Uzun bir zamandır İzmir’deyim. Hikaye uzun ve hüzün fazla çünkü, doğup büyüdüğüm kentin bittiğine şahit olmaya başladım. Burada pazara gidiyorum. Köyler yakın olduğu için ekmek, tereyağı, zeytin, yumurta, zeytinyağı, sabun ve sebzesi tarladan geliyor. Geçenlerde davet geldi bağ, bahçeleri ziyarete gittik. Eşim Manisa Selendili. Orada tarla ve bahçeler var. Turşu, tarhana, kuru fasulye, salça oradan gelir.
Salihli’deki mahalle fırınından çıkan ekmeğin ağırlığında İstanbul’da yemek yeme imkanı yoktur. Böyle bir halet-i ruhiye içindeyiz anlayacağınız. Tam da CNN Türk’te “Palmiye yağı ve işlenmiş gıdalar güvenli mi?” sorularının konuşulduğu Deniz Bayramoğlu’nun programına denk geldim. İki konuşmacının, gerçekleri farklı pencerelerden bizlere sunduğunu gördüm.
Organik zengin işi
Prof. Dr. Ali Esat Karakaya, “Gidip köyden tereyağı, mereyağı hani hoş şeyler” diyerek küçümseme eşliğinde konuşmaya başladı. “Ama bakın Türkiye’de 60 milyar dolarlık işlenmiş gıda, 60 milyar dolarlık tarım ürünü var. Organik pazar ne kadar? 500 milyon dolar. Gerçek organik zaten ihraç ediliyor. Tamam kişisel tercihiniz
paran da varsa” diyerek “Zenginsen al kardeşim” diyordu.
Demokratik gıda
Ali Hoca, “Bin 300
TV 8,5 yeni yüzüyle şubat ayında karşımızda olacak. Peki neler var?
‘Sinema Güzeli Yarışması’
Antalya’da yapılacak ‘Sinema Güzeli Yarışması’, kanalın iddialı programlarından. Ceren Kaplakarslan’la Vatan Şaşmaz sunacak. Şükrü Avşar, Mehmet Yiğit Alp, Faruk Bayhan ve Çağrı Bingüller jüri olacak. Birinci seçilen yarışmacı, 2017 KKTC Miss Fashion TV International Güzellik Yarışması’nda Türkiye’yi temsil edecek.
Özge Ulusoy sabahları
Kanalın vitrininde Özge Ulusoy var. Ulusoy, ‘Hayatın Renkleri’yle sabah kuşağında olacak. Ezgi Avcı ‘Fenomedya’yla, eğlenceli klipler üzerine bir çeşitleme programı yapacak. ‘En Zayıf Halka’, ‘Yetenek Sizsiniz Türkiye’, ‘İşte Benim Stilim’, ‘Para Bende’ ve ‘Aileler Yarışıyor’ gibi bilindik TV8 yarışmaları serpiştirilmiş. ‘Bana Baba Dedi’, ‘Maral’ ve ‘Ayrılsak da Beraberiz’ yeniden izleyicinin keşfini bekleyecek diziler arasında...
Sinema önemli
‘Sine 8.5’, ‘Hollywood Yıldızları’yla filmler izleyiciyle buluşacak. Magazin programlarının yanı sıra ‘İş yapan filmler’ gösterimi de var. Şubat ayında ‘Bodyguard’, ‘City Angels’, ‘Fracture’ ve ‘Wild Wild West’ ekrana gelecek bazı filmler.
Farklı programlar
Tekrar görüntülerin zamanlama sorunu, son olarak Karabük-Galatasaray maçında tavan yaptı. Bir ilk yarı seyrettik, not almaktan elim yoruldu.
“Bizim slow motion hazırlayan arkadaşlar var. Onlar pozisyon hazırlıyor. Çok gaza gelmeyeceksin. Hızlı maçtı, adını vermeyeyim bir pozisyonda üç tekrar görüntü verdim. Üçüncüsünde gaza geldim. O sırada adam korner attı. Bir anda kaleye döndü top. Nasıl çıkacağımı şaşırdım. Top direğe çarpmıştı” bu sözler bir yönetmenden itiraf gibi açıklamaydı.
Bu maçta benzer durumlar fazlasıyla oldu.
Defans yakalandı dediğinde top neredeydi?
25.08’de not almışım: ‘Top, Karabük sahasından Galatasaray sahasına gitmiş.
O sırada tekrar girmiş, çıktığında ise Galatasaray’ın sahasına dönmüş.’
‘Poyraz Karayel’de Zafer Biryol’un kardeşi çıktı; Savaş Biryol. Engin Benli (Zafer) ile Deniz Celiloğlu (Savaş) ‘Kanıt’ dizisinde kanka iki komiseri oynuyorlardı. Arkadaşlıktan kardeşliğe terfi yani!
Kim bu arkadaşlar?
Ahmet Hakan, Kanal D Ana Haber’de açılışı Prof. Canan Karatay’la yaptı. Hoca, çikolatalı fındık ezmesine karşı. Hakan; “Depresyona girince arkadaşlarım kavanoz kavanoz yiyorlar” dedi. Merak ettik arkadaşları? Malum bu şekil erkek takımı pek yemez!
Evet evet peki hocam
A Haber’de konu Trump, telefonda Hasan Köni Hoca, Salih Nayman stüdyoda. “Amerikan Başkanı’nı bir İngiliz ajanı takip ediyor, (telefondan bıııp sesi) FBI’a haber veriyor. FBI (yine bıııp sesi telefondan) almayınca bu ajan (arada Salih Nayman’ın evet evet sesi geliyor) Wall Street’e gidiyor.” Sesin gidip geldiği, hikayenin de uzadığı, stüdyoda sunucunun bir türlü kesemediği, bir durum. Hocam telefonun diğer ucunda önemli bilgiler vermenin telaşında, biz gidip gelen sesin takibinde, stüdyodaki sunucu, ‘hocam bitirse’ bekleyişinde. “Peki hocam çok çok teşekkürler” dediği an, “Ohh bitti” havasındaydı.
Oluyor böyle bazen.
Yıldırım değil, buz düştü
Birbiriyle bağlantılı ilginç haberlerin her gün bulunması kolay
Günümüzde naklen maç yayınları çekimi bir nevi film yönetmenliğiyle eş değer yorumlanıyor. İzleyicinin maç seyretmekten çok aksiyon filmi izler hale getirilmesi ne kadar doğru? Fransız ‘Telerama’, (Le Monde grubunun içinde yer alır) internet sitesinde ‘Futbolu Sam Peckinpah gibi çekmek’ (Filmer Le Football Comme Sam Peckinpah) başlıklı bir haber-yorum yazısına yer verdi. Peckinpah, Western türüne yaklaşımı ve şiddeti anlatmadaki açık ve yenilikçi tarzıyla 1970’lerin önde gelen yönetmenlerinden biriydi.
Biz futbolu nasıl izliyoruz?
Çekimlerdeki yakın plan, ülkelere göre değişiyor. Fransa’da yönetmenler ortalama bine yakın planla çalışıyorlar. Almanya ve İngiltere’de bu oran, maç boyu ortalama 800 yakın planla sınırlı. Peki bizde nasıl?
40 küsur yılını bu işte geçirmiş, ülkemizin en deneyimli yönetmenlerinden Musa Çözen’e sordum. “Fransızlar’a daha yakınız. Bine yakın plan oluyor” dedi. A Spor, Ziraat Türkiye Kupası maçlarını yayınlıyor. Yılda 120 maç. A Haber ve A Spor Şef Yönetmeni Murat Aktaş ise, “Oyun odaklı çalışıyoruz. Sanırım biz,
800 plana daha yakınız” diyor.
Geniş açıdan kaçalım mı?
2014 Dünya Kupası’nın açılış maçını Fransız Yönetmen François Lanaud, 12
“140 dakika dizi, 130 sayfa.” ‘Bu Şehir Arkandan Gelecek’ dizisinin senaristi Ece Yörenç’in sözleri. Dizi sektörünün senarist cephesindeki durum böyle. Yörenç, “Her hafta 130 sayfalık senaryoyu, aynı şeyleri yazmamak üzere kaleme alıyorum” diyor.
130 sayfa yazabilmek, sanırım işin püf noktası bu. Öğreniyoruz ki, ortalama 140 dakikalık diziye, 130 sayfa yazılıyormuş. Bu düzenin değişmesi gerekir.
Hemşire Nesrin farklı bir karakter
Yörenç’le kısa bir sohbet gerçekleştirdik. Kendisi,“Bu benim çok sevdiğim bir iş oldu. Dizinin ayrıca hiç görmediğimiz yaşam konusunda çok katmanlı olduğunu düşünüyorum. Bir ambulans hemşiresi mesela, her gün ‘olay yerine’ giderken evde yalnız bıraktığı oğlu. Rauf Anne ve Ali başlı başına çok farklı.” Defne Kayalar, dizinin ikinci bölümünde ekrana geldi. Kayalar; Şahin’in boks salonunda çalışan küçük Veysel’in hemşire annesi Nesrin’i canlandırıyor. Ben de izlerken not almışım; ‘İlk defa 112 Acil’de çalışan bir hemşire dizilerde yer aldı’ diye. Yapımların hikayeleri üç aşağı beş yukarı benzer özellikler taşır ama
ayrıntılarla zenginleştirilir. Böyle bir karakterin seçimi, onun hikayesi ve yaşadıkları diziye renk katıyor. Ece Hanım’a katılıyorum.
Senarist değişti
Sabah’ta Mevlüt Tezel yazısında “Şansal Büyüka gidiyor mu?” diye sordu.
Büyüka’ya durumu sordum. “Ömür boyu çalışacak değilim. ‘Kal’ derlerse sadece bir yıl daha dururum. Git derlerse medeni bir şekilde vicdani ve hukuki sorumluluklarımızı yerine getirerek ayrılırız” dedi.
‘Zaten genel müdür değilim’
Büyüka, “2010 Ağustos ayında genel müdürlüğü bıraktım. Yedi sene oluyor, haber yapanlar hâlâ farkında değil” diyerek serzenişte bulundu. “Kanalı sıfır masrafla ben ve arkadaşlarım kurdu, Türkiye’ninen büyük markalarından birini yarattık’’ sözleri doğruydu. Gitmesinin doğal olduğunu, bunun gazete haberiyle yapılmasının medeni bir durum olmadığını söyledi. ‘Maraton’ programının izlenme oranlarında halen zirvede olduğunun da altını çizdi Büyüka...
İsmi geçen adaylar
Genel müdür pozisyonu için bazıisimler konuşuluyor BeIN Sports için. Barış Kuyucu, Ertem Şener, Ersin Düzen ve Göktuğ Sevinçli. Kulağıma gelen Kuyucu’yla bir görüşme yapıldığı yönünde. Aslında bu ‘kartvizit’ için bence istekli olmayan yok gibi. Büyük bir markada buluşmak. Bu isimlerin ‘Maraton’ programı içinde olabileceğini tahmin ediyorum. Hep vitrinde olmuş isimler. Sadece genel müdür olarak görev yapmak bu isimleri pek
Shameless dizisinin yerlisi olacak haberi çıktığından beri bir tartışmadır gidiyor. “Bize göre sıra dışı bir dizi, nasıl uyarlanacak?” “Bizim ‘Utanmazlar’ nasıl olacak?” En yetkili isim Med Yapım’dan Fatih Aksoy’a sordum.
‘Türk olsalardı ne yaparlardı?’
‘Dadı’, ‘Tatlı Hayat’, ‘ Doktorlar’ ve ‘Umutsuz Ev Kadınları’ Med Yapım’ın Türkiye’ye uyarlanan ve çok iyi iş yapan dizileri. “Ben hep ‘Türkiye’de nasıl olur?’ diye düşündüm. Amerikalılar öyle yapıyor, peki bizde nasıl olur? Bu karakterler Türk olsaydı ne yaparlardı? sorularını kendimize hep sorduk” dedi Fatih Aksoy.
‘Bizde alkolik baba yok mu?’
“Türkiye’de alkolik, esrarkeş baba yok mu? Annesi olmayan çocuklar yok mu?
Biz de bunu anlatacağız dizinin yerli versiyonunda” diyen Aksoy şöyle devam etti: “Bu projenin çok sağlam duygusu ve hikayesi var. Merkeze ana hikayeyi alıyoruz.
İngiliz toplumunun en alt kesimini anlatıyor. Biz de Türk toplumunun en alt kesimini anlatacağız.” Med Yapım’ın bugüne kadar başarılı yerli uyarlamalara imza attığı bir gerçek. ‘Umutsuz Ev Kadınları’nı beğenerek izlediğimi hatırlıyorum.