dönüşüm işleri vardı. Ne oldu o işler?” “Dönüşemedik abi”...
İnşaat şirketi kelek atmış.
Büyük tartışma
Flash TV ‘Dest-i İzdivaç’ programında, “Bay ile bayan kanka olabilir mi?” sorusu tartışılıyordu.
Duruma göre değişiyormuş!
Yaratıcı başlık!
Poyraz ve Karayel’de, Poyraz eski evinde. O pembe beyaz badanalı eski apartmanın dairesinde. Özlemişiz duvar yazılarını. ‘Yaşamaya vakit kalacak mı?’ yazıyor duvarda. Yaşamaya vaktimiz kalacak mı? Hemen şerit halinde hızla geçiyor yaşamaya vaktimizin kalmadığı...
Ekrandaki alt yazıda 14 gencecik canın gittiği yazıyor. Hızlı geçiyor, gerçi ‘Son Dakikası’ da var hemen bitişikte! Önceleri kızardık “Şehitlerimiz var neden programlar ağırlaştırılmıyor?” diye. Siyah kurdele astık ekranın köşesine... Siyah elbiseler alındı, bir, iki, üç kere... Sürekli giyilecekmiş, bilmiyorduk. Askıya astık, arada bir olur diye. Askıdan aldık, sabah hazır olsun diye, akşamdan ütülemeye başladık. Bir gün evlendirmedik. Acımız büyüktü çünkü. Sonra karalara bağladık evlendirme memurluğunu. Gelinler de, damatlar da siyahtı. Acımızı içimize gömdük evlendirdik, halen evlendiriyoruz. Yemek tariflerinin de siyah zemin üzerinde olması ya da, gardrop savaşlarının sadece siyahla tarif edilmesi hatta, dizilerin kostüm tasarımcılarının siyahı tavsiye etmesiyle oyuncuların siyah kıyafetlerle oynaması...
Duvardaki yazı gibi ‘Yaşamaya vakit kalacak mı?’. Çünkü haber kanallarının alt yazıları hızla geçiyordu; 14 şehit
Meltem Cumbul’un başrolde oynayacağı dizi ‘Kırlangıç Fırtınası’ fırtınaya tutuldu. Cumbul, “Küçük yaşta çocuk oyuncu var” diyerek diziyi bıraktı. Sonra bir başka sorunun daha olduğu ortaya çıktı. Oyuncunun gençliğini Tuğçe Tanış canlandıracaktı. Üç bölüm onunla çekildi. Ancak görüntüleri izleyen Cumbul memnun kalmadı. Bu kez kendisiyle çekim yapıldı. Bundan da yönetmen memnun kalmadı. Oyuncunun ayrılma nedenlerinden birinin bu olduğu yazıldı. Yapım şirketi Limon Yapım’a durumu sordum.
‘Tek haklı olduğu konu’
Yapım şirketinin danışmanı Ahmet Yurdakul’la konuştum, şöyle dedi: “Meltem Hanım senaryoyu okuyunca hassasiyetini dile getirmiş. Zaten tek bir sahnenin ardından zaman atlayarak 20’li yaşlara geliniyor. O sahnede oyuncak bebek kullanıldı. Yakın planda ise çocuk gösterildi. Kendisi o çocuğu görünce itiraz etti. Haklı olacağı tek nokta burası olabilir. Bu benim şahsi fikrim. Asla kendisinin ifade ettiği şekilde neredeyse istismara girecek vahim bir durum yok. Çocuğun sette kalma süresi yarım saat. Sahne olarak bir dakikalık çekim için belki 10 dakika kamera karşısına geçti. Mevcut diziler içinde en masum çocuk kullanımıdır.” Yurdakul durumu böyle özetledi.
Onun talebesi
Meltem
Rus Büyükelçisi’ne suikast görüntüsü tam da kanalların ana haber bültenlerinin başladığı zaman diliminde oldu. Takip ettiğim kadarıyla saat 19.14’le 19.19 arasında çok izlenen kanallar ilk aldıkları bilgilerle art arda yayına girdi. İlk hamleyi 19.14’te FOX yaptı. Fatih Portakal, “Anlat anlat Engin. Dur bir dakika, Kemal’e geçtim” aksiyonunda bir sunum içindeydi. Olayın heyecanı ve ‘anında haberi verme’ telaşı vardı. ATV 19.15’te, Kanal D 19.17, Star TV 19.19, Show TV ise iki dakika sonra 19.21’de habere bağlandı.
Saldırgan o mu?
Bir fotoğraf ekrana geldi. Yerde yatan biri ve hemen onun arkasında elinde tabanca, takım elbiseli bir genç. Portakal, “Katil olabilir mi?” diye sordu. Ev ahalisi, “Elinde silah ee adamın koruması da yokmuş, katil kesin o” diyerek haberi izledi. “Başka bir saldırı oldu, kurşun elçiye mi isabet etti? Temkinli olmak lazım” diyordu ATV Ankara Haber Müdür Yardımcısı Salim Salimoğlu.
Cem Öğretir, fotoğraf üzerinden; “Silahlı biri duruyor muhtemelen, korumalarından biri” diyordu. Kanal D’de Serdar Cebe bir cinayet filminin çözümündeydi; “Silahlı biri var. Saldırgan mı? Flulaştırılmış biri. Yerde yatan kim? Vuran kim, o elinde silah olan mı?” Kanal D Ankara
Meltem Cumbul’un, bir yaşından küçük çocuk diziye dahil edildiği için oynayacağı yeni projeden ayrıldığı yazıldı. Başkanı olduğu Oyuncular Sendikası’nın “Üç yaşından küçük oyuncular setlerde olmamalıdır” görüşü vardı. Sendika, ‘Yönetmeliğin son taslağında asgari, üç aylık olarak teklif edildi, bunun kabul edilmesi halinde üç aylık bebekler dahi setlerde çalıştırılabilecek’ şeklinde çekincelerini dile getiriyor.
23 Nisan 2015 tarihinde İş Kanunu’nun 71. maddesine çocuk oyuncularla ilgili gerekli ekleme yapılmış. Bununla yetinilmiş. Bütün hikaye burada kopuyor.
Ben de çocuk oyuncularla çalışan yönetmen ve yapımcılarla konuştum.
Çocukluğunun kaydı oluyor
‘Paramparça’da küçük oyuncular var. Mesela Can Haşmet. “Mutlaka pedagog oluyor. Rolleri yok. Çok az sahneleri var. Sahnelerde annelerinin kucağında duruyorlar. Oldukça az görünüyorlar. Bir de moral motivasyon tarafı var. Geleceğe bir kayıt düşülmüş oluyor.” ‘Paramparça’da çalışma günde 10 saatle sınırlıymış. Yeni başlayan işlerde 24 saati zorlayanlar çok.
‘Anne’ dizisinde durum
Star TV’nin ‘Beni Affet’ dizisinde Sedat, “Şu Feride’nin güzelliğine bak ya. Bu kadar acıya eziyete rağmen melek gibi duruyor” dedi. “Sen bir de Feride’ye sor. Yüz vermez sana” cümlesine Sedat kardeşimizin tepkisi; “Artık yüz isteme devri bitti Memduh. O yüzü söküp alma zamanı geldi.” İşte racon budur!
SEMT PAZARINDA YARIŞMA ŞANSI!
“Semt pazarında yarışmacı olmak için bize ulaşın.” ‘Her Şey Dahil’den bir anons. Şöhretin yeri ve zamanı yoktur!
BÖYLE BİR ERKEK OLMAK
“Bekar kadınların arasında gözdedir Nikola.” Star TV’nin yeni Brezilya dizisi ‘Aşka Tutsak’ta böyle bir cümle söylendi. Her erkeğin hayalidir!
DEMEK Kİ NEYMİŞ?
“Şişli’de tiner bağımlısı bir genç, arkadaşının üzerine tiner dökerek ateşe verdi. Kayseri’de ise 10’uncu sınıf öğrencisi liseli, sınıfa girmesini isteyen nöbetçi öğretmeni tekme tokat döverek hastanelik etti. Bu gelişmeleri sadece iki dakikalık reklam arasından sonra ekranlara getireceğiz. Bizden ayrılmayın lütfen.” Ticaret, pazarlama, heyecan ve aksiyon var. ‘Haber-eğlence ‘(Infotainment) dedikleri bu olsa gerek. Yukarıdaki cümleler Kanal 7 Ana Haber Bülteni’nden bir kesitti. Hepsi bunu yapıyor. “Şimdi reklamlar, sonra buradayız”, “Reklamlar ardından güle güle demek için buradayız” mesajlarını vermeyen haber bülteni var mı?
Bir kanalın haberleri reklama girince; “Dur bakalım ötekinde ne var?” demeye alıştırıldık.
Rezil bir durum yani. Bir de evde yemek hazırlanana kadar ‘ön haberleri izleyelim’ durumumuz var. Daha çok mobese kamera soslu, üçüncü sayfa haberlerini... Yemek pişene kadar izlemece yani! Düzelteyim, haber- eğlence dedikleri aslında bütün bu anlattıklarım.
YEŞİLİ SEVMİYORUZ!
FOX’ta ve Kanal D Haber’de yer aldı ‘Validebağ Korusu imara açıldı’ haberi. Uğraştılar, didindiler ve sonunda oldu! Bu bir zihniyet meselesi. Sağcı ya da solcu olmakla ilgili değil, bu bir eğit